•BP• 24

3K 120 10
                                    

Y/N: Bir sonraki bölüm baya uzun olacak. Bu bölümün telafisi gibi olacak. Fazla kısa bir bölüm oldu sanırım bir sonraki bölüme kendimi daha fazla yoğunlaştırdığım için, bunun için üzgünüm. İyi okumalar.

Playist: Boy Epic- Wicked


"Çıldırcam hep bu şekilde mi uyuyacak?"

Ömer'in tok sesi.

"Üzgünüm Ömer Bey ama elimizden başka bir şey gelmiyor, şu an sadece uyanmasını bekliyoruz."

"Elinizden daha fazlası gelmeli! Neden uyuyor ya uyuyamaz!"

Sinirli çıkan sesindeki endişe kırıntılarını yakalamıştım ama neden? Neler oluyor?

"Ömer bey anlamıyorsunuz lütfen işimizi zorlaştırmayınız. "

"Siktir daha iyi bir hastaneye nakil istiyorum!"

Neler oluyordu bilmiyorum ama Ömer aşırı derece de sinirliydi. Neredeydim ve başka hastaneye nakil mi isteyecekti? Gözlerimi açmaya çalıştım ama göz kapaklarım çok ağır gibiydi. Parmaklarımı oynatmaya çalıştım ama olmadı. Üzerimde sanki bin ton ağırlığında bir yük var gibiydi ve beni buraya sabitlemişti. Birkaç kez daha kıpırdamaya çalıştım ama başarılı olamayacağınca vazgeçerek olduğum yerde yatmaya devam ettim.

"Ömer bey daha hayati tehlikeyi atlatmadı, lütfen biraz sakin olun uyuması gayet normal," doktorun sesi sakin ve yatıştırıcı çıkıyordu ama Ömer yinede sinirliydi.

"Tamam, biraz daha beklemek istiyorum başında, uyandığında ilk beni görmeli yoksa korkar," dediğinde doktor odadan çıktı ve bir sandalyenin sürüklenişi sert bir şekilde zemine bırakılışı ve odada yankılanan ayak seslerini dinledim.

"Miniğim bir an önce uyan, bütün bu şeyler hep benim yüzümden başına geldi. Neden gittim biliyor musun şebek, çünkü sana zarar vermemek için çünkü benim gibi bir adamı hak etmediğin için ama bak başaramadım ve yine benim yüzümden zarar gördün. Uyan küçüğüm seni herkesten koruyacağım, kendimden bile, söz veriyorum, bu sefer sözümü tutacağım," sesi titrediğinde elimi kıpırdatmak ve onu duyduğumu belli etmek istedim ama başarılı olamadım. "Uyumana normal diyorlar ama ben seni böyle görmeye alışık değilim," sertçe sandalyeden kalktığında odada yeniden ayak sesleri yankılanmaya başladı, sinirli olduğu belliydi. Onu göremiyordum ama her bir mimiğini ezbere biliyordum.

"O orospu çocuklarını öldüreceğim, sana yemin ederim ki seni vuran orospu çocuğu senden özür dileyecek ve sonunu kendi ellerimle vereceğim," dediğinde sarıldığımız anda vücudumda dalgalanan şeyi hissettiğimi hatırladım sanırım vurulmuştum.

"Sana yaptıklarının bedelini alacak hepsi," dediğinde duvara bir yumruk geçirdi.

Kendine zarar versin istemiyordum, ben iyiydim işte, her şeyi geride bırakmıştık. Unutmuştum her şeyi, bana geri döndüğü gün silinmişti her şey.

"Uyan İrem, lütfen. Beni yalnız bırakmanı istemiyorum."

Sesinde ki hüzün kırıntıları kalbimi paramparça ettiğinde kendi kendime söz verdim, asla ama asla Ömer'i bırakıp gitmeyecektim. Benden vazgeçse bile ben ondan vazgeçmeyecektim.

"Şimdi odadan çıkıyorum, lanet doktorlar daha fazla kalmama izin vermiyorlar ama camın arkasındayım, uyandığın da ilk beni göreceksin şebek."

Sonra tok ayak sesleri, bir kapının açılması ve ardından kapanmasıyla ortalık yeniden sessizleşti.

İçim bir an kıpır kıpır oldu. Ömer buradaydı, benim yanımda. Her şey bitmişti artık. Her şeyi geride bırakmıştık. Biri odaya girdiğinde kim olduğunu anlamaya çalıştım.

"İrem benim, seni yalnız bırakmıyoruz. Ve tuhaf bir şekilde Ömer dışarıda telaşlı bir şekilde seni bekliyor. Ne ara konuştunuz bilmiyorum ama onu ilk defa bu kadar kormuş gördüm. Senin için fazla endişeli." Kıkırdadı. "Bunları sen uyanınca konuşacağız, duyunca mutlu olacağını şimdiden tahmin edebiliyorum sümüklü."

Evet, benim için endişelenmesi iyi bir şey değildi belki ama ben onu aylarca beklemiştim. Fazla soğuk davranması bir anlık iyi davranması sonucu beni sevindirebiliyordu.

"Bir an önce uyan, seni seviyoruz."

Sonra kapı açılıp kapandı ve yeniden bir sessizlik kapladı odayı. Derin bir uyku beni içine çekerken, gevşemiş bir şekilde kendimi uykunun kollarına teslim ettim.




Buz Parçaları 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin