Kapının çalınmasıyla dersimiz gene bölünmüş oldu ama buna sevinmiştim. Cas geri dönmüştü. Ama kapı açıldığında beklediğim kişiyi göremedim. Mavi gözlü bir kadın elinde küçük bir parça kağıtla gülümseyerek öğretmenimize baktı ve "Dersinizi böldüğüm için özür dilerim. Ben Castiel'in eşyalarını almak için gelmiştim de. İzin kağıdı da burada." dedi.
Öğretmenimiz Ellen kağıdı kadından aldı ve baktı. Küçük kağıdı sınıf defterinin arasına koyarken "Siz Castiel'in nesi oluyorsunuz?" dedi. Kadın cevap vermeden önce duraksadı. Ardından gülümsemeye devam ederek "Bu biraz karışık." dedi. Ellerimi sıraya koyup "Açıkla o zaman." dedim.
Kimdi lan bu kadın? Meleğim nerede? Ayrıca bu kadın kim oluyor da benim sevgilimin eşyalarını toplamak için geliyor? Aralarında ne var bunların? Kesin Londra'daki eski sevgilisi. Kesin. Ah, öldürürüm ben bunu. Dur, tamam. Sakinleş. Kadın tek kaşını kaldırıp bana baktı ve "Açıklamama değecek birine açıklarım ve o kişi sen değilsin çocuk." dedi. Bunun üzerine arkamda oturan Meg kıkırdadı. Harika, etrafım sürtüklerle çevrili.
***
Mavi gözlü kadın gittikten bir dakika sonra teneffüs zili çalmıştı. Hemen bahçeye koştum. Cas çantasını sırtına almış ve okul kapısına varmıştı. Koşarak yanına vardım. On beş dakikada çökmüş gibiydi. Gözlerindeki ışıktan eser yoktu.
Elimi omzuna koyup "Cas? Nereye gidiyorsun?" dedim endişeyle. Cas bana bakmadan "Eve." dedi. Başımı salladım. "Tamam. Ben de seninle geliyorum." Cas bana bakıp "Hayır." dedi sertçe. Kalbimin kırıldığını hissettim. Elimi omzundan çekerek "Ne yani o kadınla mı gideceksin?" dedi. Cas başını yana eğerek "Dean. Bal arım. Papatyam. Bak benim bile daha anlayamadığım şeyler var. Sana şimdi anlatamam. Anla beni." dedi ve ellerini yanaklarıma koydu.
"Seni seviyorum. Tamam mı? Zannettiğin ya da ima ettiğin gibi bir şey yok. Sadece... sanırım biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var." Ah be adam. Sana kızgın kalmama beden izin vermiyorsun ki? Yanaklarındaki ellerini tuttum ve başımı salladım. Cas yorgunca gülümseyip dudaklarıma kısa bir öpücük bıraktı ve bana el salladıktan sonra kapıdan çıktı. Kapıya giderek arkadından seslendim. "Arayacak mısın?" Cad başını salladı. Bisikletine binmeden önce bana cevap verdi. "Arayacağım."
***
Aramadı.
Castiel'den
Boş boş tavana baktım. Evde akşam yemeği çoktan yenmişti. Herkes yataklarına gitmişti. Saat gece yarısına varmıştı. Eve geldikten sonra ne biriyle konuşmuştum ne de bir şey yapmıştım. Hala sabah giydiğim giysilerle oturmaya devam ediyordum.
Kimseyle konuşmamış değil aslında. Konuşamamıştım. Çünkü söylediğim her kelimede sanki evlatlık olduğumu anlayacaklar ve beni dışlayacaklar gibime geliyordu. Ağabeyimle tavanıma çizdiğim bulutlara baktım. Bir anda kapımın çalınması gecenin sessizliğini deldi.
Yatağımda doğruldum ve "Gel?" dedim. Bu saatte kimdi bu? Kapının açılmasıyla tüm kardeşlerim içeri girdi. Hepsi endişeyle bana bakıyorlardı. Anna yanıma oturup "Cassie? İyi misin bir tanem?" dedi. Ona baktım. Evet, benim ablam bu kızıl cadıydı, daha saatler önce tanıştığım biri değildi.
Başımı salladım iyi olduğumu göstermek için. Lucifer da yanıma oturup "Dean'le mi bir şeyler oldu?" dedi. Sanki evet desem hemen gidip sevgilimi öldürecek gibiydi. Başımı iki yana salladım. Gabriel Lucifer'ı büyük güçlüklerle ittirip yanıma oturdu ve "Okulda mı bir şeyler oldu?" dedi. "Biri bir şey mi yaptı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Papatyam
Fiksi PenggemarPapatya gibiydi kalbi, Bir sevdi... Bir sevmedi... High School AU ******* 221118 / 170719✌🏻🏳️🌈 ******* TAMAMLANDI.