bölüm 41

17.8K 1.1K 258
                                    

*iyi okumalar

"Annen baban ne iş yapıyor Burçakcığım."

"Sağlığınıza duacılar efendim." Ne demiştim lan ben.

Kadın 'ahahah' diye gülerken "Çok komiksin kızım." demişti.

O şekilde gülen bir insan olduğuna mı şaşırayım, kırdığım her potu şaka sanmasına mı şaşırayım bilemedim.

"Sağolun ahhaha" aynı onun gibi gülme çabam diğer iki sarışınıda güldürmüştü.

"Ee peki ne iş yapıyorlar" ha doğru, şu soru. Bu sefer düzgün bir şekilde cevaplamam lazımdı.

"Annem çalışmıyor. Babam da-" deyip durdum. Ya ben bunu nasıl düzgün cevaplayayım. "Turist rehberi" dedim. Yani insanları kaçak yollardan yurtdışına götürmek buna giriyor muydu bilmiyorum. Ama bunu başka türlü açıklayamazdım.

"Sizinkilerde geziyor o zaman?" Aysan ablanın sorusuyla ona döndüm. Bu kadın çok dominanttı abi. İnsanlar nasıl onun yanında rahat oluyordu anlamıyordum.

"Ayrılar. Babam geziyor ama annem daha çok evdedir." dedigimde ikiside kafasını salladı.

"Kardeşin var mı?" Efsun abla tekrar soru sormaya başlamıştı. Anlaşılan Aksay'ın sorgu dediği şey Efsun abla ve çenesiydi.

"Bir tane var. Babamla birlikte yaşıyor." dedim.

Bu detayı aslında kimseye vermeyip 'yok' derdim. Ama dürüst tarafım tutmuştu işte.

"Kaç yaşında?" Aksay'ın merakının nereden geldiğini artık merak etmiyordum.

"24 dedim."

"Büyük o zaman."

Eh doğal olarak.

Kafamı salladığımda Aksay kulağıma eğilip "bana bundan bahssetmemiştin" dedi.

Ona dönüp "sormadın" dediğimde kollarını bağlayıp oturdu.

"Okul nasıl?" Aysan abla sorguyu devralırken "iyi. Yani şu an bir sorun yok." dedim.

Yalandan kim ölmüş.

"Emin misin?" deyip Aksay'a baktı. "Bu sene ilk defa kızım beni bu kadar sık aradı."

Doğru ya. Her sorunda onun ailesinden destek almıştık.

"Sizi sıkıntıya sokmak istemezdim." dediğimde Efsun abla kolumu okşadı. "Bizi sıkıntıya sokmadın canım. Senin yaşlarındayken Aysan'da çok kavgacıydı. 1985'lerdeydik tabi o zamanlar. Bir keresinde-"

Aysan abla "istersen bunu sonra anlatalım." dediğinde Efsun abla hafif kaş çatarak "bir daha sözümü kesme." dedi.

Daha sonrada esski gülümsemesiyle anlatmaya devam etti.

"85'ler diyorduk. Tabi o zaman liselerde disiplin diye bir şey de yok. Her gün bir kavga oluyor. Aysan'da yurt dışından gelmiş. Emoluğu ile birlikte. " Gözümde canlann görüntü ile gülerken o da kahkaha attı.

"Tabi herkes ondan çekiniyordu."

"85'lerdeki emoları bir görseniz, nasıl korkunçlar." dediğinre Aysan ablaya baktım.

Yani hala bir şey değişmiş değildi.

"Sonra bir de kavgacı" diyip "ahhaha" diye güldüğü zaman Aysan abla "hadi ama gençlere bunu anlatma." diye uyarı yaptı.

Efsun abla yine takmayarak "kesme sözümü" dedi.

"Artık onun kavgalarından idare bunu erken mezun etme derdine düştü. O zamanın liselerindede şuan ki üniversiteler gibi kredi vardı. Erken mezun olabiliyordun. Aysan mezun olsun diye her hoca ona en yüksekten not girerdi."

Ulan keşke bunu bana da yapsaydılar. Bizim müdür de beni okuldan atmaya çalışıyordu. Yanlış çağda doğmuştum.

"Tabi bizimki erken mezun olmak istemiyordu." deyip durdu. Hafif bir gülümsemeyle "beni bırakamıyordu çünkü" dediğinde herkes hafifce gülümsemişti.

"Tabi o zamanlar kimse eşcinsel olduğunu söyleyebilecek cesarette değildi. Biz de yakın arkadaştık"

Bu durum bana çok tanıdık geliyor.

"Daha sonra benim bir sevgilim oldu." deyip durdu.

"Ahmet Hüseyin" deyip dudak büzdü. "Hala üzülürüm o çocuğa. Sabaha kadar dayak yemişti." dediğinde Aysan abla "bu sayede de kalıcı oldu." deyip hafif dikleşti. "Okul numarasını bile unutmuyorsun."

"153 Ahmet Hüseyin Çavuş" deyince ikiside güldü.

"Bu kavgadan sonra müdür daha fazla dayanamayıp ne yaptı etti mezun etti bizimkini." dedi.

"Abla keşke beni de mezun etseler ya" dememle Aysan abla ilk defa bana da gülümsedi. "Zamanlar değişti. Su an olsa o kavgaları hiç etmezdim."

Bu büyükler hep aynı şarkıyı söylüyor.

"Yani Ahmet huseyinle, Efsun ablanın sevgili olmasına göz yumardınız" dedim. Yüzündeki ifadeden cevabı almıştım.

"Kavga çözüm değildir. Her neyse demek istediğimiz okulda sorun olmasını istemiyoruz. O okuldaki öğrencileri az çok tahmin edebiliyorum ama sen de biraz dayanmalısın. Sicilin ilerde iş hayatını çok fazla etkileyecek."

Kafamı sallayıp onayladım onu. Onaylamamak mümkün değildi.

"Neyse neyse. Şimdi siz anlatın nasıl tanıştınız. Aksay bize bundan bahsetmedi." dediklerinde kararsız kaldım.

Aksay tüm dürüstlüğüyle "kavga ettik biz de" dediğinde ise durdum.

Öyle denir miydi amk.

İYİ KIZLAR KÖTÜ KIZLARI SEVER (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin