19

9.5K 870 36
                                    

Video: Jonas Brothers-Lovebug

Bu şarkı benim ergenliğim dostlar. Joe Jonas'a platoniktim o zamanlar. Yani şu an gözümde canlanır anılarrrrrrrr :)

Başlangıç saatinizi buraya yazabilirsiniz. 

Platonik aşkınızı da yazabilirsiniz :) 

Biliyorsunuz ki Timuçin için Henry Cavill'i yakıştırdım. Kendisine Tudors'ta vuruldum ve ergene bağladım diyebilirim :)

Umarım beğenirsiniz.

Bu kurgudan beklentinizi yazarsanız sevinirim <3

Keyifli okumalar <3

Timuçin eve geldiğinde her zamankinden daha enerjikti. Yarım gün çalışmanın etkisiydi bu. Belki de kısa bir mola vermek sandığından daha iyi gelecekti. Neyse ki yarın nöbet tutacaktı. Nöbetten sonra ise tatili vardı. Belki tatilini Nehir ile geçirebilirdi ama o çalışmak zorunda olacaktı. Bu yüzden heyecanla aydınlanan yüzü yerini boşa ümitlenmeye bırakmıştı.

Akşam arkadaşı Eren gelecekti bu yüzden hızlıca yemek hazırlamaya başladı. Mantar sote yapmak hem kolaydı hem de hızlıydı. Buzdolabından mantarı biberi ve domatesi çıkardı. Bir şeyler doğrarken kafasının rahatladığını hissediyordu. Yemek yapmak sadece karnını doyurmak için değil aynı zamanda eski sıkıntılarını da atmak için yaptığı bir aktivite haline gelmişti. İyice uzmanlaşmaya başladığı için başka bir şeye yönelmiş bu da tatlılar olmuştu. Nitekim başka şekilde işine de yarıyordu. Geçen gün Nehir'in verdiği tepki hoşuna gitmişti çünkü ona hayranlığının arttığını kendi gözleriyle görmüştü Timuçin.

Keşke o da yanımda olsa birlikte yemek yapsaydık diye düşündü. Şu an ev sessiz ve soğuk geliyordu. Oysa Nehir sadece iki gün geçirmişti bu evde. İki gün içinde evde yer edinmesi şaşırtıcıydı. Sanki Nehir düşüncelerini duymuş gibi telefonu çalmaya başladı. Telefonu cebinde çalarken hızlıca elini yıkayıp arayan kişiye baktı telefonunu alıp. Nehir arıyordu. Açar açmaz enerjik ve tatlı sesini duydu Nehir'in. Sesi sabaha göre oldukça neşeli geliyordu.

"Merhaba, ne yapıyorsun?"

"Arkadaşım gelecek birazdan da yemek hazırlıyorum." Timuçin saatini kontrol ederken telefonu bir elinden diğerine geçirdi. Acele etmesi gerekiyordu.

"Kimmiş bu arkadaş?" Nehir'in kıskançlığa benzer sorusuna gülerek cevap verdi.

"Çocukluk arkadaşım Eren, bir ara tanıştırırım sizi. Sen ne yapıyorsun? Sesin daha iyi geliyor." Telefonu kulağı ve omzunun arasına sıkıştırdı ve doğrama işine tekrardan döndü.

"Kendimi işe verdim ve daha iyi hissediyorum. Şey... Abim ile konuşmuşsun umarım kötü bir şey olmamıştır." Nehir'in sesi tereddütlüydü açıkçası abisinin kötü bir şey söyleyip Timuçin'i de üzmesini istemiyordu.

"Yok sandığın gibi değildi. Sadece senin ceketinden söz etti yani aklımda kalan o."

"Of lanet olsun o cekete! Başıma bela oldu resmen." Nehir yine mi ceket mevzusu diye içinden geçirirken abisine tekrardan kızdı. O ceketle onu vurması yeterdi artık.

"Neden?"

"Şımarıklık günlerimden birinde yaptırmıştım o kadar pahalıya mal olacağını düşünmemiştim. Sorumsuzca bir hareketti ama abim bir şey olduğunda o ceketle beni vurmayı iyi bilir."

"Konu ile çok bilgi sahibi değilim."

"Olma zaten beni öyle bir kız olarak görmeni istemem ve bundan hem utanırım hem de üzülürüm."

DERİNLİKTE SAKLI (Yeniden Yayımda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin