•BP• 39

2.2K 91 10
                                    

Y/N: Konudan hafif kopar gibi oldu ama bu bölümü yazmam gerekiyordu. Bölüm hakkında kısa da olsa yorum alabilir miyim, okuduğunuz için teşekkür ederim.

Yürüdüm... Yürüdüm... Yürüdüm.

Ayağıma takılan taşlara tekme attım, kedileri sevmek istediğim halde kovalamış oldum, gördüğüm küçük bir bakkaldan sigara aldım, arada başımı kaldırdım ama çoğu zaman gözlerim yerdeydi. Sadece yürüdüm ve sonunda ilk tanıştığımız parka geldim. Ömer'i ilk gördüğüm yere.

26 Nisan 2016

Bir an bankta otururken canlandı gözümde. Bir an sarılıyorduk. Bir an yan yana öylece oturuyorduk. Bir an çekip gidiyordu. Bir an tek başıma ilk tanıştığımız yerde ağlıyordum. Bir an vardın ama yoktun.

Garip hissettim kendimi, sanki ölmüş de ben mezarını ziyarete gelir gibi parka ziyarete gelmiştim.

Çok şey değişmişti.

Zaman benden çok şey alıp götürmüştü. Geri dönmek ve saatlerce ilk tanıştığımız o anda kalmak istedim. Saatlerce sarılma fikri hoşuma gitmişti. Ayaklarımı sürüye sürüye bir banka oturdum ve sigaramı yaktım. Şu an neden böyle hissediyordum bilmiyorum ama yanımda olmasını diledim, uzaktan geldiğini görsem koşarak sarılırdım. Aramıza giren bu soğukluk bir an canımı yaktı.

Neden Ömer?

Neden bizde diğer sıradan insanlar ne yapıyorsa onları yapamadık?

Yıldızlara baktığımda sevgimin oralarda bir yerde olduğunu düşündüm. Sevdim, fazlasıyla sevdim hem de ama bir toz bulutu olup uçtu sanki. Şu an o kadar çok ihtiyacım vardı ki; güçlü ellere, güçlü omuzlara, derin bakan mavi gözlere. Şuradan bir yerden çıkıp gelmesini her şeyden çok istiyordum. Yeniden bir sigara daha yaktım.

Gelmeyecekti.

Sessiz kalmıştı, gitmeme engel olmamıştı.

O kadar çok engel olmasını istemiştim ki.

Neden şimdi buradaydım?

Neden ilk sarıldığımız bankta oturuyordum? Neden beni terk ettiği yola bakıyordum? Neden yerdeki izmaritlerin hangisinin ona ait olabileceğini tahmin etmeye çalışıyordum ki? Sevgisi bi pınarı kurutabilecek kadar güçlüydü. Sevdi mi tam seviyordu ama karşısında ki insanı yaralayabilirdi bazen bu sevgisi. Değişik bir adamdı. Sevgisini belli edemiyordu ama hissediyordum ben.

Parka nefretle baktım.

Bu ani duygu değişimlerini buaralar çok yaşıyordum.

O evde mutlu oturuyor, ben ise bu soğukta onu bekliyordum. Peşime düşeceğini düşünmüştüm, kolumu sımsıkı tutmasını, engel olmasını istemiştim.

Sinirlendim.

Ve bir sigara daha yaktım.

Derin bir nefes alarak küllerin düşüşünü izledim. Zehirli hava ciğerlerime ulaştığında geri dumanı üfledim ve dumanın havada süzülüşünü izledim. Birkaç saniye sonra dağıldı ve ben sigarayı yeniden içime çektim.

Bazen dayanamayacakmışım gibi hissediyorum.

Yaşamak o kadar zorlaşıyor ki, kendimdem, Ömer'den, her şeyden nefret eder hale geliyorum. Nefes almak yetmiyor bazen. Tenim o kadar solgun ki her yerim çiziklerle dolu. Bazen bu açılan yaralarıma yara bandı olsun istiyorum. Ben ondan beni sevmesini beklemedim, beni korumasını istemedim, benimle bir şeyler yapmasını planlamadım. Ben ne olursa olsun yanımda olmasını istedim. Saatlerce konuşmadan durabilirdik, sessizlik en iyi iletişim yolu olabilirdi bizim için, bakışlarımız da konuşabilirdi, başımı omzuna yaslayabilirdim. Ben ondan gerçekten beni sevmesini beklemedim çünkü beni babam bile sevmedi.

Özlüyorum.

Birçok şeyi özlüyorum.

Soğuk bir rüzgar estiğinde titredim, yeni bir sigara daha yakmıştım. Üşüdüğüm halde gitmek istemiyordum. Sürekli etrafı tarıyordum, kaçırdığım bir anı var mıydı? Hatırlayamadığım tek bir şey bile yoktu. Kalkıp gitmek istedim bir an ama bacaklarımda yürüyebileceğim güç yoktu. Saçlarımı geriye doğru itip bacaklarımı salladım.

Hatalar yapmıştım.

Bu yaptığım hatalar birçok şeyi değiştirmişti, hayatıma bir sihirli değnek değmişti ve bambaşka şeyler olmuştu ama hatalarım her şeyi boka çevirmişti.

Geriye dönmeyi, yaptığım birçok şeyi değiştirmeyi diledim. İçimde minik bir umut kırıntısı, her şey düzelecek diye fısıldasa da inanmıyorum. Hayal kırıklığı yaşamamak için.

Her şeyin düzelmesini umdum.

Uzun zamandır bir uçurumdan düşüyor gibi hissediyorum. Artık öyle bir noktaya geldi ki yere çakılmak için yalvarıyorum. Bir an önce olsunda bitsin istiyorum. Şakağınızda bir silah olduğu sürece ha patladı, ha patlayacak diye hayatı zehir edersiniz kendinize. Ben artık o silah patlasın istiyorum. Ben artık yere çakılayım istiyorum.

Kırıldım.
Yok oldum.
Parçalandım.
Uzuvlarım bölündü.
Nefesim kesildi.

Bazen keşke seni görmeseydim dediğim oluyor sonra kızıyorum kendime. Ne yaşarsam yaşayayım şanslı hissediyorum kendimi. Kaderin bir cilvesi seni sevmek, her gün yeniden doğmak, her gün yeniden aynı acıları yaşamak gibi.

Buz Parçaları 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin