Bu aralar tedirgin edici düzeyde bir rahatlık var üstümde.Isınamıyorum hiçbir mevkiye.Benim içinde bulunduğum tüm olaylar boş geliyor.Çok derin bir boşluktayım.Yolumda bir adet bile cam yokken ayağım cam kesikleri ile dolu.Geçmişime ait zihnimden çıkmamış biri olmamasına rağmen bakamıyorum önüme.Kafam hep arkamda olağanüstü bir rahatlık.İnanılmaz derecede muazzam bir mutsuzlukla açıyorum gözlerimi sabahları.Sonra bir kaç gölge beliriyor gözümün önünde.İnsan dedikleri varlık sanırım.Biraz sohbet biraz muhabbet bir bakıyorum batmayacağına inandığım güneş,ay ile birlik olup karanlığı getiriyor hayatıma.Sanki bütün dünya beni mutsuz etmek için kararlaşmış gibi.İnsanların hepsi mutluluğumdan yara alıyormuş gibi.Aslında gölge olanlar onlar değilmiş de benmişim gibi.Niye böyle hayatım?Ben bu noktaya nasıl geldim?Hayatım hep böylemi gidecek?Diye düşüne düşüne kafayı yer oldum.Asıl ironik olan ise bunları düşünmemin hayatıma hiçbir artı katmadığı.Nasıl olacak diye düşüne düşüne ömürün tazeliği bitiyor sanki.Belli bir süre sonrada diyor ki insan kendi kendine:Bu saatten sonra nasıl olacaksa olsun.Ne fark eder?
Biz herşeyin zamanında güzel olduğunu Rahmetli Kemal sunal'dan öğrendik aslında.Zamansız gelen paranın içine sıçan bir adamdı o.Ben neyleyim zamansız gelen mutluluğu?
Demem o'ki uzun lafın kısası.İçimde bir boşluk var ki anlatılamayan,kimsenin boşluğuna yama olmaya ne cesaret bırakıyor ne de heves.O yüzdendir kendi içindeki boşluğu doldurmadan kimsenin boşluğuna yama olmaman gerektiğinin gerçekliği...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşam uzun peki ya mutluluklar?
RomanceBu kesinlikle bir kitap değildir.Bu derdini kimselere anlatamayan,içine kapanık,güneşle birlikte kaybolan bir çocuğun kendiyle verdiği sınavdır.Bu sessiz çığlılıkların birer harf şekline bürünmesidir.Başımdan geçen olayları ve mutlu olmanın sırrını...