*44*

3.6K 214 94
                                    


~Sofi~

Birinin saçlarıma dokunduğunu hisseder hissetmez bilincim açıldı fakat gözlerimi kapalı, vücudumu tepkisiz ve hareketsiz tutup uyuyormuş gibi yapmaya devam ettim. Uykum, kendimi bildim bileli çok hafif olmuştu ve fiziksel temas olmadan, sadece birinin bulunduğum odada minicik bir ses çıkarmasına bile hemen uyanırdım.

Saçlarımdaki el yavaş yavaş yüzüme doğru indi ve yanağıma gelince durdu. Birkaç saniye bir şey yapmadı ama sonra usul usul yanağımı okşamaya başladı.

Bana bu hareketi yapabilecek dünya üzerinde sadece iki insan vardı. Onlar da annem ve Will'di.

Fakat ikisi de imkansızdı çünkü annem ortalarda yoktu, Will'le onları da hatırlamak bile istemiyordum. Başta, belki bir rüyadır ve ben de gözlerimi kamptaki kulübede açarım diye düşünsem bile yavaş yavaş kendini hissettirip meydanda olan olayların bir rüyadan çok daha fazlası olduğunu belli eden acı ve yorgunluk, yanağımı okşamayı kesmiş elin sahibinin Will olma olanağını da silmişti.

Evet, elini çekmiş olabilirdi ama bir şekilde hala çok yakınımda olduğunu hissedebiliyordum. Nefes alış hızımı uyuyan bir insanda olan gibi yavaş tutmaya çalışarak, usulca yüzüğün olması gereken sağ işaret parmağımı kontrol ettim fakat boştu.

Tehdit altında hissetmesem bile kendimi savunacak bir silahım olmamasına sinirim bozuldu ve yüzümü buruşturmamak için zor durup uyuyor rolü yapmaya devam ettim.

Nerede olduğumu bile tam olarak bilmiyordum, bu yüzden hatırladığım son şeyleri düşünmeye başladım. Apollon gelip ikimizi de Olimpos'a götüreceğini söylemişti ve ben o anın psikolojisi ile Will'in yıllar sonra Olimpos'a döneceği gerçeğine şaşırmayı unutmuştum.

Büyük ihtimalle şu an ağaca dokunduktan sonra beni getirdiği odada yatıyordum ve başımda da birileri vardı.

Evet birileri demiştim çünkü hareketlerini her iki tarafımda da hissediyor, düzensiz nefes alış verişlerini duyuyordum. Ayrıca yatağın biri bacaklarımın biri de kollarımın hizasında olmak üzere iki yerinde göçük vardı.

En iyi tahminim başımdakilerin Zeus ve Apollon olduğuydu.

Zeus'a ait olduğunu düşündüğüm, bacaklarımın hizasında oturan beden hareketlenince yatağın eski haline döndüğünü hissettim ama diğerinde bir değişiklik yoktu. Hala yanıbaşımdaydı. Adım sesleri benden uzaklaştı ama hala netti. Böylece odadan çıkmadığını anladım.

"Artık gözlerini açabilirsin."

Tam tahmin ettiğim gibi Zeus'un biraz kalın ama kesinlikle eğlenen sesini duyunca daha fazla debelenmenin manası yok diyerek gözlerimi açtım ama kafamı yana çevirip bana gülümseyerek bakan yüzü görünce rüyada falan mıyım diye düşünmedim değil.

"Anne?"

Güzel gözlerinin içi gülerek sarıldı bana. Uzun süredir onun şevkatinden uzak olduğum için son görüşmemizde olanları düşünmeden kollarımı bedenine sardım. Bana anında karşılık verdi ve bir eli saçlarımı okşarken diğeri  sırtımdaydı.

"Özür dilerim.. özür dilerim, özür dilerim."

"Şş, geçti bebeğim.  Sorun yok."

Ne kadar haklı olsam da ona çok sert çıkmıştım. Onu diğerlerinden  korumak isterken ona verilebilecek en büyük hasarı bizzat ben vermiştim.

"Ben-"

"Sofia, özür dilemesi gereken kişi sen değilsin kızım. Fakat bunları sonra konuşuruz. Nasılsın, canın çok acıyor mu?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 30, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

The Princess Of The Hell    *Yunan Mitolojisi* Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin