58

5.4K 622 231
                                    

Nehir yatağının içinde karnını tutarak kıvranırken gözyaşlarının saatlerdir durmadığından habersizdi. O kadar stres ve kötü giden günlerden sonra miyalji atağı geçirmesi için harika bir ortam hazırlanmıştı. Bir de onu terk eden bir erkek arkadaşı vardı. Ona iyilik yapmak isterken felaketle sonuçlanması genç kadının suçu olmamalıydı. Zor olacağını o da biliyordu ama günlerini geçirdiği o adamın soğuk yüzünü hiç görmemişti ki Nehir. Asla böyle tepki alacağını düşünmezdi. O soğuk bakışlar ondan nefret eder gibi bakıyordu ve o bakışlar Nehir'i korkutmuştu. Sevdiği adam değildi karşısındaki kişi. Ona her zaman saygı duyan yeri gelince tatlı tatlı uyaran sıcaklığı ile samimiyetine inandığı kişi değildi. Çünkü sevdiği adam her zaman merhametliydi acımasız yönü ile Nehir ilk defa karşılaşmıştı.

Yargısız infazı Nehir yapardı Timuçin değil. Hatta ona bu konuda bir nasihat bile vermemiş miydi? Neden şimdi bilmediği şekilde genç kızı suçluyordu? Onu şımarık olarak ilan edip her şeyi parayla yaptırabileceğine inanıyordu. Sırf bunu çürütmek için abisinin o kötü testinden geçmemiş miydi sanki! O gün Timuçin kendi gözleriyle şımarık kızın onu seçti diye ne hale geldiğini görmüştü. Ona güzel bir hediye almak istemişti sadece çünkü onun değeri Nehir'de çok fazlaydı ve bu şekilde ifade etmek istemişti Nehir. Zaten aynı şekilde bir karşılık da beklemiyordu. Hediyeyi de bizzat kendi çalışıp kazandığı parası ile almıştı.

Bir kasılma daha onu bulurken bacaklarını karnına hızla çekti. Artık dayanılmaz bir boyuta ulaşmıştı. O hep şikâyet ettiği abisinin yoğun iş hayatında bile bir kere bile atak geçirmemişti. Demek ki işi ile sürekli meşgul olmak stresini birazcık da olsa azaltıyordu.

"Nehir..." Açelya yengesinin ne zamandan beri başında dikildiğini bilmiyordu. Hatta Nehir affedildiğini bile bilmiyordu.

"İyi misin?" dedi Açelya ama gerçeği görmüştü çünkü Nehir'in atağı tuttuğunda ne halde olduğuna çok şahit olmuştu.

"Seni hastaneye götürelim," dedi ayaklanarak ama Nehir'in zaten itiraz edecek gücü yoktu. Yengesinin giyinmesine yardım etmesini bulanık gözlerle seyretti çünkü gözyaşlarını durduramıyordu. Abisi hastaneye götürdüğünde ağrısını rahatlatacak bir serumun yanında sinirlerini gevşetici bir ilaç da verilmişti. Nehir bugün olan tüm o kötü dakikaların bir rüya olmasını diler gibi gözlerini kapattı.

***

Nehir evdeki çalışma masasında tüm dikkatini dosyada yazanlara vermek istiyordu. Abisi ona harika şartlar sağlayan bir iş önermişti. Aylar önce incelemesi için verdiği öğrenci özgeçmişlerine bakıyordu. Bu öğrencilerden bir ekip oluşturmasını önermiş ve Nehir de kabul etmişti. Kendi deneyimiyle öğrenci heyecanı birleşince ortaya güzel çalışmalar çıkacağını düşünüyordu ama bir eksik vardı. Bir türlü işine odaklanamıyordu. Tam iki ay geçmişti aradan ama Nehir gün geçtikçe alışacağını düşünse de kendini kandırmaktan öteye gitmedi bu durum. Olması gereken buydu, gözden ırak olan gönülden de ırak olmalıydı. O cümleleri duyduktan sonra ondan nefret etmesi gerekiyordu. Her gün beklenti dolu geçerken onu nasıl unutmayı düşünebilirdi. Şu an gelse özür dilese Nehir ne kadar kızgın olsa da onu affedebilirdi çünkü onu o kadar çok özlemişti ki...

