0.8 // Aşk için Kitap

281 40 73
                                    

Merhaba! Bir insanın salak olduğunu nasıl anlarsınız? Matematikten 50 alırsa? Bin kere anlattığınız bir şeyi bininde de anlamazsa? Hepsi yanlış.

Bir insanın salak olduğunu; sevdiği çocuk ona aşkla ilgili bir şeyler anlatırken o salak bireyin, hoşlandığı çocuğa bir kızı sevdiğini söylediğinde anlatsınız. Ben de öyle anladım.

Bok vardı çünkü. Sen de de ki Evet bence de bir anda çarpılıyorsun aşk tarafından. Seni ilk gördüğümde de öyle oldu. Ama yok illa pislik yapacağım.

Sabah uyandığımda aslında iyi hissediyordum. Güneş yüzüme vuruyordu, hava serindi. Ama aklıma dün gece gelince hemen şarjdaki telefonumu alıp mesajlara girdim.

Hala içimden nasıl dua ettiğimi hatırlıyorum lütfen onları yazmamış olayım diye. Ama yazmıştım. Gerizekalı ben bunları yazmıştım. Hemen Benny'yi aradım ve durumu anlattım.

Benny "Ne yani? Sana o mesajlarda anlattığın gibi bir kız bulmam lazım öyle mi?" dedi. Sinirle, bu sinir kendimeydi çünkü boş yere kendime iş çıkartmıştım, "Evet Benny. Cas'e o kadar şey anlattım. Eğer öyle bir kız olmadığını anlatsa yalan söylediğimi anlar ve benimle bir daha konuşmaz." dedim.

Benny oflayarak "Eee? Seninle bir daha konuşup konuşmamasını niye önemsiyorsun ki?" diyince duraksadım. Ardından "Bu seni hiç alakadar etmez. Sadece düzgün bir dost ol ve bana o kızı bul." dedim ve telefonu onun yüzüne kapattım.

Duşunu alıp giyinip aşağı indiğimde Sam telefonuna seri şekilde bir şeyler yazıyordu. Biraz gerisinde durup kime ne yazdığına baktığımda yine şu Charlie ile yazıştığını gördüm. Gözlerimi devirerek "Hadi Sammy sevgilinle yazışmayı bırak da okula gidelim." dedim.

Sam kıpkırmızı bir şekilde bana dönerek neredeyse bağırırcasına "O benim sevgilim değil!" dedi. Kaşlarım kalkık bir şekilde ona baktıktan sonra "Ya tabi." diye mırıldandım ve deri ceketimi alıp evden çıktım. Sam de peşimden geliyordu.

Yolculuk sessiz geçmişti. Okula vardığımızda Sam hemen arabadan inip sınıfına doğru hızlı adımlarla ilerlemeye başlamıştı. Başımı iki yana sallayarak kardeşimin bu hallerine güldüm ve çantamı tek koluma alarak arabadan indim.

Okulun bahçesi yine aynıydı ama insanlar hararetli hararetli bir şeyler konuşuyorlardı. Bizimkilerin yanına gidip "Hey, ne var ne yok?" derim. Jo gülerek "Isabel'in tüm havası uçup gitti Dean-o." diyince "Ne oldu ki?" dedim.

Okulunuzun kıdemli başsürtüğüne acaba ne olmuştu? Jo "Şu yeni çocuk var ya. Castiel midir nedir?" diyince "Evet Castiel." diye onayladım onu. Jo sözünün kesilmesine sinirlense de belli etmemeye çalışarak "Hah işte o. Isabel bu sabah onu bir partiye davet etmiş. Çocuk da reddetmiş. Isabel'in yüzünü görmeliydin. Şok olmuştu." dedi ve yine güldü.

Gülümsemem benim de yüzüme yansımıştı. İşte benim Cas'im. diye geçirdim içimden. Ama iç sesim, sağ olsun beni hiç yalnız bırakmaz, hemen Cas'in nereden benim Cas'im olduğunu sordu. Ona kulak asmayarak "Ben sınıftayım." dedim ve sınıfa çıktım.

Ama gördüklerim hoş değildi. Meg ve Castiel birbirlerine bakıp gülümsüyorlardı. Yalandan öksürerek dikkatlerini bana vermelerini sağladım. Sinirle Meg'e "Masters. Yerimden kalk ve ağlayacak başka bir yer bul." dedim. Ağlıyor gibi olması umurumda değildi. Durmadan Cas ile takılmak için bahaneler üretiyordu.

Meg ayağa kalktı ve "Öyle olsun Winchester. Ama unutma Castiel benim de arkadaşım." dedi ve yerine geri oturdu. İşte böyle, uslu bir kız ol Masters.

Cas'in yanına oturunca Cas hafif bir sinirle "Neden öyle dedin ki şimdi? Meg gerçekten de çok mutsuzdu." dedi. Ama bana öyle bir bakıyordu ki, hiç de sinirli gibi durmuyordu.

PapatyamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin