*İzmir interrail kampında olan varsa görüşelim :D iyi okumalar
Aradan geçen 3 günde Aksay okula gelmemişti. Normalde devamsızlık yapmadığı için bu durum beni endişelendiriyordu.
Aramalarımı açmayıp, kısa mesajlarla cevap veriyordu.
Onun için endişelenmem böylece daha da arttı ve kendimi burda buldum; evinde.
Kapıyı çaldığım zaman kısık bi "kim o?" Soruu gelince klasik bir "ben" dedim.
Kapı açılıp Aksay göründüğünde onu ne kadar özlediğimi farketmiştim. Ne ara bu kadar alıştıysam, görmediğinde rahatsız hissediyordum.
"Burçak?" dediğinde "içeri alsana beni dondum" deyip itekledim onu.
Yüzüne o an baktığımda mor göz altlarını farkettim. Onu incelememle gözlerini kaçırmıştı.
"Ne bu halin?"
"H-hastayım biraz." Yersen.
İçeri geçip kendimi koltuğa attım. O da karşıma oturup elleriyle oynamaya başlamıştı. Bu çekingen halleri beni daha da şüphelendiriyordu.
"Okula gelmeyi düşünüyor musun?"
"Devamsızlık hakkım var."
"Onu demiyorum."
Oturduğu yerden kıpraşırken huzursuz tavrı beni şüphelendiriyordu. O gün üstelememiştim ama birden çekip gitmesinin altında bir şey vardı.
Bugün okulda konuşulan şeylerden sonra da buna karar vermiştim.
"Okulda birinin geri döndüğünü duydum. Uzun zamandır tatildeymiş."
Zengin piçleri tatil için okulu asıyordu, evet.
Onun gerilmesi ile doğru yere parmak bastığımı anlayıp doğruldum.
"O gün onu mu gördün?" İfadesine bakılırsa, tam isabet.
"Kimi?" Yapma ama ya. "Sima, 1.55, küçük göğüs?"
Tanımla bir an güler gibi olsa da yüzü hala düşüktü.
Oflayıp onun oturduğu koltuğa ilerledim.
"Bir şeyler daha duydum sizin hakkkınızda." Gerginliği artarken kafasını indirdi.
İşte bu hallerini hiç sevmiyordum. Neyden çekiniyorsun abi. Açıkla kurtul.
"İnanmadım ama sen gelmeyince bir çekincen var diye düşündüm. Bu hoşuma gitmedi." Saçını okşadığımda ağladığını farkedip iç çektim.
Duygusal bunalım, en sevdiğim.
"Burda inanmadım diyorum. İnsan bir sarılır."
Alay etmem onu biraz daha sesli ağlatırken içim sıkıldı. Birinin ağlaması oldum olası beni rahatsız ederdi.
Özellikle hoşlandığım birinin.
"Cevap ver mk." Göz yaşları durmazken kolumu cimcikledi.
Sonunda, bu tepkiye bile razıyım.
Bir kaç dakika bekledi. Kafasını göğsüme yasladığında saçlarıyla oynamaya başladım.
Bu onu rahatlatmış gibiydi.
"Onlarla karşılaşmak istemiyorum." Okula gelmemek için çok haklı bir sebep.
"İftiraydı değil mi?" Kafasını salladı.
Hiç şüphem olmamıştı zaten.
"Bana kimse inanmadı. Sen ise inandığını söylüyorsun." Kedi gibi kafasını göğsüme sürttüğü an yutkundum.
Kız sana derdini anlatıyor, bir dikelme mk.
"Sevgilisi çok çirkinmiş. Dedim Aksay buna mı bakacak amına koyayım." Kolumu cimciklerken gülmüştü.
Onu biraz daha kendime çektim.
"Kız da bir çirkin bir çirkin." Gülmeye devam edince bende güldüm.
"Kesin kıskandı seni." Kafasını kaldırıp gözyaşlarını sildi.
Olaya odaklanamıyorum. Kafam yakınlığımızda.
"Sana anlatabilir miyim?" Ben öldüm.
Şirin şirin çok şirin.
Hay mk bana her şeyi anlat, sonsuza kadar dinlerim. Şu ses tonuna bak.
"Tabi." Ya ne kadar inceldi o ses öyle. Heyecan yaptım.
Aksay kendini çekerken vazgecmiştim. Anlatmayıp sarılsa da olurdu.
Tam anlatacak sandığım an ayağa kalktı. "Önce kahve mi yapsam, ya da başka bir şey?"
Gıybetle kahve çok iyi giderdi.
Kalkıp "Kahve yapalım." Dedim.
"Ben yapardım"
En son ki yemekten sonra kahveyi ona bırakamazdım. Zehirlenirdik falan.
"Birlikte yaparız ya. Harika kahve yaparım." Yalan ama kesin ondan iyi yapıyorumdur.
Birlikte mutfağa ilerlerken sürekli burnunu çekiyordu.
"Sümüklerini temizle böyle hiç tatlı değilsin." Arkasına dönüp dil çıkarınca gülümsedim.
Oda gülünce rahat bir nefes aldım. Gülümsediği sürece sorun yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İYİ KIZLAR KÖTÜ KIZLARI SEVER (gxg)
RomansaTAMAMLANDI Erkeklerle dolu bir meslek lisesinde okumuştum, kızlarla dolu bir kız lisesinde de okumuştum. Hatta yüzme bilmeyenlerle dolu bir denizcilik lisesinde de okumuştum. O kadar lise gezdikten sonra da en sonunda bu koleje toslamıştım. "Ne yani...