1.8 // Konuşalım

248 38 67
                                    

Medya : Jo hanım bacımız ve My Boyfriend's Back şarkısı

Beden eğitimi dersimiz bittiğinde hepimiz soyunma odasına doluşmuştuk. Beden eğitiminde ne yaptın diye soracak olursanız, sadece badminton oynayan Castiel'i izledim. Bir de o topa vurmak için zıpladıkça kalkan tişörtünün altından belli olan kaslarını... Ama burada benim bir suçum yok. Neticede onu izlerken o kaslar da göze çarpıyor.

Ah! Ne diye içine atlet falan giymiyor ki bu çocuk? Üşütür falan, havalar soğudu. Ya da daha da kötüsü benim görebildiğim o kasları başkaları da görebilir. Lütfen bunları dikkate alın Sayın Shurley.

Ben Castiel'i düşünürken odadan gelen 'ooo' sesleriyle bizimkilere döndüm. Hepsi tişörtünü çıkarmış olan Castiel'e bakıyordu. E ama ben dedim. Değil mi? O kasları herkes görebilir bir atlet giy dedim. Bizimkilerin Castiel'in kaslarına değil de sırtındakilere baktığını fark edince kaşlarımı çattım. Castiel ise olanları anlamamış bir halde "Hayırdır?" dedi.

Mark gülmemeye çalışarak "Gecen bayağı bir renkli geçti sanırım abi?" dedi. Kaşlarımı daha da çattım. Castiel de sinirle konuştu. "Ne diyonuz lan siz?" Bristol omzunu silkerek "Sadece o sırtındaki izleri yapacak kadar çılgın bir kızı nereden bulduğunu merak ettik Cas." dedi. Evet bir günde yeni birini bulmuştu. Harika!

Castiel canımı acıtacak kadar güzel bir şekilde gülüp gözlerini kapattı. Dün geceki anıları hoşuna gitti anlaşılan. Sinirle eşofman altımı çıkartıp kotumu giydim. Bana neyse artık. Alt tarafı bir boklar yiyip taş gibi çocuğu kendimden uzaklaştırmıştım. Herkese her gün olabilen şeyler bunlar. Hala Castiel'e bakıyordum. Bir tepki ver be. Castiel alt dudağımı ısırdı, yapma şöyle şeyler işte ortalık yerde, ve göz ucuyla bana baktı. Bana. Hemen gözlerimi kaçırdım ve tişörtümü giydim; bir tek onu izlerken yakalanmadığım kalmıştı o da oldu yani.

Castiel sırtını dolabına verip "Evet. O kadar çılgın bir geceydi ki." dedi. Senin o çılgın geceni... Meleğimin bu sözüyle bazı erkekler de giyinmeyi bırakıp onu dinlemeye başladılar. Dağıtın gençler o kalabalığı. Eniştenize bir metreden fazla yaklaşanı yakarım. Cas sen de üzerine bir şey giy. Ay iyice mala bağladım. Ne diyorum ben ya? Castiel'in konuşmaya başlamasıyla dikkatimi ona verdim.  "Ben her uyumak istediğimde üzerime çıktı. Bir de görecektiniz. O kadar güzeldi ki." Seni uykundan mahrum etmiş işte. Onun kötü bir insan olduğunu nasıl anlayamadın Cas? Ayrıca güzel ne demek güzel? Güzellik anlayışın nasıl anlatır mısın biraz?

Ben kafamın içinde dünyalar kutup dünyalar yıkarken Castiel kahkaha attı, bak ne diyorum? Ortalık yerde yapma şöyle şeyler. İnsanları kendine aşık edeceksin. Castiel "Harbi salaksınız he." dedi gülmelerinin arasından arasından. "Sırtımdaki izler kedim Zeus'un eseri, bir kızın değil."

Üzerime gelen bu rahatlama normal miydi? Bir kız yapmamış o izleri işte, kedisi yapmış. En azından cinayetten hapse girme ihtimalim ortadan kalktı. Kendi kendime gülümsedim. Ben de neler düşünmüştüm ya. Ama cidden bir kız gelip de Cas'e falan yaklaşırsa büyük arıza çıkartırdım. Şekil 1 bkn : Meg Masters.

***

Timeskip : 2 gün

Jo ile öğle yemeklerimizi almış kenardaki bir masaya oturmuştuk. Jo aldığı patates kızartmasından bir tanesini ağzına atarak "Eee? Devam etsene en heyecanlı yerinde kestin." dedi.

Gözlerimi devirdim. Benim en sevdiğim(!) kankam Benny yine ağzını tutamamış ve Jo'ya benim Castiel'i sevdiğimi söyleyivermişti. Gerizekalı herif... Jo da bunu öğrenir öğrenmez yakama yapışmış ve en ince detayına kadar her şeyi anlattırmaya başlamıştı.

PapatyamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin