33

7.5K 698 32
                                    

Merhabalarrrrr !!!!

Öncelikle nasılsınız?

Sınavlar falan derken burayı çok fazla aksattım.

Diğer bölümlerden kısmen biraz daha uzun bir bölüm oldu. Ayrıca instagramdan Cansu bana bir mesaj atıp bir fikir verdi. Ben de güzel olacağını düşündüm ve bölümde kullandım. Teşekkürler Cansu <3

Umarım beğenirsiniz.

Diğer bölümlerde görüşmek üzere :)

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın <3

XOXO

instagram:kaplanelif95

Timuçin, Eren ile birlikte eve gittiğinde ne yemek yapacağını düşünüyordu.

"Bir şeyler almamız lazım," dedi çünkü misafir ağırlayacak malzeme yoktu evde.

"En hızlı ne olur?"

"Tavuk düdüklü tencere ve pilav," dedi Timuçin sesli düşünerek.

"Tamamdır." Birlikte alışveriş merkezine girip hızlıca malzemeleri aldılar.

"Sen bu bekar hayatına çok alıştın sanki." Arkadaşı kesinlikle haklıydı ama Timuçin de seviyordu çünkü bu sayede düşünmemeyi öğrenmişti. Yemek yapmak ve temizliğe ayırdığı zaman fazlasıyla işini görmüştü.

"Sana da tavsiye ederim. Gülçin'e biraz yardım etmiş olurdun."

"Odun değilim herhalde, Psikiyatristim. Aynı zamanda fazlasıyla stresliyim."

"Şimdi altı üstü bir düğün diyeceğim de nasıl hissedeceğimi bilmediğim için yorum yapamıyorum."

"Çok fena..." Timuçin arkadaşının bu haline eğlenerek baktı. Çocukluktan beri arkadaştılar ve çoğu şeyi birlikte yaşayarak öğrenmişlerdi. Üniversite zamanında ayrı kalmışlardı ama arkadaşlıkları asla hiçbir şey kaybetmemişti. Sadece kaldıkları yerden devam etmiştiler eski samimiyetleriyle. En güvendiği kişilerden biriydi Eren onun için. Ona her zaman her yerde yardım ederdi.

Eve girdikten sonra Timuçin yemek yapmak için hemen mutfağa geçti. Tam işini bitirdiğinde zil çaldı ve kapıyı açtığında Gülçin ve Nehir'i gördü karşısında.

"Hoş geldiniz," dedi tanışmış oldukları her hallerinden belli olan kızlara bakarak.

"Hoş geldik Timuçin, yüzünü gören cennetlik."

"İşte buradayım Gülçin," dedi şakasına karşılık vererek. Gülçin içeriye girerken Timuçin Nehir'e odaklandı. Neşesi pek yerinde değil gibiydi. Yüzü ciddiyetle onu taradı.

"Pekiyi görünmüyorsun." dedi Nehir'e sarılırken. Yüzündeki yorgunluğu görebiliyordu ve canının sıkkınlığını da.

"Abim beni deli ediyor. Kafamı karıştırdı. Neyse sonra anlatırım." Geri çekildiğinde Nehir onu süzerken bugünkü gerginliğinin yavaş yavaş azaldığını hissediyordu.

"Sen iyi görünüyorsun..." Sıcacık gülümserken çoktan morali yerine gelmişti Nehir'in.

"Saçların uzamış," dedi ve elini Timuçin'in alnına sarkan minik kıvırcık tutama dokundu.

"Kestirmeye pek vakit bulamadım. Abim görseydi baya bir laf ederdi."

"Kestirme," dedi Nehir çünkü merak ediyordu. Kısayken saçlarının bu kadar kıvırcık olacağını düşünmemişti.

DERİNLİKTE SAKLI (Yeniden Yayımda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin