Bölüm 8

23K 1.3K 233
                                    

*İyi okumalar

Duvardaki lgbt sembolleri, renkli sandalyeler ve her tarafta öpüşen hemcinslerle ortam konseptinin hakkını veriyordu.

Lgbt kafe/bar.

Eski bir kaç takıldığımla selamlaşırken gözlerim asıl kişiyi arıyordu. Çok geçmeden de bulmuştu. Okuldaki halinden eser olmayan kadın mini bir elbiseyle resmen görsel şov sunuyordu.

Onu istiyordum. Şu an ona bakan herkes gibi.

Yanına ilerlerken kafe kısmından çıkıp dans alanına girmiştim. Hafif salınıp arkasındaki bedene sürtünüyordu.

Onu bu halde gören kişi şok olurdu. Tabi ben onun hakkındaki araştırmasını yapmış biri olarak artık şaşırmıyordum.

Bizim tatlı hocamız aslında sexy bir sürtüktü.

Bunu birine söylesem inanmazdı ve bu olayı daha da eğlenceli bir hale getiriyordu. Arkasına geçerken onu kendime doğru çekmiştim. Benim kim olduğuma bakmadan uyum sağladığında sırıttım. Biraz dans ederken bedenlerimiz sürtünüp duruyordu. Kendisini sürekli bana bastırmasından dolayı dip dibe durmuş durumdaydık. Bu dans ne kadar hoşuma gitse de asıl olaya geçmeliydim.

Tepkisini merak ediyordum.

Kulağına yaklaşırken "hocam bu kadar iyi dans ettiğinizi bilmiyordum" deyip elimle belini kavradım.

Hareketleri birden dururken başını yavaşça bana çevirdi.

"S-sen yeni kız" ismimi hatırlamamış olması sorun değildi.

Bir daha unutmayacağına emin olacaktım.

"Burçak"

Belini biraz daha sıkarken "kasma kendini" desem de rahatlamamıştı. Bunun olacağını tahmin etmiştim. Az önceki halinden eser yokken oflayarak dudaklarına eğildim. İşi hızlandırmam gerekiyordu anlaşılan.

"Reşitim ve okulda değiliz. Rahatla" küçük bir buse kondursam da tereddütlü hali gitmemişti.

"Eğlenmek istemiyor musun?" Geri çekildiğimde o da kendini toparlayıp benden ayrılmıştı. Bakışlarında hafif korku tohumları görürken "Gitmeliyim" demişti.

Sahneden indiğinde arkasından koştum. Buraya kadar küçük bir buse için gelmemiştim.

"Hadi ama Aslı, yaş farkımız bile yok" beni koştururken "öğretmeninim ben senin saçmalama" demesiyle göz devirdim.

Bu kalıplara neden takılıyorduk acaba

"Ne olmuş yani bu kafe öğrenci kaynıyor. Az önce sürtünüyordun birine"

sinirle arkasını döndüğünde durdum.

"Sen benim öğrencimsin aynı şey değil"

Bir an da kollarıma atlamasını beklemiyordum desem yalan olurdu. Açıkcası bunu dert etmek yerine kendini akışına bırakır sanmıştım.

"Sevgili olalım demiyorum. Takılalım diyorum" bir kaç saniye duraklasa da sonra oflayarak eline telefonunu aldı.

"İşimi tehlikeye atamam. Sen de bundan kimseye bahsetmeyeceksin."

Emir almaktan hiç hoşlanmazdım. Reddedildiğim için zaten moralsizken onun ters tavırlarıyla sinirle dolmuştu.
Kafenin önünde duran arabanın onun için geldiğini anlayınca şimdilik uzatmamaya karar verdim.

"Bir an eğlenceli olabileceğini sanmıştım" kaşları çatık bakarken geriye gidip el salladım.

"Neyse yarın derste görüşürüz hocam"

Bu kadar kolay olacağını düşünmek benim hatamdı. En azından artık kim olduğumu biliyordu. Arkama tekrar bakmazken bar kısmına girdim. Bizim gruba doğru giderken gülmelerine orta parmak çıkardım.

"Boş mu döndün" takma

"Hahaha" takma

"Neyse artık" takmayacaktım.

Onların dediklerine cevap vermeyip kendimi sandalyeye attım.

Etrafta sevişen bunca insan varken ben bunlarlaydım. Daha kötü ne olabilirdi?

İYİ KIZLAR KÖTÜ KIZLARI SEVER (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin