3.1 // Biz Sarhoş Değiliz!

199 26 40
                                    

Timeskip : 16 gün

Micheal kardeşlerine baktı. Onun bir şey demesini bekliyorlardı. Micheal elindeki dosyalara baktı. Birkaç gün önce babasının kilitli kasasının üzerindeki anahtarı unuttuğunu fark etmişti. O da meraklanmış ve açmıştı.

Kasada sadece annesinin fotoğrafları ve birkaç dosya vardı. Micheal bu önemsiz olduğunu düşündüğü dosyaları umursamayarak annesinin fotoğraflarına bakmıştı önce. Çok güzel bir kadındı annesi. Kahverengi dalgalı saçları ve koyu kahverengi kocaman gözleri vardı. Ama en güzeli gülüşüydü. Bir gülümserdi Micheal'ın neşesi yerine gelirdi.

Micheal fotoğrafları inceledikten sonra da dosyalara bakmıştı. Ama dosyalar zannettiğinden daha önemliydi. Kardeşlerinin evlatlık belgeleri... Micheal dosyaların hepsini teker teker okudu. Hepsini bitirdiğindeyse bir daha okudu ve bir daha. İnanmaya çalışıyordu ama zordu. Anlaşılan anne ve babasının tek öz çocuğu oydu. Birkaç gün boyunca bunu saklamıştı ama dayanamıyordu. Ne kardeşlerine yalan söylemek istiyordu ne de artık ondan ayrı kalmak istiyordu.

Micheal dosyaları vermeden önce kardeşlerinin her birine teker teker baktı ve "Bunlar hiçbir şeyi değiştirmez tamam mı? Ben sizi hala çok seviyorum." dedi. Gabriel gözlerini devirip "Ne drama yaptın be Mike. Ver artık ne vereceksin." dedi. Micheal gülümsedi. Dosyaları onlara verdi. Hepsi açmıştı, Lucifer hariç. O sadece Micheal'a bakıyor ve endişeleniyordu. Son günlerde onun daha da dalgın olduğunu görebiliyordu. Endişeyle "Micheal. Sen iyi misin?" dedi.

Micheal ona bakıp o gece, Lucifer ona onu sevdiğini söylediği gece, gülümsediği gibi gülümsedi. Lucifer gözlerini kaçırdı. Bu neydi şimdi? Micheal'ın dikkatini dağıtmasına izin vermeyerek dosyayı açtı ve okumaya başladı. İşte ne olduysa o zaman olmuştu. Lucifer dondu.

Tüm kardeşler, tüm Shurley'ler sadece durdu. Algılamaya çalışıyorlardı. Bunlar nasıl gerçek olabilirdi ki? Castiel şaşkınlıkla "Sadece ben değil miymişim?" dedi. Anna bunu duymuştu. Diğerleri gibi. Micheal kaşlarını çatarak "Ne demek şimdi bu?" dedi. Castiel onların da orada olduğunu yeni fark etmişti. Anna ayağa kalkıp sinirle saçlarını geriye attı ve "Sen-sen biliyor muydun bunu?" diye bağırdı. "Bize ne zaman söylemeyi düşünüyordun?"

Castiel ablasının ona ilk defa bağırmasıyla irkildi. Alt dudağı titremeye başlamıştı. Zaten şu son günlerde fazla ağlaktı. "Be-Ben. Eğer benim evlatlık olduğumu öğrenirseniz beni yanınızda istemezsiniz düşündüm. Ben..." Lucifer hemen Castiel'e sarıldı. "A benim salak kardeşim. Biz sana evlatlıksın derken dalga geçiyorduk sadece. Seni dışlayacağımız falan yok." Castiel ağlamamak için kendini kasıyordu. Anna söylediklerinden pişman olmuştu. Kardeşinin yanına oturdu ve elini omzuna koydu. "Bebeğim? Özür dilerim bağırdığım için."

Herkes büyük bir sessizliğe gömülüp bu gerçekleri hazmetmeye çalışırken Gabriel bir anda ayağa kalktı ve "Sıçacağım şimdi ağzınıza. Kalkın lan. Meyhaneye gidiyoruz." dedi. Balthazar heyecanla "Amerika'da meyhane mi buldun?" dedi. Gabriel gülüp "Sen ağabeyini tanıyamamışsın oğlum. Gelin hadi." deri ve ceketini giydi. Atkısını da boynuna dolarken babalarının minibüsünün anahtarlarını Micheal'a attı. "Sen kullanıyorsun."

Tüm kardeşler Gabriel'in peşine düşerken Micheal kapıdan çıkmak üzere olan Lucifer'ı durdurdu. Lucifer yutkunup ona baktı. Micheal Lucifer'ın eline dokundu. Ona doğru eğilip "Gerçekler değiştiğine göre..." dedi. Aslında ne yapacağını o da bilmiyordu. Ya Lucifer artık onu sevmiyorsa? Neticede mahvetmişti onu. Lucifer'ın ona onu sevdiğini söylediği gece Lucifer'ın hıçkırıkları önce kulağına sonra da kalbine gelmişti.

Lucifer başını salladı. "Evet." Micheal korkarak sordu. "Benim şimdi bilmeye ihtiyacım var. Beni yine sevebilir misin?" Lucifer güldü ve elini Micheal'ın yanağına koydu. "Hiç bırakmadım ki." Micheal gülümsedi. Ah bu son zamanda aldığı en güzel haberdi. Micheal bir anlık cesaretle Lucifer'a eğildi ama Lucifer onu durdurmuştu. Micheal hüzünle ona baktı. "Seni öpmemi istemiyor musun?" Lucifer karşısındaki bu masum adama baktı. Buruk bir şekilde gülümsedi. "İstiyorum. Ama ya yine itersen beni?" Micheal gülümsedi. "Öğrenmenin tek bir yol var sanırım."

PapatyamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin