Multi: Will
~Sofi~
"Geri dönmek istediğine emin misin?"
Emindim, burada kalıp yapabileceğim bir şey yoktu. Ayrıca kamptakilere bir açıklama borçluydum.
"Evet, işi biter bitmez beni götürmesini isteyeceğim."
Bana gülümsedi ve bir göz atmasını istediğim defteri yatağımın üstüne koydu. Annem ve babamın o buluşmasından sonra onların yanında daha fazla durmak istememiş, biraz yalnız kalmaları gerektiğini düşünerek kendimi, Will'in günlüğü ile birlikte Persephone'nin yanına atmıştım. Defter, gerçekten tahmin ettiğim gibi bir günlük çıkmış, Persephone ilk sayfayı okurken kahkahalarını tutamamıştı. Bu da doğal olarak zaten zirvedeki merakımı mümkünmüş gibi biraz daha arttırmıştı ama inatla bir kelime bile çevirmemiş, ben çevirirsem de Will'e çaktırmayacağına söz vermişti. Bu cümleden sonra onunla en son ne zaman konuştuğunu sormuştum ve bana dün, Will'in yeraltında olduğunu söylemişti.
Bu konu kapandığından beri konuşmuyorduk ama artık geliş amacımı gerçekleştirmeliydim. Onun odasına girince ilk iş aynaya bakmış ve büyünün bozulduğuna emin olmamı sağlayan mavi gözlerimle karşılaşmıştım. Bunun en kötü yanı ise Zeus'la geçirdiğim süre boyunca mavi olmalarıydı.
Büyüyü tekrarlamasını isteyecektim. Zeus'un tepkisi ne olurdu bilmiyordum ve açıkçası pek de umrumda değildi. Persephone, bunu isteyeceğimi tahmin ediyor olmalıydı ama sıkıntılı duruyordu.
Sonunda ona bunu sorduğumda geniş kitaplığına yürüyüp daha önce hiç görmediğim bir kitabı karıştırmaya başladı. Gergin bir şekilde onu bekliyordum ve ağzının içine bakıyordum."Yapabilirim, sanırım."
"Sanırım mı?"
"Sofi biz o büyüyü yaparken daha 8 yaşında bir çocuktun. Bünyen ile güçlerin çok zayıftı ve enerjini hiç kullanmamıştın ama şimdi, neredeyse yirmi yaşında kocaman bir kadınsın ve hem bünyen, hem güçlerin yeterince yerinde. Ayrıca ağaçla olan iletişimin de var. Bunu yapmayı denerim ama işe yarayacağının veya hayatının sonuna kadar sana yeterli olacağının garantisini veremem."
Korktuğum şey buydu ama denemeden pes edemezdim.
"Peki ya tekrar tekrar yapılsa? Mesela her yaş günümde güçlendirsen?"
"Tek şansımız bu galiba."
Kitabın kapağını kapattı ve büyüler için gerekli malzemeleri tuttuğu dolaba gitti. Üstündeki anahtarsız kilidi açmak için güçlerini kullandı ve kapağı, benim içini görmemi engelleyecek şekilde tuttu.
"Her şey var gibi duruyor."
Çok kısık sesli mırıldanması, kendiyle konuştuğunu düşünmemi sağladı çünkü ben yokmuşum gibi davranıyordu. Saniyeler sonra dolabı eski haline getirip yanıma oturdu.
"Bunu yapabilirim ve ilk seferki gibi Hades'in enerjisine ihtiyacımız olacak. Bunu sorun etmez ama hala, içime tam sinmiyor."
"İnan bana, sorun değil."
Derin bir nefes alıp zaten güzel yüzünü biraz daha güzel hale getirecek şekilde, yavaşça gülümsedi.
"O zaman.. başlayalım mı?"
Dün
~Will~
Elimdeki şemsiyeyi esen sert rüzgar nedeniyle daha sıkı tutup, bana tarif ettiği kafeyi aramaya başladım. En sonunda, ıslanmaktan zarar gelmeyeceğine karar verip şemsiyeyi kapattım ve adımlarımı daha da hızlandırıp bulduğumu düşündüğüm kafeye girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Princess Of The Hell *Yunan Mitolojisi*
FanfictionBen Sofi. Yeraltının prensesi, Hades'in kızıyım. Yani bir zamanlar öyleydim. Kimi kandırıyorum ki Hiç olmadım. Ben Sofi. Gökyüzünün prensesi, Zeus'un kızıyım. Yani öyle olmam gerekiyordu. Kimi kandırıyorum ki Hiç olamayacağım. Fantastik #1 Yunanmi...