60

7.1K 678 353
                                    

 Nehir elindeki derginin kapağına baktı ve abisinin yakışıklı yüzünü görünce gülümsedi. Ona bu kadar haksızlık yaptığına inanamıyordu. Evet abisinin de hataları olmuştu ama abisi her zaman onu korumaya çalışmıştı. Her geçen gün onun ne kadar da haklı olduğuna şahit oluyordu. İçine dolan sıkıntıyı bertaraf etmek için derginin sayfalarını çevirdi ve abisi ile olan röportajı okumaya başladı. 

-Sizi işkolik olarak gören kişiler var. Özellikle farklı dallarda yatırım yapmanıza rağmen başarıl olmanız bazı kimseler tarafından böyle söyleniyor. Siz bu görüşe katılıyor musunuz?

(Gülüyor) Neredeyse çocukluktan beri çalışıyorum. Hayat çok acımasız bir yer, insan başına ne geleceğini bilmiyor. Babam da bizi bu şekilde yetiştirdi. İşleriniz iyi gidiyorken kötüye gidebilir ya da tem tersi de olabilir. İş hayatı çok zor ve stresli. Eğer bu hayatta ayakta kalmak istiyorsanız bazı dayanaklarınız olmalı. Benim de en büyük dayanağım ailem. Söylenen gibi işkolik değilim ailemle vakit geçirmek benim için işimden daha önemli. Tabii işi de aksatmamak lazım. (Gülüyor) Benim de her insan gibi hobilerim var robot değilim(z)

-O zaman tenis sevdalısı olduğunuz doğru?

Kesinlikle, çok da iyi oynarım iddialıyım.

-Bu sene özellikle kardeşiniz ile olan iş ilişkileriniz çok konuşuldu. Aranızın kötü olduğuna dair dedikodular vardı. Bu iddialar doğru mu?

Evet Nehir ile birtakım problemler yaşadık ama şu an hepsini aşmış durumdayız. Yani rakiplerine kötü haberi verebilirsiniz. Kardeşimden öte o çok yetenekli ve her yöneticinin bünyesinde bulundurmak istediği kadar da çalışkan biri. Onunla her zaman gurur duydum ve duymaya da devam edeceğim. 

Nehir bu satırları okuyunca bir kez daha abisine ne kadar da haksızlık ettiğini anladı. İçi sımsıcak olmuştu ve bir nebze kafasındaki buhranı örtmüştü. Abisinin aile fotoğrafına hem gülümseyerek hem de imrenerek baktı. O da böyle bir aile fotoğrafına sahip olmak isterdi. İçi tekrardan özlemle kasılırken istediği kişi ile olamayacağının tekrar farkına varmıştı.  

***

"Hoş geldin oğlum." Derya annesine bakarken durumun hiç iyi olmadığını görmüştü. Artık olaya el atmasının vakti gelmişti.

"Hoş buldum. Nehir nasıl?" Annesinin suratı düşmüştü bu soruyla.

"Göstermemeye çalışıyor ama hiç iyi değil. Yemeği bile zorla yiyor." 

"Onun tam kapasite çalışmaya ihtiyacı var aslında. Bir de ben bakayım." Annesi başını sallarken Derya merdivenlere yönelmişti. Ona bir iş vermişti ama Nehir'in pek ilerlediği de söylenemezdi. Biraz da olsa kendini işe verse rahatlayacaktı ama kardeşi kendisine işkence çektirmeye devam ediyordu. Merdivenlerden hızla çıktı ve odanın önüne geldiğinde kapıyı çaldı. İçeriden kardeşinin sesini duyunca kapıyı açtı. 

"Hoş geldin! Ben de senin röportajı okuyordum." Kardeşi ona gülümsedi ama bu çok zoraki bir gülümsemeydi. 

"Güzel çıkmış mıyım?"

"Her zamanki gibi çok yakışıklı ve karizmatiksin." Derya güldü ve kardeşinin yanına oturdu.

"Sana verdiğim işleri yapmadın. Kredilerini tüketiyorsun," dedi muzip bir şekilde. Bunu şaka olarak söylemişti aslında ama Nehir'in yüzü bir anda ciddileşti.

"Biliyorum ve üzgünüm çünkü odaklanamıyorum bir türlü. O dosyaların kapaklarını defalarca açtım ama kendimde devam etme isteği bulamadım."

"Hayatının böyle geçmeyeceğini biliyorsun değil mi?" Nehir başını salladı ve bakışlarını kaçırdı. 

"Ne kadar oldu?"

DERİNLİKTE SAKLI (Yeniden Yayımda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin