Kılıcımı yüzük formuna çevirip parmağıma geri taktım. İnadına ağır ve emin hareketlerim onu gıcık etsin diye uğraşıyordum. Bu kadından korkmuyordum ve bunu hissetmesini istiyordum. Bana yapabileceği en kötü şeyi daha doğmadan yapmıştı zaten. Yavaş yavaş ona doğru döndüm. Karşımdaydı işte. Annemin, en değerlimin katili, cehenneme bağlılığının sebebi karşımdaydı. Kahverengi uzun ve gür saçları, yemyeşil gözleri ve güzel yüzünün katkılarıyla oluşan asaleti ile tanrıça olmanın verdiği güvenle karşımda dimdik dikiliyordu.
Bir adım daha atıp yaklaştım. Saf nefretle bakıyordum yüzüne. Ne korku ne pişmanlık. Sadece nefret. Annem ne yapmıştı ölümü haketmek için? Ya ben? Doğmamış bir çocuk ailesinin parçalanmasını hak edecek ne yapmış olabilirdi ki? Bu kadın benim o bebek olduğumu bilse ne yapardı? Öğrenecekti. Hepsi öğrenecekti ama şu anlık sabretmem ve rol yapmam gerekiyordu.
Athena çok zeki bir kadındı ve gözlerindeki şüphe kırıntılarından bir terslik olduğunu sezdigini anlamıştım. Yüzümün her karışında oyalanan gözleri ruhumu okumaya çalışıyordu. Şu ana kadar ona korkmadan bakan sayılı insanlardandım. Ama ne kadar istemesem de normal bir melezin vereceği tepkiyi vermeliydim. Bir adım daha atıp aramızdaki mesafeyi yaklaşık bir metreye indirdim ve yüzümdeki kendine güvenir ifadeyi yavaşça sildim.
Annabeth'in inlemesini duyunca onu unuttuğumu hatırladım. Athena da unutmuş olacak ki gözlerini yüzümden çekmeden elini kaldırdı. Parmaklarının arasında oluşan şeffaf enerji ile ne yaptığını tahmin etmek zor değildi. Arkamdaki çimlerde kıpırtı seslerini duymamla emin oldum. Birkaç saniye sonra Annabeth yüzü yarasız ve üstü tertemiz bir şekilde sanki hiçbir şey olmamış gibi gelip, annesinin yanında benim de karşımda durdu. Gözleri ateş de saçsa umrumda değildi. Annesi her an onu kollamak için burada olmayacaktı ve biz elbet yalnız kalacaktık.
Yüzümde hissettiğim gözlerin ağırlığı sadece Athena'ya ait değildi. Melezleri hiç saymıyordum bile ama o da buradaydı. Hissetmiştim. Olimpos'ta olması gerekmez miydi? En nihayetinde onsuz meclis kurulamazdı. Gerçi asıl eğlence buradaydı. Bir tanrıçaya kafa tutuyordum. O da densiz olarak gördüğü ve 'Hades'in eğiteceği melez böyle olur' diye düşündüğü melezin kendi kızı olduğundan habersizdi.
Omuzlarımdan dürtülmemle kendime geldim. Gözlerim nereye dalmışsa artık odağını zor seçti ama karşımdakinin Kheiron olduğunu anladım. Athena neredeydi? Hissetiğim gözler de yoktu. Olimpos'ta bizi bekliyor olmalılardı çünkü önümdeki sentor aynı Luke ve Percy'e yaptığı gibi bir eliyle Annabeth'i tutmuş diğerini bana uzatıyordu.
Kafamı kaldırıp etrafa baktım. Clarisse ve Emma da dahil herkesin endişeli bakışları eşliğinde -Leo'nun bile- korkunun ecele faydası yok diye düşünüp uzatılan eli tuttum. Bir anda etrafı saran ışık gözlerimi o kadar rahatsız etti ki kapamadan duramadım. Boştaki elimi yüzüme siper ettim ve bedenimin karıncalanmasını sağlayan enerji yok olduğunda çekip, gözlerimi açtım.
Odağımda sadece taş ve heykeller olduğu için hayal kırıklığına uğramıştım. Olimpos'a gelmişken o büyüleyici denilen güzelliğini görmek isterdim. Hatta şu meclis tarafından canlı bırakılırsam kaçıp görebilirdim.
"Boş yere başınıza iş açtınız"
Gözlerimi devirdim. Bir sentordan nutuk yemek, ölmeden yapılacaklar listemde yoktu. Ben de o konuşurken bakışlarımı etrafa çevirdim ve incelemeye başladım. Kocaman kapıya kadar uzanan kırmızı bir halının üstündeydik. Sağ ve sol tarafımızda tanrı ve tanrıçaların o yüzyıl içindeki en etkin ve güçlü melezlerinin heykelleri vardı. Açıkçası Persephone bu geleneği ilk anlattığında şaşırmıştım çünkü tanrılar kendilerinin dışında bir şeyin heykelinin dikilmesini pek sevmezlerdi ama Persephone bana heykellerin malzemesinin, boyutunun, güzelliğinin melezin gücüyle paralel olarak arttığını ve en ihtişamlı heykelin ebeveyn tanrıyı onurlandırdığını söylediğinde, taşlar yerine oturmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Princess Of The Hell *Yunan Mitolojisi*
FanfictionBen Sofi. Yeraltının prensesi, Hades'in kızıyım. Yani bir zamanlar öyleydim. Kimi kandırıyorum ki Hiç olmadım. Ben Sofi. Gökyüzünün prensesi, Zeus'un kızıyım. Yani öyle olmam gerekiyordu. Kimi kandırıyorum ki Hiç olamayacağım. Fantastik #1 Yunanmi...