Ne var ki, bu beklenti acı dolu olmaya başlamıştı artık. O beklediği telefonu almayacağının farkına varmaya başlamıştı. Timuçin ona soğuk bir yüzü daha olduğunu ama mümkün olduğunca o yüzden kaçmaya çalıştığını söylemişti. Artık o yüzünü kullanmaya başlamıştı. Çünkü onun tanıdığı adam onu çoktan arardı. Timuçin onu çoktan silmeye başlamıştı ama Nehir resmen kendine bilerek acı çektiriyordu. O an o kadar kızdı ki kendine, bir şeyler yapmak zorunda hissetti. Nehir onu göremezdi ama Nehir ona kendini gösterebilirdi. Onu çoktan kaybettiğini gösterecekti. Bunu da basın yoluyla yapacaktı. Aynı söylediği gibi davranacaktı. Şımarık baba parası yiyen bir kız gibi gününü gün edecekti. Eğer onu biraz sevmiş olsa bile onu gördüğünde canı yanacaktı. En azından Nehir bunun olabileceğini düşünüyordu. Tam kararını vermiş ayağa kalkacakken kapı açıldı.

"Halacığım..." dedi küçük bir beden ve ona sarıldı.

"Bebeğim hoş geldin," dedi ve gülümsemeye çalıştı. Son zamanlarda gülümsemeyi bile unutmuştu. Umut tüm ciddiyetiyle yüzünü süzerken sıkı bir azarlamaya hazırladı kendini Nehir.

"Mutsuzsun ve bu gerçek bir gülümseme değil."

"Sen bunu nereden biliyorsun?" dedi onun bu doğru tanımına.

"Babam söyledi. Çünkü gözlerinin altında bir çizgi oluyor. Babamda çok var. Sen yaşlı değilsin baba neden çizgilerin var dedim. O da gerçekten mutlu olduğunda ve gülümsediğinde çizgilerin oluştuğunu ve o çizgileri de annem ve bizim oluşturduğumuzu söyledi." Nehir onun bu sevimliliği karşısında yanağına bir öpücük bıraktı.

"Elçin ablam bana anlattı. Prens gibi biriymiş ama dünyada birçok prens var." O kadar anlayış dolu bakıyordu ki Nehir onun bu şefkatine hayran kaldı.

"Haklısın Umut, çok haklısın." Tekrar küçük kıza sarıldı ve bu küçük yaşında söylediği cümlenin ne kadar da doğru olduğunu düşündü. Geri çekildiğinde Umut babasından aldığı yeşil gözleriyle ona gerçek bir gülümseme gönderince kendini gülümsemekten alamadı.

"Erdem nerede?" dedi ikizini sorarak.

"Onlar aşağıdalar. Ben kız kıza konuşmak istedim." Onun bu kadar büyümüş olduğuna inanamıyordu ama karşısında gerçekten yaşından daha olgun konuşan bir çocuk vardı. Saçlarını okşadı yavaşça ve ona tekrar sarıldı kucağına alıp. Küçük yeğeninin onu teselli edeceğini beklemezdi ama Umut tam şu anda bunu yapıyordu.

Birlikte aşağıya indiklerinde sehpaya koyulmuş oldukça gösterişli olan davetiyeyi gördü. Eline alıp davetiye açınca kocaman harflerle yazan isimlere baktı. Fırat&Sezin... 

Herkese merhaba,

Öncelikle bölüm kısa olmuş yazanlardan gelmeden ben söyleyeyim evet bölüm kısa.

Bölüm kısa ondan yorum yazmıyorum diyenler oluyor onlara da ben ne gördüğümü söyleyeyim. Uzun bölüm geldiğinde de yorum yapmadınız :) Genelde bunu diyenler kitaba 50 bölümdür bir kere bile yorum yapmayanlar oluyor. Gözümden kaçmıyor yani :)

Sıcakta ancak bu kadar yazabiliyorum. Birazcık motivasyon eksikliği de çekiyorum. 

Şöyle 200 yorum falan görsem fena olmazdı. Sadece bu bölüm için değil genel yorumlar da yapabilirsiniz. 

Mesela araları nasıl düzelir?

Kim haklı çıktı? Derya Derya Derya Derya :) :) 

İlk adımı kim atmalı? 

Timuçin'in olayı ne olabilir?

Yanıt verirseniz çok mutlu olurum.

Sonraki bölümde görüşmek üzere <3

XOXO

ELİF

instagram:elifkaplan3watty

twitter:bayfrodoiyimsn

DERİNLİKTE SAKLI (Yeniden Yayımda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin