Deniz birinin gelip içinde bulunduğu pirinç barakalı tüpü kurcaladığının farkındaydı. Ama ne kurcalayanın kim olduğunu ne de ne yapmak istediğini anlayabilmişti. Kararsızlıklar metal tavanı yukarıya ittirdi bununla birlikte üst kısmın alt tarafa artık o kadar sıkı tutmadığını fark etti. Sonra "Kaçın!" diye son sesle bağıran bir ses duymuştu. Bir kez daha yukarıdaki levhayı ittirdi. Yine tam olarak açamamıştı. Ama kitlendiği yönden değil de tam ters tarafa açıldığını kavradı. Bu onun üçüncü denemesini başarılı kıldı. Dışarıya çıktığında karşısında bol ışıklı manzaraya ve önünde hareketlenen üç gölgeye baktı. Hızlanarak geçite doğru yaklaştı fakat geçit her saniye daha da küçülüyordü.
"Şimdi olmaz, şimdi olmaz!" dedi dişlerinin arasından.
Giderek hızlandı ve artık koşuyor haldeydi. Son anda geçit küçülüp nokta halini aldı ve kayboldu. Yer altı karargahının içi yine karanlıktı. Çevresine baktığında Zökar kürelerin etkisi sebebiyle yetenekleri kısıtlanmış ve olduğu yere çöküp dizlerine doğru kapaklanmıştı. Yeniden etkisini kazanmadan buradan çıkmanın yolunu bulmalıydı. Labirentimsi koridorların birine saptı ve gözden kayboldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adaletin Elçileri
FantasíaSırtımı dayadığım soğuk taşlardan kaldırdım ve hücrenin rutubetli havasını içime çektim. Az yukarıdaki delikten sızan gün ışığı hüzmeler halinde içeriyi aydınlatıyordu. Ama bu bile ortamdaki kasveti dağıtmaya yetmiyordu. Takdir edersiniz ki şimdi d...