Bölüm 42

17.4K 1.1K 143
                                    

*İyi okumalar. Kitap hakkında düşüncelerinizi söyleyebilirsiniz :)

Aksayın bu kadar şuursuz olacağını tahmin etmiyordum.

"Nasıl?" diyen Aysan ablayla yerimde dikleştim.

Ben sabahtan beri soğuk terler akıtayım pot kırmayayım diye. Kız gelsin fitursuzca 'kavga ettik' desin. Muhterem kayın ailemin gözünden düşecektim resmen.

"Çantamı çö-"

"Yanlış anlamışız birbirimizi. Sonra o yanlış anlaşılmaları düzeltip arkadaş olduk."

Aksay bana bakmaya başlarken ona sessiz olması için bir işaret yaptım. Tabi o bunu anlamadı.

"Bana çantamı çöpe atacağını söylediğine eminim?"

Eminliğine senin. Sarışınlığı tutmuştu yine.

Anneleri bize anlamsızca bakarken konuyu kapatmak istedim. Tabi yanımdakiyle bu mümkün değildi.

"Bir yanlış anlaşılma sonucu, öyle bir şey olmuştu."

"Şu yanlış anlaşılma neymiş?" Aysan abla ikimizede dik dik bakarken geri çekildim.

Neye uğraşıyorsam? Bırak anlatsın mk. Bunun sıvanacak yeri mi vardı. Gitmişti iyi kız imajım.

"Atarlı atarlı sınıfa girip herkesi korkuttu."

Ben bu olayı böyle hatırlamıyordum nedense. Yine de karışmadım. Aksay bana bakıp tekrar annelerine döndü.

"Sonrada yanıma gelip oturmak istedi. Herkes çekindiği için ben de istemedim."

Yalana bak.

"Sonra da çantamı atmakla beni tehdit etti. Anne senin aldığın."

Aysan abla tek kaşını kaldırırken yerin dibine girdim. Olayları anlatma şekli bir kere benimkinden çok farklıydı. İkinci olarakta verdiği detay beni bitirmişti. Eğer o zaman Aysan ablayı tanısam böyle bir şey yapmayacağım kesindi. Kadın bakışlarıyla bitiriyordu resmen.

Konuyu biraz lehime çevirmem gerektiğini düşündüm.

"Ben varoş olduğum için yanında oturmamı istemediğini hatırlıyorum?"

Aksay bana anlamayarak bakarken bir an dediğimden şüphe ettim. Kendi dediğini, doğru olarak kabul etmiş olmasın bu kız.

"Kıyafetlerin dilenci gibiydi, korkunçtun."

Ya sabır. Eşortmanıma karışmayın abi.

"Hey hey. Birbirinizle atışmayın. Önemli olan şu an anlaşabilmeniz."

Efsun abla olaya el atarken ne ara yükseldiğimizi bile anlamamıştım. İkimizde gergin bir şekilde oturmaya devam ederken kadıncağız önümüze limonata koyup "sakinleşirsiniz." dedi.

Bu kadını sevmiştim.

"Anlaşılan birbirinizi sevmiyordunuz."

Aysan abla gerilmemizi hiç takmayıp olaya tekrar giriş yaparken Efsun abla hafifce öksürdü.

"Uzatmayalım istersen."

"Ne var bunda? Şu an araları normal nasılsa." dedikden sonra bana bakarken "Hem seni de tanımak istiyoruz." diye devam edince yine gerildim.

Ya görücüdeymiş gibi hissediyorum. 2 sarışın üstüme oynuyor. Bir taneside nabza göre şerbet modunda. Ne yapayım ben?

Efsun abla olmasa kesin yer beni bunlar.

"Aksay biraz garip anlattı olayı ama aslında aramızda pek bir sorun olmadı. Sadece klasik liseli tartışmaları. Şu an iyiyiz."

Verebileceğim en normal cevap buydu. Neyse ki uzatmadılar. Geri kalan sohbet de sıradandı. Aksay'ın ders durumu, benimki, yaptığımız şeyler, okulu asmamamız hakkında uyarılar gibi, yani oldukça normal konulardı.

Sonradan eve gitmek için izin istemiştim. Kalmam için ısrar etselerde kabul etmedim. Sakinlesmiş olsam bile onların yanında rahat değildim. Hem eve gidip kendimi okulda olacaklara hazırlamam gerekiyordu.

Vedalaşırken Aksay'da benimle birlikte dışarı geldi.

"Ailem seni sevdi" deyip gülümsediğinde ona yandan bir bakış attım.

"Sana rağmen."

"Ya ben ne yaptım." neyse ki çok tatlı.

Sitenin dışına yürüdükten sonra ona döndüm.

"Beni kötüledin?" dediğimde ikimizde gözlerimizi birbirine diktik. Kollarını göğsünde bağlayıp tek bacağını sallamaya başladı.

"Yalandı sanki." Yalandı tabi.

"Sen olayları böyle mı görüyordun cidden?" deyip cevap bekledim.

Benim hatırladığım şeylerle onunkiler arasında çok büyük bir fark vardı. Aksay'ın empati yeteneğinden yoksun olduğunu düşünmeye başlamıştım. Eğer kendi anlattığına inanıyorsa büyük bir sorunumuz vardı.

"Kısmen" deyip gözlerini kaçırdı. "Belki azıcık farklı olabilir."

Gülüp saçını arkaya attım. Temasımızla oluşan elektiriği görmezden gelirken devam ettim.

"Azıcık mı? Hatırladığım kadarıyla bir tikiydin."

Dudaklarını sarkıtırken gözlerim oraya kaydı. Hafif pembe, kalemle çizilmiş gibi olan dudakları bana biran ne diyeceğimi unutturdu.

Odak noktamı değiştirmeye çalışırken onun kaşlarını hafif çattığını gördüm. Farketmiş olamazdı değil mi?

Ayağını yere vurmaya devam ederken "Ben tiki değilim." dedi.

Derin bir nefes verdim. O kısacık göz kaymasına takılmamıştı neyse ki.

"Değilsin." deyip tekrar elimi saçına attım. Ona temas etmek beni rahatlatıyordu. Bu yüzden sürekli ona dokunmak için bahaneler buluyordum. Gözünün önüne gelen saç, benim en iyi bahanelerimden biriydi. Oda buna takılmıyordu.

"Herneyse. Taksiyi daha çağırmadık." deyip sitenin önündeki taksi düğmesine basmak istedim. Tabi onun eli beni durdurmuştu.

"Bekle biraz. Daha konuşamadık." dediğinde tek kaşımı kaldırdım.

"Ailemin yanında soramadım. Sima ne alemde?" deyince elimi indirip gözlerimi kaçırdım.

Yarın öğrenecekti zaten ama şu an hazırlıksız yakalanmıştım. Tepkimi anlayıp "Bir şey mi yaptı?" dediğinde ise düşündüm. Belkide bunu benden öğrenmeliydi. Eğer herkesle birlikte ögrenirse kırılabilirdi. Homofobik olmadığını da biliyordum. Yine de içimde bir tereddüt vardı. Yanımda uyumuş, giyinmiş ve çok fazla temas etmiştik. Bunları yanlış yorumlayıp benden uzaklaşmasını istemiyordum.

Bu yüzden aklımdaki tüm düşünceler birbiri ile çelişiyordu. Bir yanım söyle, zaten öğrenecek derken ikincisi ise burdan uzaklaşmak istiyordu.

İkincisini seçip  "Bir şey olmadı." dedim. Bir gün daha beklemeye karar vermiştim.

"Emin misin?" dediğinde elim tekrar saçına gidecekken kendimi durdurdum. Gülümseyip "Eminim." dedim.

Biraz bakıp sonra kafasını salladı. Gelen taksiyle, vedalaşıp arabaya bindim. Ben gidene kadar yerinden kımıldamamıştı.

Adresi söyledikten sonra arkama yaslanıp elime baktım.

Ona rahat bir şekilde temas etmeyi özleyecektim. Yarından sonra belki de benden tamamen uzaklaşacaktı. Az önceye kadar gözardı ettiğim her şey gözümün önüne geldi.

Hayatım hiç mi rayında durmayacaktı?

İYİ KIZLAR KÖTÜ KIZLARI SEVER (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin