Güneşli bir akşamüstüydü, gökyüzü ufka doğru kızıllaşmıştı. Damların üstünde gencin biri duruyordu. Gölgesi çatıya doğru düşüyordu.
"Bir gün daha bitti ve yine..."
Genç çatının ucuna doğru yürüdü. Ayağını boşluğa doğru sallandırdı. Saçları fırça gibi gözlerinin önüne geliyordu.
Aşağıdan çalan telefonun sıkıcı melodisi duyuldu. Aklından ne geçiriyorsa bir an durdu ve çömelerek aşağıya baktı.
Şüpheye yer yoktu, telefon melodisi kendi dairesinden geliyordu.
Aşağıya indi, telefon o gelene kadar susmuştu tabii ki. Telefonu yanına aldı ve tekrar çatıya çıktı. Birkaç dakika sonra telefon yeniden çaldı. Telefonu açtı ve kulağına yaklaştırdı.
"Delta Su, kampanya servisine hoş geldiniz. Sizi fırsatlarımızdan haberdar etmek için aradık. Yaz aylarında..."
Telefonu kulak hizasından indirdi.
"Umut..."
"Umut işkenceyi uzatır."
Saçları fırça gibi gözlerinin önüne gelen genç o gün o damdan atladı. Ardından hiçkimse bir intihar notu bulmadı. Zeminde ölü bedenini de bulamadılar. Ya da başka bir yerde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adaletin Elçileri
FantasySırtımı dayadığım soğuk taşlardan kaldırdım ve hücrenin rutubetli havasını içime çektim. Az yukarıdaki delikten sızan gün ışığı hüzmeler halinde içeriyi aydınlatıyordu. Ama bu bile ortamdaki kasveti dağıtmaya yetmiyordu. Takdir edersiniz ki şimdi d...