•BS• 79

1.4K 53 34
                                    

Y/N: Umarım bazı yerleri çok uzatarak sizi sıkmamışımdır bugüne kadar. İyi okumalar! Saat 03.00 ve verdiğim sözü tutarak bir bölüm yazıyorum, lütfen bu seferde yazım yanlışlarım olursa maruz görün. Sizden ricam yorum bırakmanız ve şarkıyı kesinlikle dinleyin.

Aşağıya bıraktığım kesit bu bölüme ait değil. Önemli bir kesit. Lütfen dikkatli okuyun.

Playist: Hozier - Take Me To Church

Tenime değen rüzgar, gri bir gökyüzü, sigara dumanımın üzerime dağılışı, her nefeste ciğerime nufuz eden zehir beni artık bir bütün yapıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Tenime değen rüzgar, gri bir gökyüzü, sigara dumanımın üzerime dağılışı, her nefeste ciğerime nufuz eden zehir beni artık bir bütün yapıyordu. Ben buydum. Ben yarım kalmıştım. Hayallerimi hayatımla beraber kilitlenmişti. Önümde duran derme çatma gecekondu evine baktım. Burada olmak bile canımı yakıyordu. Derin bir nefes alıp sigaramı ayağımın ucuyla ezdim. Saçlarımı geriye doğru attım. Sanırım bunu yapabilirdim. Birkaç adımda her şeyimi mahveden kişiye doğru ilerledim. Zil aradım ama yoktu. Elimi yumruk yaparak birkaç kez vurdum ve geri çekilerek bekledim. Bir yandan da etrafı izliyordum. Kapı büyük bir gıcırtıyla açıldığında kulağımı tırmalayan ses karşısında yüzümü buruşturdum ve Şenay'la anında göz göze geldik, bir an irkildi ve gözlerini benden kaçırdı. Gözümü bir saniye bile kırpmadan ona bakıyordum. Makyaj yoktu yüzünde, salaş giyinmişti, saçlarını gelişi güzel toplamıştı. Çökmüş görünüyordu ya da şu an yüzünde maskesi olmadığı için asıl yüzünü şimdi görüyordum. Boğazımı temizledim ama benim konuşmama fırsat vermeden hemen atıldı.

"Ne kadar kötü durumda olmama bakmaya mı geldin?" diye sordu. Gözlerimiz kesişti ve birbirimize düşmanca baktık. "Dalga mı geceçeksin?" dediğinde güldüm.

"Beni kendinle karıştırma Şenay," dedim kollarımı kavuştururken, "ben kimseyi yaşadığı yerle, giydiği şeylerle ya da maddi durumuyla yargılamam. Bunu yapan asıl sendin!" dediğimde yüzünde birkaç mimik oynadı ama hala bana hiçbir şey olmamış gibi sertçe bakıyordu. Dimdik durmuştu, hala hareketlerinde eziklemeye çalışan Şenay vardı.

"Çok iyi yaşadım bugüne kadar," dediğinde bir kez daha güldüm.

"İnan bugüne kadar ne yaptığın umrumda değil, kaç zengin iş adamıyla birlikte olmaya çalıştığını biliyoruz," dedim. Onu biraz daha mağlup ediyordum ve amacım kesinlikle açıklarından vurmak değildi. Bu hiç adil olmazdı, sadece bir an ağzımdan kaçmıştı. Çünkü hiçbir şey yapmamış gibi davranması çok saçmaydı! Hala yenilgiyi kabullenmiyordu.

"Aşağılık pislik!" diye bağırdığında ona baktım. Sonra bir anda gözleri doldu ama dişlerini sıkarak hala kendini kasmaya devam etti. Ona umursamaz bir şekilde bakıyordum. "Senden nefret ediyorum! Babandan nefret ediyorum! Düştüğüm bu duurumdan nefret ediyorum!" diye bağırmaya başladı.

"Kes sesini! Herkes hak ettiği hayatı yaşar!" diye bağırdım. "Bugüne kadar keyfini sürdün, iyi bir insan olamadın Şenay, öyle bir nefrete sahipsin ki bu nefret kendini bile zehirledi. Biraz olsun oluşturduğun kabuğundan çık ve dünyayı keşfet, her şey kötü değil, evet insanın başına bir süür şey geliyor ve bunu hak etmediğini düşünüyor ama elindekilerle yetinmeye çalışacaksın," dedim. Her an ağlayabilirdim.

