28

7K 774 42
                                    

Merhabalar:)

Pozitif enerji falan yolladınız sanırım fena gitmiyorum değil mi :)

Tabii maalesef bölüm zorlaması olmadığı için yorum ve oy az geliyor. Birazcık daha duyarlı olmanızı istiyorum sadece. 

Bu arada çok fazla Levent'i soran oldu. Şu an dizgide 2 haftaya kadar da satışa açılacak. Size haber veririm veya instagramımı takip edip duyurulardan haberdar olabilirsiniz.

Keyifli okumalar:)

instagram: elifkaplan3watty

Kafası allak bullaktı ve ne yapacağını bilmiyordu Nehir. Aklı yengesinin dediği cümlede takılı kalmıştı. Ona güveniyordu, bu kadar zamanda bu kadar güvenmesi de saçmaydı ama bu duyguyu verebiliyordu Timuçin. Sürekli düşünceler içinde dolaşamazdı. Az da olsa bir şeyler öğrenmeliydi ve abisinin hazırlattığı dosyaya da bakmak istemiyordu. Gerçekleri bizzat ondan duyması çok daha iyiydi. Kararını verdi ve telefonunu eline aldı. Yüz yüze konuşmaları gerekiyordu. Üçüncü çalışta telefon açılmıştı. Direkt konuşmamız gerekiyor demişti.

"Bir şey mi oldu sesin iyi gelmiyor."

"Telefonda söyleyemeyecek kadar önemli. Neredesin?"

"Abimlerdeyim."

"Bana konumu at geleyim."

"Nehir neler oluyor?"

"Bir şey sormam gerek." Timuçin bir an endişelenmişti. Ne olduğuna bir türlü anlam veremedi. Sadece onu kaybetmekten korkmaya başladığını hissetti.

"Tamam, görüşürüz," dedi ve telefonunu kapattıktan sonra konumu gönderdi. Nehir bulunduğu yere çok uzak olmayan adrese baktı ve direksiyonunu çevirdi.

Geldiğinde, geldiğini bildiren bir mesaj attı. Beş dakika sonra Timuçin yanı başındaydı. Nehir onun da endişelenmiş olduğunu gördü. Tıpkı kendini gördü onda. Emniyet kemerini çıkardı ve ona sımsıkı sarıldı. Timuçin onun için taze bir nefes gibiydi. Artık parfüm kokusu bile o kadar tanıdık geliyordu ki, sanki sürekli yanı başında duyduğu bir kokuydu. Timuçin ise korkuyordu. En nefret ettiği şey insanların onun için üzülmesiydi. Kendini küçük düşmüş gibi hissediyordu. Nehir'in gözlerinde korkuyu görmüştü. Bu yüzden ne olduğunu anlamlandıramıyordu. Geri çekildi ve başparmağı ile Nehir'in yanağını okşadı.

"Evine götüreyim seni, orada anlatacağım," dedi Nehir gözlerini kaçırarak.

"Çok merak ediyorum. Neden bu kadar korkuyorsun?"

"Seni kaybetmek istemiyorum," dedi Nehir ve sesinin ağlamaklı çıkmasına engel olamadı.

"Bu da nereden çıktı? Beni kaybetmeyeceksin." Nehir ona güveniyordu çünkü güvenmemek için bir sebebi de yoktu. O gün abisini araması bile o güveni ona veriyordu.

"O kadın. Onu gerçekten çok seviyor gibiydin." Timuçin rahat bir nefes aldı. Konunun Sezin olacağı aklına bile gelmemişti.

"Eminim sen de ergenken birilerini çok sevmişsindir."

"Evet, ama konu okulundan açılınca hep başka biri oluyorsun sanki. Kaçıyorsun ben sandım ki... Bazı yönlerden Deniz abime çok benziyorsun. Onun atlatması baya zaman almıştı."

"Deniz abin o kadınla mı peki?"

"Hayır..."

"O zaman..."

"Seni üzmek istemedim ama onun yüzünden kaçtığını sandım."

"Tamam, beni evime götür bende her şeyi sana anlatayım. Olur mu?" Nehir başını salladı. Timuçin güven vermek istercesine ellerini sımsıkı kavradı ve öptü. Nehir'in içi biraz rahatlamıştı. Emniyet kemerini tekrar taktı ve tüm dikkatini yola verdi.

DERİNLİKTE SAKLI (Yeniden Yayımda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin