"Desteğe ihtiyacımız yok, Sofi. Hermes melezlerini doğu kanadına gönder."
"Bana ne yapacağımı mı söylüyorsun?"
Afalladı ama hemen konuşmaya devam etti.
"Hayır, ben sadece.. elimizdeki asker sayısı oldukça sınırlı. Onları en doğru şekilde kullanmak istiyorum."
"Kulübene çok güvendiğini biliyorum, Leo ama tartışma bitmiştir. Ares ve Hermes melezleri batı kanadını alacak."
İtiraz etmek için ağzını açtığında onu susturdum.
"Yanıldığımı kanıtlamak mı istiyorsun? İşini yap ve kampı koru. Hiçbir kayıp duymak istemiyorum."
İçine sinmediği belliydi ama bir şey demedi ve başıyla onayladı.
Önümdeki masaya eğildim ve kampın haritasına baktım. Canavarların saldırması en muhtemel noktaları hep birlikte işaretlemiştik ve o dört noktadan batıdakiyle işimiz bitmişti.
"Kuzeye kim gidecek?"
Annabeth'in sorusuyla bakışlarımı Kheiron alarm verdiğinden beri yavru kedi kadar uslu duran kıza çevirdim.
"Orası Zeus ağacına en yakın nokta. Aynı zamanda kulübelere de çok yakın ve ekstra korumaya ihtiyacı var. Kuzey kanadı için özel birlik oluşturacağım."
"Beni de al"
Onu başımla onayladım. Aklımda çoktan ekibimi oluşturmuştum ve Anna da içindeydi.
"Peki güney ve doğu ne olacak?"
Adını biraz önce öğrendiğim Hephaistos kulübesinin temsilcisi Harry, yavaş adımlarla oturduğu yerden kalktı ve cama doğru yaklaştı.
Yarım saat öncesine kadar kulübelerin bir temsilcisi yoktu ama Zeus'tan aldığım mesajı melezlere ilettiğim ve Kheiron'dan da destek aldığım zaman, herkese bir duyuru yapmış, kulübelerden turnuvaya göre en iyi sonuçlara sahip melezlerin bu durum geçene kadar temsilci olmalarını önermiştim. Çoğunluk tarafından kabul edilmişti ve şu an, revirin kullanılamayan geniş bir odasında, yanımda kulübelerin temsilcileriyle birlikte strateji geliştiriyordum. Büyük bir masanın etrafına toplanmıştık ve Elena ile Luke dışında herkes buradaydı. Luke yerine kardeşi geçmişti ama Elena nerede kimsenin bir fikri yoktu.
İçimden bir ses o ve annesinin bu işle bir alakaları olduğunu söylüyordu ama Hera'nın kalkanı kaldırıp melezlerini tehlikeye atacak kadar ne istediğini bilmiyordum.
"Apollon ve Hera melezleri doğu kanadını alacak. Athena ve Hephaistos melezleri ise güneyi."
Durup itiraz edecek var mı diye hepsinin yüzlerine baktım ama çıt çıkarmıyorlardı.
"Artemis melezlerini yüksek yerelere yerleştireceğim ve ekibin önleyemeyeceği kadar büyük bir tehlike anında destek olarak gidecekler. İlaveten kalkanın niye bu halde olduğunu ve nasıl düzeleceğini araştırmaları için Demeter melezlerinden bir grup ayarlanmasını istiyorum."
Zack'e baktım. Başını sallayarak onayladı.
"Revirdeki melez sayısı şimdilik değişmeyecek. Duruma göre onu ayarlayabiliriz. Percy, satir bir arkadaşın vardı demi?"
İsmini duyar duymaz mavilerini haritadan kaldırdı. Uzun süredir onunla göz göze gelmemek, garipti. İçten bir şekilde yani.
"Evet, her türlü desteğe ihtiyacımız olur diye onlarla konuştum. Yardıma hazırlar."
"Güzel"
Hâlâ birbirimize bakarken dudaklarıma yerleşen sırıtışı durdurmadım.
"Su perilerini de ayarlayabilir misin? Korkak yaratıklar olduklarını biliyorum. Sadece gözlem için. Yaklaşan tehlikeyi karaya ayak basmadan öğrenirsek, çok işimize yarar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Princess Of The Hell *Yunan Mitolojisi*
FanfictionBen Sofi. Yeraltının prensesi, Hades'in kızıyım. Yani bir zamanlar öyleydim. Kimi kandırıyorum ki Hiç olmadım. Ben Sofi. Gökyüzünün prensesi, Zeus'un kızıyım. Yani öyle olmam gerekiyordu. Kimi kandırıyorum ki Hiç olamayacağım. Fantastik #1 Yunanmi...