"Ben sadece zengin olmak istedim!" dedi. Ağlamaya başladığında gözüme daha çökmüş geldi. "Ben sadece iyi bir hayat yaşamak istedim."

"Olabilir ama bunu elde etmek için birçok insanın canını yaktın!" dediğimde kollarıma yapıştı ve bana daha çok yaklaştı.

"Ne yaşadığımı bilmiyorsun!" dedi. Sesi o kadar çok titiriyordu ki, gözleri gözlerime kilitlenmişti. Hayatını sormak istemiyorum. Bir başkasının hayatını boka çevirirken düşünmemişti hiçbir şey. "Gecekondu da doğdum, babam ayyaşın tekiydi, annem yoktu ve bir adama kanarak onunla birlikte oldum ve sonucunda hamile kaldım. Evleneceğimizi ve ayyaş babamdan kurtulacağımı düşünüyordum ama adam beni bırakıp bir başkasıyla evlendi. Karnımda bebeğimle öylece kalaklamıştım ve babam bunu öğrenirse beni öldürürdü, bende kaçtım. Bebeğimi tek başıma iğrenç bir sağlık ocağında doğurdum. İstediğim tek şey Melis'in benim gibi büyümemesiydi," dediğinde başını önüne eğdi ve isyan edercesine ağlamaya başladı. Aşırı sarsılıyordu ve kollarımı çeksem her an yere kapaklanabilirdi. "Sonra biriyle tanıştım, yeri geldi para koparabilmek için zengin iş adamlarıyla yattım, sonra saf babanla tanıştım," dediğinde kafasını kaldırıp elimle çenesini sıktım. Dişlerimin arasından, "babam hakkında düzgün konuş!" dedim. Sonra kollarımı silkeledim. Bu kadar gösteri yeterdi.

"Beni affet İrem," dediğinde gözlerimin içine acınarak baktı. Bir süre sessiz bir şekilde onu inceledim.

Kimsenin hayatı kolay değildi.

Kimse istediği şeyleri yaşayamıyordu.

"Affetmiyorum Şenay," dedim. Ağlaması şiddetlendiğinde tüm  bu şeylerin bir oyundan ibaret olabileceği aklıma geldi ama bu kadar içten ağlayamazdı bir insan ama unutmuşum Şenay'dan bahsediyordum. Sinsi biriydi her zaman, belki kenarda biriktirdiği bir sürü parası bile vardı. Sadece benden daha fazla para koparmaya çalışıyordu.

Bir anda başımı iki yana salladım. Nasıl böyle şeyler düşünebiliyordum  bilmiyorum ama beni paranoyak haline getirmişti bu kadın ve ona hiç güvenmiyordum.

"İrem lütfen," dediğinde vicdanımla oynadığını fark ettim. Asla bu gibi durumlara dayanamazdım.

Kalbim bir anda ona acımam gerektiğini söyledi ama beynim bu gibi duygulara kanma diyordu. İşini biliyordu. Herkese kafasından kurduğu bu hikayeyi anlatarak mı para koparıyordu diye düşündüm.

"İrem," diyerek bana yaklaşmaya çalıştı ama geri çekildim.

"Dokunma!" diye sertçe uyardım.

"Yardım etmene ihtiyacım var," dedi. Tanrım neden bana bu kadar masum bakıyordu?

"Gitmem gerek," diyerek arkama döndüm ve merdivenlerden idnim. Arkamdan durmam gerektiğini söyledi ve bende gözlerimi kapatarak bir süre durdum.

"Efendim?" diye sordum.

"Biliyorum, çok kötü bir insanım ve şimdi sen bana yardım etmeyerek benim yaptığım şeyleri yaparak kendini alçaltıyorsun," dedi. Ona o kadar büyük bir nefretle baktım ki yardım etmek isteyen tarafım bile bir anda buz tuttu.

"İnan senin yaptıklarının yanında benim bu yaptığım hiç," dedim ve arkama hızla dönerek arabama ilerledim. Anında oradan uzaklaşarak bir sigara yaktım ve gözlerimden birkaç yaş süzüldü. Kendisiyle beni aynı kefeye koyamazdı. Onun yaptıkları hafif şeyler değildi.

Buz Parçaları 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin