Şimdi baştan söyleyeyim bölüm kısa :(
Hemen yazdım ve merakta kalmayın diye atmak istedim.
Derya'nın asıl meselesini de öğrenmiş olacaksınız.
Sizce tutumunda haklı mı?
Lütfen emek karşılığı oy vermeyi ve bolca satır arası yorum yapmayı unutmayın.
Satır arası yorumlar çok olursa gelecek bölümü o okuyucularımdan birine ithaf edebilirim.
Görüşmek üzere :)
XOXO
ELİF
instagram:elifkaplan3watty (Belki nasıl biriymişim merak edersiniz :)
Derya kendisine sorgulayarak bakan babasına hesap vereceğini çok iyi biliyordu.
"Ne demek bu, kızım iki gündür eve gelmemiş. Abisi olarak onu sana emanet ettim ve gittim." Derya derin bir nefes aldı. Planını kurarken de babası tarafından bir yaptırıma uğratılacağını çok iyi biliyordu. Bu yüzden ne ceza verirse sakince kabul edip buradan gidecekti.
"Derya sana sorduğumda takılıyor işte demiştin." Açelya neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Derya'nın bir şeyler sakladığını biliyordu ama işin başka bir boyutu olduğunu bilmiyordu.
"Dedim çünkü sevgilisi ile takılıyordu." Açelya'nın gözleri şaşkınlıktan açılırken Derya'nın asla böyle bir şeye izin vermeyeceğini düşünüyordu aynı zamanda.
"Çünkü bunu yapmaya mahkûm edildim." Kimse Nehir'in kapıdan içeriye girdiğini görmemişti. Etraf gerginleşirken Nehir cesurca abisinin karşısına dikildi. Üzerinde cuma günü giydiği kıyafetler vardı. Babasının çok kızdığını görebiliyordu. Hele onun gibi toplumun uygun gördüğü ahlaki değerlerle büyümüş biri olarak verdiği tepki normaldi.
"Abim iş çıkışı odama geldi ve telefonumu, araba anahtarlarımı, banka kartlarımı, cüzdanımdaki parayı kısacası her şeyimi aldı. Eve gidecek param yoktu ben de otelde kalırım diye düşündüm ama kendi odama bile girmeme izin verilmedi. En yakın gidebileceğim kişi oydu ve ona gittim." Bakışlar Derya'ya yönelirken abisi her zamanki dik duruşundan ödün vermiyordu.
"Derya sen nasıl buna cüret edersin!" Babasının sesinin yükselmesi biraz Nehir'i ürküttü. Aile kavgasına yol açmak ve ayrışmaktan çok korkuyordu. Ne var ki, abisi kesinlikle bunu hak etmişti.
"Doğru, ona şımarık bir kızın nasıl alt edilebileceğini göstermiş oldum. O adamla olduğu takdirde aynı o gece gibi bir çıkmaza gireceğini sadece önceden göstermiş oldum. Bunu yapmam gerekiyordu."
"Beni deli gibi yağan yağmurun altında tek başıma sokaklara terk ederek mi vermeye çalışıyordun o dersi!" Nehir her ne kadar güçlü durmaya çalışsa da o gecenin korkutucu izleri zihnine kazınmıştı çoktan. Gözünün dolmasına engel olamadı.
"Derya canım isteyene kadar tüm imza yetkilerini ve haklarını elinden alıyorum. Madem kardeşini para ile terbiye ettin ben de seni makamın ile terbiye etmeyi seçtim. Senin canını en çok bu yakar. Bir daha da baba rolü oynamamayı öğrenirsin." Derya böyle bir cezayı beklediği için fazla bozulmadı. Sadece Açelya'dan çekeceği için biraz çekiniyordu. İnatçılıkta master yapmış eşini ikna etmek zordu.
"Nehir sen de bir erkekle iki gün aynı evde nasıl kalırsın? Madem gittin onun telefonunu kullanıp Deniz abine ulaşabilirdin. Büyük sorumsuzluk! Beni hayal kırıklığına uğrattın. Ben sana nasıl güveneceğim?"
"Baba asla aramızda bir şey olmadı. Ben senin yetiştirdiğin kızım." Babası bir kez yüzüne baktıktan sonra bir şey demeden dinlenmek için odasına gitti. Babasının gönlünü almak istiyordu Nehir ama önce biraz sakinleşmesini beklemek en mantıklısıydı.
"Bu kez sınırı çok aştın! Bu aşırı korumacılık seni bir canavara çeviriyor ve farkında değilsin!" Annesi abisine fırça çekmeye başlayınca biraz olsun babasının kırgınlığını unuttu Nehir.
"Ben ne yaptığımın farkındayım anne. Cezamı aldım ve gidiyorum." Derya arkasına bakmadan evden çıktı hemen. Bahçeden geçerken onu sıkmaya başlayan kravatını çözmeye çalıştı. Tam arabasına doğru yürürken onu gördü. Yavaşça kravatını çekip boynundan kurtardı.
"Boşuna bekliyorsun Nehir evden çıkamaz bugün," dedi dalgınlıkla. Karşısındaki genç adam ondan başka bir cevap daha bekliyor gibi görünüyordu. Nehir'in cümlesi aklına gelince yüzünde küçük bir gülümseme belirdi.
"Onu evinde alıkoymak yerine evine getirmeliydin. Fırsatı güzel kullandın ama ben kardeşimi fazla hafife almışım."
"Nehir ne istiyorsa onu yaptım. O halde inanın bana onu evine getirmek hakaret gibi olurdu." Derya karşısındaki adamın cesaretine hayranlık duymamak için kendini zor tutuyordu. Kravatını eline yavaşça sarmaya başladı. Genelde gergin olduğunda bunu yapardı.
"Ne kadar ağrına gitti değil mi? İşte seninle o canım cicim ayları geçtikten sonra aynı öyle hissedecek. Onun hâlâ babasının parası ile yaşadığını gördüğünde eminim senin de ağrına gidecektir. Kendini eksik hissedeceksin gururuna dokunacak."
"Her şey para demek değil bu hayatta."
"Haklısın öyle olsa sana Herkesin bir fiyatı vardır. Seninki ne kadar Timuçin Bey derdim?" Timuçin hiddetle nefes alırken yumruğunu sıktı ve çenesini ani gelen öfke ile sıkmaya başladı.
"Kızmakta haklısın kesinlikle ama hayat bu maalesef. Ona 30 bin liralık ceket alamadığında ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksın. Eğer bana gelip 'Abi ben o pahalı kıyafetlerden, makyaj malzemelerinden, davetlerden, moda haftalarından elimi eteğimi çekiyorum. Ben daha lüksten uzak bir hayat istiyorum.' derse inan ikinizi de rahat bırakırım ama ben kardeşimi çok iyi tanıyorum. Bu arada dediğim ceketi de bir araştır. Nehir'i bir ara ne kadar magazin programı varsa eleştirmişti bu yüzden. İnternet tarayıcına yazarsan hemen karşına çıkar sanırım. Benden bu kadar..." Derya elini Timuçin'in omzuna yavaşça vurduktan sonra arkasını döndü. Timuçin söylenen cümleleri idrak etmeye çalışıyordu.
Derya, Açelya ile ilk yüzleşmesini yapmak üzere telefonunu eline aldı ve eşini aradı. Aslında krizi fırsata çevirebilirdi. Doğru dürüst tatil yapamıyordu. El çektirildiği dönemi ailesi ile doya doya yaşamak istiyordu. Güzel bir tatil ile başlayabilirdi.
"Açelya eğer beni protesto etmek istiyorsan orada kalabilirsin ama bir seçenek daha var elbette. Yanıma gel ve beni delirtene kadar uğraş kabul ediyorum çünkü ailemle vakit geçirmek istiyorum. Seçim senin." Açelya'nın konuşmasına fırsat vermeden söylediği gibi telefonunu hemen kapattı Derya. Açelya'yı iyi tanıyordu. Sessiz bir protesto ona göre değildi ki, kapıda görünmüştü çoktan. Timuçin'e kısa bir selam verdikten sonra dik bakışlarla eşine baktı Açelya.
"Elinden geleni ardına koyma ama şimdi değil," dedi uyarır tonda Derya. Açelya öyle olsun der gibi baktı ve Derya'nın ardından arabaya bindi. Timuçin arkalarından bakarken abisinin sözlerini duydu zihninde. Kardeşimin gururu kırılacak...
Kafası karışmış olsa da ne istediğinden emindi Timuçin. Hafta sonu Nehir ile birlikte çok güzel geçmişti. İlk defa nefes aldığını hissetmişti. Eskisi gibi hayattan tat almaya başlamıştı. Hayatındaki taşlar yerine tekrardan oturuyordu. Belki abisi bazı yönlerden haklı olabilirdi ama biliyordu ki Nehir onu lükse asla tercih etmeyecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİNLİKTE SAKLI (Yeniden Yayımda)
RomanceHazinedarların küçük kardeşi Nehir, abisinin gölgesi altında kalmaktan dolayı oldukça şikayetçiydi. Abisi her işine karıştığı gibi ona uygun olan bir eş adayı bile belirlemişti. Nehir için bu bardağı taşıran son damla olmuştu ama abisi hala bundan h...