Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aslında güne güzel başlamıştım. Sammy ile tost ve kahveden oluşan kahvaltımı etmiş, bebeğime atlamış ve okula gitmeye başlamıştım.
Radyoda en sevdiğim şarkılardan biri çalarken Sammy'nin telefonu çaldı ve çalar çalmaz açtı. "Charlie?" Şu Charlie denen kızla hep konuşuyordu. Bir ara tanışmıştık ve ilk tanışmamızda anlamıştım kızın normal olmadığını. Biraz deliydi.
Sam şaşkınlıkla "Ne?! Ama bir sakin olsunlar ya. Çocuk daha geleli üç gün oldu hemen iddiaya mı girmişler?" diyince göz ucuyla kardeşime baktım. Ne diyordu bu salak?
Sam gözlerini devirerek "Çok boşlar ya. İşleri güçleri sevgili yapmak. Bu sene sınava girecekler ama ders çalışma falan yok anca sevgili." dedi.
Charlie ile biraz daha konuştuktan sonra Sam telefonu kapatınca "Hayırdır? Bizim okulun tiki kızları gene ne yapıyor?" dedim. Güldüm. Harbiden işleri güçleri sevgili yapmak ve ayrılmaktı.
Sam cama bakarak "İddaaya gitmişler gene. Castiel Shurley ile ilk kim sevgili olacak? Aman ne önemli!" diyince aniden frene bastım. Saçmalamayın kesinlikle bunun Cas ile bir alakası yok. Kırmızı yandığını son anda fark ettiğim için öyle oldu.
"Ya! Görüyor musun pabucumu nasıl da dama attılar. Daha dün kıçımın dibimden ayrılmıyorlardı." dedim ve zorla güldüm. Tüm hevesim kaçmıştı harbiden.
Sam elini omzuma koyarak "Merak etme ağabey." dedi duygulu çıkarttığı sesiyle. "Eminim Cas onlara bakmaz. Onun tek ve gerçek aşkı sensin!" Elimle kardeşimin uzun saçlı yüzünü ittirdim. O diyor ama o da boş yapıyor.
***
Okula varana kadar kafamda okulun sürtüğü Isabel ile Cas'in sevgili olduğu kurgusu dönüp durmuştu ve bu durum hiç hoş değildi.
Okulun yakınına park edip arabadan indim ve çantamı sırtıma aldım. Sam ile kısa bir yürüyüşün ardından okula girdik. Daha birkaç adım atmıştık ki Sam "Ağabey, Cas orada gidelim mi?" diyince başımı kaldırıp Sam'in gösterdiği yere baktım. Cas bize el sallıyordu. Yanındaysa... Lanet olsun! Mike Cas'e bakarak gülümsüyordu ve bu gülümsemenin hoş olduğunu söyleyemeyeceğim.
Mike'ın Cas'e kötü bir şeyler yapacağını hissederek Sam'e "Hadi gidelim." dedim ve adımlarımı sıklaştırdım. Yanlarına vardığımızda sandalyeyi Cas'in yanına çektim ve oturdum.
Sam hiç oturmadan "Ben sınıfa çıkıyorum. Geç kalmak istemem. Görüşürüz ağabey, Cas." dedi ve bize el sallayıp okula girdi. Masada üçümüz kalmıştık.
En sonunda Cas sessizliği bozarak "Eee, Dean bu Mike. Arkadaşım." dedi Mike'ı işaret ederek. Burnumdan soluyarak "Tanıyorum zaten onu Cas. Gereksizin biri işte." diyince Cas Mike'a döndü. Mike pezevengi de bana sinirli sinirli gülümsüyordu.