13

2.1K 110 89
                                    

   Bu kulüp, belki de bu bir hafta içinde gezdiklerimiz arasında en büyük olanıydı. Aradığımız adamın adı Mason'dı ve ona dair elimizdeki tek şey pek net olmasa da bir fotoğraftı. Luke burada tanıdığı bir adam olduğunu söylemişti. Şimdilik tek umudumuz oydu.

   İçeriye girip bar kısmına geçtiğimizde çocuklar iki yanımı doldurmuşlardı ve olabilecek herhangi bir tehlikeye karşı gözleri çevrede geziniyordu. Ben de Mason'ı görebilmek adına çevreye bakınırken, çocuklar kendilerine birer bira söylemiş, benim de kola içebileceğime kanaat getirip sipariş vermişlerdi. Kolamı yudumlarken, çevreye bakmaya devam ediyordum. O sırada barın iç kısmında olan adamlardan biri Luke'a elini uzattı.

"Senden 2 senedir haber alamazken, bir anda ortada belirmen beni korkutmadı değil, Hemmings?" Luke adama omuz silkti.

"Elimizi birçok şeyden çektik. Ayrılmadan önce sana da söylemiştim bunu." Adam başını salladıktan sonra konuştu.

"Söylemiştin ama bu kadar ciddi olduğunu düşünmemiştim." Luke yeniden omuz silktikten sonra adam gözlerini üzerimizde gezdirdi ve devam etti.

"Calum nerelerde?" Gözlerimi bizimkilerde gezdirdiğim sırada Ashton konuştu.

"Bir işi vardı gelemedi." Ashton bunu söylediğine göre, bu adam Calum'ın başına gelenleri bilmiyordu demek ki. Adam başını salladıktan sonra Michael masaya doğru yaslandı ve adama biraz yaklaştı. O sırada elinin altından telefonundaki resmi gösteriyordu.

"Aslında bu adamı arıyoruz. Bize burada olduğu söylendi." Barmen kaşlarını kaldırıp çocukları bir kez daha süzdü. Ardından omuz silkti.

"Tanımıyorum." Ashton derin bir nefes alıp konuştu.

"Hadi ama, Jakie, onu tanıdığını hepimiz biliyoruz." İsminin Jakie olduğu öğrendiğim adam sildiği bardağı tezgâhın altına kaldırdı.

"Tanımıyorum dedim." Luke sinirle nefes aldı ve çenesini sıkarak konuştu.

"Bana Amelia'yı arattırma Jakie. Eminim o seni konuşturur." Bahsettiği kız kimdi bilmiyorum ama adının geçtiği an Jakie gerilmişti. Luke'a doğru eğilip sinirle konuştu.

"Amelia'yı sakın bu işe karıştırmayın." Michael ona karşılık omuz silkti ve gayet rahat bir tavırla konuştu. Hepsi rahat duruyordu ama bedenlerinin ne kadar gergin olduğunu anlamak için onlara dokunmak gerekmiyordu.

"O zaman ötmeye başla." Jakie çevreye bakındı ve sesini birkaç ton alçaltarak konuştu.

"Buraya çok sık gelmezler ama patron iki gün sonra burada bir toplantı düzenleyeceğini söyledi. Mason'ın da burada olacağını duydum. Ama kesin değil, tamam mı? Toplantı büyük olacak deniliyor ama küçük de olabilir." Luke boğazını temizledikten sonra elindeki bira şişesine bakarak konuştu.

"Bak Jakie, Amelia'yı gerçekten severim. Bana onu üzmemi gerektirecek şeyler yaptırma." Jakie'nin bakışları bir anda ona döndü.

"Dostum-" Ashton onun sözünü kesip araya girdi.

"Hadi belki ben Luke'u durdurabilirim ama Calum'ı bu konularda kimse durduramaz, biliyorsun değil mi? Başladığında ne olursa olsun o işi bitirir, asla yarım bırakmaz." Calum'ın ne yaptığını bilmesem bile Jakie bunu duyunca birden bedeni titremeye başladı ve aniden ter dökmeye başladı. Sonrasında elindeki bezi tezgâhın altına attı ve omuzlarını düşürdü.

"Beni öldürecekler, kahretsin." Derin bir nefes alıp devam etti.

"Tamam, yarın gece 1 de burada kesin buluşma olacak ve Mason da gelecek. Yalan söylemiyorum. Yemin ederim doğruyu söylüyorum." Michael, Jakie'nin gözlerinin içine baktı.

THORN / c.hHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin