İYİ KIZLAR KÖTÜ KIZLARI SEVER (gxg)

Bölüm 94

*iyi okumalar. Finale yaklaşıyor gibiyiz. (Son 80 bölüm .d)

Annem, Aksay'la o kadar güzel ilgileniyordu ki bir an kıskanmıştım. Benim kolum çıktığı zaman vura vura yerine sokmuş kadının annecen yönünü ilk defa görüyordum.

Annemin bu ilgisine karşı Aksay hala durgundu. Aklının bacağındaki ette kaldığına emindim. Kız kendine gelememişti.

Onun için bir trajediydi bu.

Annem bize yemek hazırlamak için kalktığında "Aksay kızımı üzme" diye tembihleyip mutfağa gitti.

Onun gitmesiyle Aksay bana bakabilmişti. Bir şey demeden öylece birbirimize bakmaya devam edince rahatsızlıkla yerimden kalktım.

"Nereye?"

"Anneme yardım edeyim."

Mutfağa gittim. Annem beni görünce kaşlarını çatmıştı. Cidden sevmiyordu bu kadın beni.

"Aksay'ın yanında otursana."

"Sen çağırdın sen otur."

Annem bana tersçe baksa da "Ben çağırmadım. Kendi geldi." dedi.

Şaşkınca tek kaşımı kaldırdım. Bana öyle dememişti. Annem çorbayı karıştırmaya devam ederken "Ayağımın altında dolanma. Git sorununuzu çözün." demişti.

"Anne üzülüyorum bak"

"Sende beni üzüyorsun. Kıza o kadar kötü davranılır mı?"

Kaşlarımı çattım. Aksay'a kötü falan davranmıyordum. Sadece rahatsızdım. Nasıl davranacağımı bilmiyordum.

"Of anne. Neyse az önce yaptığım gibi sofraya et koyup kızı tribe sokma" deyip çıktım mutfaktan.

Aksay hala onu bıraktığım gibi oturuyordu. Sargılı olmayan ayağıyla halıyla oynuyordu. Siktir ya yine gözüme çok tatlı gelmişti.

Karşısına geçip boğazımı temizledim.

"Annem seni çağırmamış?"

Kafasını kaldırıp bana bakmıştı. Gözlerini kaçırdı. Yalan söyleyince nasıl da utanıyordu.

"Şey" dediğinde "Ne?" dedim.

Dudaklarını ısırıp "Daha önce çağırmıştı." dedi.

Kafamı salladım. Amacını hala çözememiştim.

"Hastahaneye kim götürdü seni?"

Bacağına bakıp sordum. Tereddütle dudaklarını aralamıştı.

"Öğretmenlerden biri ve Sima"

Sima demesiyle kaşlarımı çattım. Bu ne ironiydi amk?

Gerilirken "Seni iten o muydu yoksa?" dedim.

Başka türlü Sima ile bu olayın bağını çözemezdim. Aksay hızla iki elini sallamaya başlamıştı.

"Hayır ben düştüm. O yardım etti."

"Emin misin?"

Kafasını salladığımda gerginleşen omuzlarımı serbest bıraktım. Bedenim iki dakikada kasım kasım kasılmıştı. Aksay elleriyle oynamaya başladığında başka ne desem diye düşündüm.

Susacak mıydık böyle?

"Susmak için mi geldin?" dedim.

Buraya kadar geldiyse bir şey demeliydi. Aksay dudaklarını ısırmaya devam ederken gözlerimi yüzümden çektim. Hala çok tatlı geliyordu.