•BP• 7

4.4K 142 4
                                    

Derin bir boşluktan sarsılarak uyandığım da silkelendim. Ellerimi saçlarıma daldırdığım da terlemiş olduğumu fark ettim. Rüya gördüğümü fark ettiğim de sarsıldım. Gerçek gibiydi ve nefesi gerçekten boynumda hissettmiştim, gözlerimi kapatarak rüyayı zihnimde tekrar tekrar canlandırdım.

Ayağa kalkarak camın önüne ilerledim, hava kapanmıştı ve kapalı havalar da yürümeyi seviyordum. Üzerime bol gelen Ömer'in kapşonlu ceketini alarak dışarı çıktım. Kulaklığımı kulağıma takarak evden ayrıldım.

Hafif serin hava yüzüme çarptığın da ciğerlerime temiz havayı uzun uzun çekip gerilmiş kaslarımı gevşetmeye çalıştım.

Emin adımlarla yürümeye çalışıyordum çünkü dengesiz uyku düzenim olduğu için ve kahve haricinde hiçbir şey tüketmediğim için her an bayılacakmışım gibi hissediyordum. Sensizlik beni ne hale getirmişti Ömer.

Koluma biri dokunduğunda yavaşça sağ tarafıma döndüm. Kaşlarım çatılarak karşımda ki adama baktım ve kulağımdan kulaklığı çektim. Tek kaşım istemsiz bir şekilde havaya kalktığın da neden beni durduğunu merak ettim.

"Kusura bakmayın rahatsız ettim, sadece sizinle yürümek istedim," dediğinde bir an geçenler de karşımda gördüğüm adamın kokusunu Ömer'e benzettiğimi hatırladım.

"Ah, tabii dalgınım biraz, yürüyebiliriz tabii," dedim. Başıma ceketin şapkasını geçirdim, kulaklığımı cebime sıkıştırdım ve ellerimi cebime koydum.

"Evet, sizi görüyorum hep dalgın bir şekilde yürüyorsunuz," dediğinde adama baktım. Beyaz tenli, açık kahverengi gözlü ve normal yüz hatlara sahip biriydi.

"Sizli konuşma rahatsız ediyor beni, lütfen bana sen de," dediğim de gülümsedim, adam bana uzunca baktıktan sonra gülümsemesi yüzüne yayıldı. Karşılıklı birbirimize gülümsediğimiz de başımı önüme eğdim ve kaşlarım çatıldı. Aklıma birden Ömer düştüğün de ne yaptığımı sorguladım.

"Tamam, bundan sonra sana sen diyeceğim."

"Daha iyi olur."

Bir süre sessizce yürümeye devam ettik. Hava sonbaharın etkisini gösteriyordu, yapraklar dökülmüştü. Bugün diğer günlerden bir farkı yoktu. Tanımadığım bu adamla bu yolu neden yürüyordum en ufak fikrim yoktu.

"Oğuz," dediğin de bakışlarımı yoldan çevirip adama baktım. "Yani adım," dediğinde anladığımı belli edercesine başımı salladım.

"Bende İrem," dedim.

"Burada uzun zamandır varsın ama dışarı bu yürüyüşler haricinde hiç çıkmıyorsun," dediğin de rahatsız olduğumu hissettim. Beni takip etmesi germişti.

"Evet, insanlarla hemen anlaşmam uzun zaman alıyor."

"O evde yaşayan biri daha vardı, şimdi nerede?" diye sorduğun da derin bir nefes aldım.

"Ömer mi?" başını evet anlamında salladığında bir yaraya parmak bastığının farkında bile değildi. "İşi dolayısıyla yurt dışına çıktı," diye cevap verdim. Konu Ömer'e gelmişti. Kibar biriydi ve benim yaşadığım hiçbir şeyden haberi yoktu, bir şeyler öğrenmek istemesi onun suçu değildi ama rahatsız olmuştum. Durarak, Oğuz'a baktım. "Eve dönmeliyim," dediğimde şaşkınlıkla bana baktı.

"Neden?"

"Biraz rahatsızdım, şimdi de başıma bir ağrı girdi." Başını anlayışla salladı. "Tanıştığıma memnun oldum Oğuz," diyerek elimi uzattım tokalaşmak için.

"Bende, başka zaman yine bir şeyler yapalım," dedi. Başımı olur anlamında salladım ve arkamı dönerek yürüdüm. Cebime sıktırdığım kulaklığımı çıkarıp kendimi müziğin ritmine bıraktım. Hızlı adımlarla eve yürüyordum. Oğuz'la konuşmak beni rahatsız etmemişti ama tuhaf hissettirmişti.

Eve geldiğim de anahtarı bir köşeye bıraktım ve başımdan şapkamı çıkartarak ceketi üzerimden sıvadım ve kanepenin üzerine attım. Ilık bir duşa ihtiyacım vardı. Yukarı çıkarak banyoya ilerledim ve suyu açtım. Küvetin dolmasını beklerken üzerimdeki her şeyden kurtuldum. Suya girdiğim de Ömer'in şampuanı gözüme çarptı. Elime alıp ağzını açtım ama koklamaya hazır değildim. Yavaşça burnuma yaklaştırdığım da gözlerim otomatik olarak kapandı. İçime yavaşça çektiğim de dişlerimi sıktım.

Özlemiştim.

Kokuyu biraz daha fazla içime çektiğim de şampuanı kendimden uzaklaştırdım.

Bir kenara öylesine bıraktığımda sudan çıktım. Her şey bana onu anımsatıyordu. Unutmaya çalışmak istiyordum ama bu fazlasıyla canımı yakıyordu. Havluyu bedenime sardığımda odaya doğru ilerledim ve üzerime Ömer'in tişörtlerinden birini geçirdim.

Kendimi yatağa attığım da kollarımı ve bacaklarımı iki yana açtım. Islak saçlarım yatağı ıslatmıştı. Uykum yoktu. Gece fazlasıyla sessizdi. O benden uzaktı.

Yoktu.

Buz Parçaları 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin