*iyi okumalar
"Ooo bugün beni daha da şaşırtamazdın"
Bir şeyler hazırlayacağım dediğinde aklıma tost gelmişti.
Şimdi ise tepsi üzeri patatesli ve sebzeli bir şey görüyordum.
Tarzım değildi ama yeterdi.
"Yemek yapamadığımı mı sandın" deyip kaşını kaldırdı.
Ne yalan söyleyeyim... "evet"
Kafama bir patates atarken hava da tuttum.
Az kalsın ölüyordum yine.
"Çok konuşma da yardım et."
Elimde ki patatese bakarken "Ben yemek yapamam yalnız" dedim.
Daha önce denememiştim.
"Sadece soyacaksın"
"Elimi keserim"
"Orda soymak için özel bıçak var. Kesmezsin"
"Emin ol keserim"
Göz devirirken elimdeki patatesi aldı.
"Otur o zaman." Hızlı hızlı soyarken gülüp masaya geçtim.
Mutfak diğer yerlere göre daha günümüz gibiydi.
"Evde yemekleri yapan biri yok mu?"
İşine devam ederken "niye olsun" dedi.
"Bilmem" dedim.
Zengin olduğunuz için mesela. Bu evi kim temizliyordu hem.
"Evde bir tek ben varım. Gerek yok yani."
"Peki ya ailen"
Nedensizce bu durum canımı sıktı. Bir tek ben varım ne demek.
"Pek sık uğrayamıyorlar eve. İşlerinden dolayı."
Ses tonunda bir üzüntü ya da rahatsızlık bekledim ama gayet normal konuşuyordu. Ona üzülmeli miydim emin olamadım. Çünkü o halinden memnun gibiydi.
"Canını sıkmıyor mu bu durum?" dediğimde dolaptan bir şeyler çıkarıp tepsinin içine dizmeye devam etti.
"İlgisiz bir ailem yok. Sadece fazla geziyorlar." deyip omuz silkti.
"Her gün görüntülü konuşuyoruz saatlerce hemde. Onlarla gezmemi istiyorlar ama" deyip dudaklarını dişledi.
"O zaman hiç arkadaşım olmazdı"
Bu muydu yani?
"Ne alaka?"
Tepsiyi fırına verirken ayarları yapıp tezgaha yaslandı.
"Genelde kimsenin olmadığı yerlere gidiyorlar. Bu güzel ama devamlı olduğunda yalnız hissediyorsun. Daha önce denedim, olmadı."
Biraz anlamıştım olayı. Arkadaşlık onun için önemliydi.
"O zaman daha düzgün insanlarla takıl. Gitmediğine deysin." dediğimde gülümsedi.
"Senin gibi mi?"
Ben düzgün bir insan değilim.
"Hayır ama yaklaştın"
Ben de gülümseyince yanıma gelip oturdu.
"Arkadaşlarımı seviyorum"
"Tam tikisiniz"
Önce durup baksa da sonra kahkaha attı.
"Starbucks kızlarıyız yani. Sende bağcılar kızı olmalısın."
Alayıma eşlik etmesi beni memnun etmişti. Normalki laf sokmalarımızdan değildi bu, biliyorum.
"Okulda ki halinle şu an ki halin oldukça farklı" dediğimde gülüşü dondu.
Gözlerini kaçırıp "Saçmalama" dediğinde elimi saçına attım.
Yüzünün önüne gelen saç beni rahatsız etmisti.
Arkaya doğru ittiğimde gözleri bir an gözlerimi buldu. O an bir kaç saniye havada ki basıncın sıklaştığını hissettim.
Sadece hava da ki basınç değildi üstelik.
Kalbimin üstünde de garip bir basınç vardı.
"Bu halini daha çok sevdim."
Sesim kısık çıktığında neden geri çekilmediğimi sorguluyordum.
İstemsizce flört atmosferi yaratmıştım. Elimin ayarını sikeyim.
Ben çekilmezken o çekilip "arada bir fark yok" deyip dudaklarını dişledi.
Hala dağılmayan atmosferle yutkunma ihtiyacı hissettim.
"Hadi masayı hatırlayalım" dediğinde derin bir nefes aldım.
"Hazırlayalım bakalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İYİ KIZLAR KÖTÜ KIZLARI SEVER (gxg)
Roman d'amourTAMAMLANDI Erkeklerle dolu bir meslek lisesinde okumuştum, kızlarla dolu bir kız lisesinde de okumuştum. Hatta yüzme bilmeyenlerle dolu bir denizcilik lisesinde de okumuştum. O kadar lise gezdikten sonra da en sonunda bu koleje toslamıştım. "Ne yani...