Sabah evden çıkmadan önce Charlie'ye vereceğim kitabın içine koyacağım notta ne yazması gerektiğini düşünüyordum. Seni seviyorum? Çok sade kalır. Aşkından geberiyorum? Çok ağabeyimlik. Kızıl saçlarını her gördüğümde; onların rengiyle, kalbimdeki aşkının ateşinin rengini karıştırıyorum? Mükemmel!
Bu sözleri küçük beyaz karta yazdım ve altına küçük bir şekilde adımı yazdım. Kartı kitabın arasına koyduktan sonra kendimden emin bir şekilde gülümsedim ve kitabı çantama dikkatli bir şekilde koyarak çantamı sırtıma aldım.
Aşağı indiğimde ağabeyim bir yandan tostunu yiyor bir yandan da dün aldığı kitabını okuyordu. Dün dediği şeyi açık ve net bir şekilde duymuştum. Anlaşılan bu kitabı okuyan birinden hoşlanıyordu ama kimden? Umarım Castiel'dir. Onları shiplemek bana huzur veriyor.
Ben de tostumu yedikten sonra çıktık.
Ağabeyim saçma sapan kulağı sağır eden müziklerini dinlerken ofladım ve camdan dışarıyı izlemeye başladım. Ağaçlar hızla bir görünüp bir kaybolurken okula varmıştık. Dean'e görüşürüz diyip hemen sınıfa çıktım. Charlie muhtemelen beş dakika sonra gelirdi. Kitabı sırasının üstüne koyarak yerime oturdum.Ben de kendi kitabımı çıkartıp okurken sınıfı saran çığlıkla kitabımın büyüleyici dünyasından sıyrıldım. Charlie; elinde ona aldığım kitapla zıplıyor, gülüyor ve çığlık atıyordu. Hatta mutluluktan ağlayacaktı.
Gülümseyerek ona baktığımı görünce kitabı benim aldığımı anladı ve yanıma gelerek kollarını boynuma doladı. O kadar güzel hissettirmişti ki bu şey. Kollarımı onun beline doladım. Bir süre öyle kaldıktan sonra ayrıldık.
Charlie gülümseyerek "Çook teşekkür ederim Sam. Gerçekten. Sen tanıdığım en iyi dostsun." diyince o yazdığım notu alıp yırtmak tuzlamak ve yakmak istemiştim. Beni hala arkadaşı olarak görüyordu. Ama ben de artık içimde tutamazdım. Tuttukça bunaltıyordu çünkü.
Charlie kitabı çantasına koyunca "Şimdi okumayacak mısın?" dedim. Charlie başını iki yana sallayarak "Siparişim bir haftaya anca gelir diye başka bir kitaba başlamıştım ama büyük ihtimalle öğle arasında bitecek. Dün gece fazla okumuşum. Neyse, işte öğle arasından sonra başlayacağım." dedi.
Notu şu an okumayacak olması içimi ferahlatmıştı. Öğretmen içeri girdiğinde Charlie de ben de yerlerimize geçtik. Ders başladığında ben de onu izlemekten arta kalan zamanımı derse ayırmak üzere kitaplarını çıkarttım.
***
Öğle arasına girdiğimizde çok heyecanlıydım. Hatta yerimde duramıyordum. Charlie kitabı da yemekhaneye inmişti, benimse hiç iştahım yoktu.
Biraz sakinleşebilmek için yerime oturdum. En kötü ne olabilirdi ki? En fazla arkadaşlığımız biterdi ki buna dayanabileceğimi zannetmiyorum. Ona daha da yakın olmak istersek sonsuza kadar uzaklaşmak... Yok dayanamazdım herhalde.
Yaklaşık on beş dakika sonra Charlie sınıfa girince doğruldum. Charlie doğrudan bana bakarak yanıma geldi ve kitabı önüme bırakıp kapıya yöneldi. Ama bileğinden tutarak onu durdurdum ve ayağa kalktım. Charlie yeniden bana bakınca bileğini bıraktım.
"Bir şey, demiyecek misin?" Charlie başını iki yana sallayarak burnunu çekti ve "Söyleyeceğim her şey kitabın içinde Sam. Özür dilerim." dedi ve kapıdan çıkıp gitti. Yerime çöktüm. Kesinlikle bir yerde hata yapmıştım. Kitabın kapağını açarak içinden çıkan ikiye katlanmış beyaz kağıdı aldım.
Sam,
Özür dilerim. Gerçekten çok çok özür dilerim. Ben yapamam. Seni sevemem. En azından o anlamda. Sen benim en yakım dostumsun. Benden seni çalma lütfen. Ayrıca ben, daha önce sana söylememiştim benimle takılmaktan vazgeçersin diye ama, lezbiyenim. İstesem bile olmaz. Özür dilerim.
![](https://img.wattpad.com/cover/167096468-288-k313906.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Papatyam
Fiksi PenggemarPapatya gibiydi kalbi, Bir sevdi... Bir sevmedi... High School AU ******* 221118 / 170719✌🏻🏳️🌈 ******* TAMAMLANDI.