Ben dedim değil mi? Bu kız benim meleğime yazıyor dedim. Ayrıldığımızı duydu ya hemen yapıştı sürtük. Tüm gün Cas'le takılmak ne demek ya? Sen Dean Winchester değilsin. Sadece ben tüm günümü Cas'le geçirebilirim. Hayır bir de koluna girmiş. Tanrım sen bana sabır ver. Vermiyor musun? Tamam.
Cas'i kolundan tutup o sülükten ayırdım ve hademelerin kullandığı küçük odaya soktum. Elini de ağzıyla kapatmıştım. Cas'in nefesinin sıklaştığını fark edince ışığı açtım ve elimi ağzından çektim. "Bu yani gerçekten de? Başka hikaye dediğin Meg mi?" dedim sinirle. Meleğim kaşlarını çattı.
Cas de benden aşağı kalmayarak "Seni ne ilgilendirir acaba bu durum Dean?" dedi. Beni ne mi ilgilendirir? Seninle ilgili her şey beni ilgilendirir Cas alış buna. İşaret parmağımla göğsüne vurarak "Sen bana aitsin Cas. Aynı benim de sana ait olduğum gibi." dedim. Cas başını şiddetle iki yana sallayıp "Evet ben sana aittim Dean. Ama anlaşılan sen hiçbir zaman bana ait olmamışsın." dedi. Güldüm. Şaka mı bu?
"Sana yalan söyledim çünkü seni korumaya çalışıyordum aptal!" dedim. Cas alayla gülüp "Çok iyi iş çıkarttın bravo." dedi. Hayır. Böyle demek istememiştir değil mi? Yüzüme vurmamıştır onu koruyamadığımı.
Sinirle burnumdan soludum ve "Biliyor musun? Aslında esas suçlu sensin." dedim. Cas şaşkınlıkla "Ben mi?" diyince başımı sallayıp "Tabi ki de sen, dikkatimi dağıtıyorsun." dedim. "Sen ve o sanki daha yeni sex yapmışsın gibi gözüken saçların, her gün taktığın o saçma kravatlar, o sikik trençkotun, her gün akşamlara kadar ders çalışmaktan daha da belirginleşen göz altı torbaların, bakmaya doyamadığım gözlerin..."
Şimdi ben ona daha söverdim. Hem de ne söverdim. İki hafta boyunca bu küfürlerin provasını yaptım ben. Ama şimdi bu karşımdaki şahıs gelmiş beni kendine çekmiş öpmeye başlamışken sövmeyeyim dedim. Ah lanet olsun çok özlemişim.
İnledim ve meleğimin ellerini tuttum. Ona her şekilde dokunmak istiyordum ve dudaklarımız yetmemişti. Onu öpmeye devam ettim. Üst dudağında güzel bir morluk bıraktığıma emindim. Cas ayrılmak için hamle yapınca dilimi kullanmaya başladım. Buna dayanamazdı işte.
Cas inleyip beni kalçalarımdan kavradı ve kucağına alıp duvara yapıştırdı. Tamam şimdi öleceğim. Cas'in farkında olduğunu zannetmiyordum ama alt taraflarındaki hareketlenmeleri hissedebiliyordum ve bu öpüşmemizi daha da heyecanlı hale getiriyordu. En son birini ne zaman bu kadar zevk alarak öpmüştüm? Keşke Cas'le en son öpüştüğümüz anı hatırlasaydım ama şu an yaşadıklarım adımı bile unutturabilirdi.
Ölümlü olmaktan nefret ediyordum. Nefes almam gerektiğini anlayınca kollarımı Cas'in boynuna dolayıp ondan ayrıldım istemeye istemeye. Cas'in saçlarını okşamaya başladım. "O... tadına doyamadığım dudakların." diyerek sövmemi tamamladım. Cas alınlarımızı birleştirip "Bana söz ver Dean. Bir daha bana yalan söylemeyeceksin." dedi. Başımı sallayıp "Seni kaybediyordum salak. Sence bir daha söyleme cesaretinde bulunabilir miyim. Hadi kıralım okulu. Size gidelim. Seni özledim." dedim. Gülümsedi. O da beni özlemiştir değil mi? Burnumuzu birbirine sürtüp "Eve gidince ne yapacağımızı öğrenebilir miyim?" dedi Cas. Güldüm ve başımı iki yana salladım. Eve gidince görürdü artık.
***
Cas yanıma oturup beni kolunun altına alınca söylenmeyi de ihmal etmedi. "Eve gidelim dediğinde bunu yapacağımızı düşünmemiştim papatyam." Meleğimin yine bana sevdiğim şekilde seslenmesine gülümseyerek onun ağzına patlamış mısırlardan yıkıştırdım ve "Ne düşünmüştün acaba Cas?" dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Papatyam
FanfictionPapatya gibiydi kalbi, Bir sevdi... Bir sevmedi... High School AU ******* 221118 / 170719✌🏻🏳️🌈 ******* TAMAMLANDI.