•BS• 75

1.4K 64 32
                                    

Y/N: O kadar uzun zamandır Ömer'le bölümler yazmıyorum ki bir an ne yazacağımı ya da ne konuşmaları gerektiğini bilemedim. Umarım iyi bir şeyler olmuştur ve küfür yemem. İyi okumalar!

Kaskatı kesildim. Nefes alamadım. Eli belimdeydi. Elleri şu an belimdeydi! Göz göze geldiğimizde gülümsemeye çalıştım ama neden bu kadar gergindim bilmiyorum. Dans etmesini hiçbir zaman becerebilen biri değildim ama kendimi her zamanki gibi Ömer'e bıraktım. Pistte sanki kimse yokmuş gibi dans ediyorduk. Beni kendi etrafımda bir tur döndürdü ve kendine çekti. Bu sefer daha yakındık.

"Neler yaptın?" diye sorduğunda hala normal sohbet etmeye çalıştığını fark ettim.

"Evi toparladım. Yeni eşyalar aldım. Okulumu ayarladık," dedim.

"Üniversiteye başlayacaksın yani," dediğinde başımı salladım.

"Zaten okumak istiyordum bu bir başlangıç olmuş olacak," dedim.

"Hayatını düzene koymana sevindim," dedi ima dolu bir sesle.

"Sen neler yaptın?" diye sordum. Şarkı tamda o an değişti ve insanlar çoşkuyla oynayama başladı. Öylece kalmış ikimizde ne yapacağımızı bilememiştik.

"Hayatımı düzene koymaya çalıştım," diyerek ellerini elimden çekti ve benden uzaklaştı. Öylece orada kalmıştım. Hemen toparlandım ve Onur'un bir kızla oynamasını izleyerek masaya ilerledim. Çantamı masaya koyarak oturdum. Yemek servisine çoktan başlanmıştı. Onur yanıma oturduğunda bir bardak suyu dikti. Peçete alarak alnının sildiğinde, "yoruldun sanırım?" dedim.

"Evet ya, kendimi Pınar'ın abisi gibi hissediyorum. Buğra'ya göz dağı verip duruyorum," dedi. Kahkaha attım.

"Korumacısın yani," dediğimde başını salladı ve piste geri döndü. Yuvarlak masanın karşısı boştu ve masamda kimse yoktu. Sıkıntıyla yemeğimle oynayama başladığımda karşıma biri oturdu. Kafamı kaldırdığımda Ömer'i gördüm.

"Pınar ve Buğra beni buraya koymuşlar," dedi.

"Düğün işte birkaç saat oturup gideceğiz," dediğimde haklısın dedi. İkimizde bir süre sessizce yemeğimizi yemeğe devam ettik.

"Buğra şahit olarak beni seçti," dediğinde ağzımda ki lokmayı yuttum.

"Ne güzel," dediğimde çatalını tabağına bıraktı.

"Aşırı heyecanlıydı, bana sürekli teşekkür edip duruyor," dedi.

O anda masamıza Pınar'la Buğra geldi. Gelenlere hoş geldin demek için tek tek dolaşıyorlardı. İkiside önce Ömer'e sarıldı ve bir şeyler konuşmaya başladılar. Sıkıntıyla boğazımı temizledim. Gergin anlardan biriydi. Bana döndüklerinde ayağa kalktım ve gülümseye çalıştım.

"Tebrik ederim, umarım çok mutlu olursunuz," diyerek ikisini de sarıldım.

Pınar bana baktı. "Şu an evlenebiliyorsak bu sizin sayenizde çok teşekkür ederim," dedi.

"Arkadaştık Pınar böyle şeyler olur," dedim. Bizim sayemizde tanışmışlar ve evleniyorlardı. Bizse karşılıklı oturmuş doğru düzgün konuşamıyorduk bile. Aramızda oluşan kocaman bir buz dağı vardı.

"Seni şahit olarak seçtim," dedi Pınar. Kaşlarım anında çatıldı.

"Hayır, böyle bir şeyi kabul edemem," diyerek geri çekildim ama Pınar çok ısrarcı bakıyordu.

"Lütfen beni kırma, sizin sayenizde tanıştık. Bu mutlu günümde kırma beni," dediğinde Ömer'e çevirdim bakışlarımı ve birden, "Olur," dedim. Pınar o heyecanla bana sarılınca şaşkınlıktan birkaç saniye sarılamadım ama sonra bende ona sımsıkı sarıldım. Yanımızdan ayrıldıklarında yerime geri oturdum.

"Bizim sayemizde evleniyorlar," dedi Ömer.

"Bende tam da onu düşünüyordum," dediğimde ikimizde güldük.

"Sigara içip geleceğim," diyerek ayaklandım. Bir tane şampanya alarak ilerledim. Bende mutlu olabilirdim.  Şu an Pınar yerine ben olabilirdim. Bu gece bir an önce bitmeliydi. Kendimi duşun altına atıp ağlamak istiyordum.

Alkolü hızlı hızlı içerek bir tane daha aldım. Kenarda sigaramı yaktığımda duvara yasladım. Sıkıntıyla kolumdaki bileklerle oynuyordum. Bir kız bana doğru koştuğunda duvardan ayırdım sırtımı.

"Nikah memuru geldi! Seni arıyorlar," dediğinde sigaramı söndürdüm.

"Geliyorum," diyerek son kez derin bir nefes aldım.

İşte beklenen an!

Yavaş adımlarla nikah masasına doğru ilerledim. Pınar gergin bir şekilde bana bakıyordu. "Bir an kaçtın sandım," dediğinde güldüm.

"Sigara içiyordum sadece, söz verdim kaçmam büyük saygısızlık olurdu," dediğimde gülümsedi, hemde içten bir gülümseme ama... Bir an herkes bana bakıp gülümsediğini fark ettim, çaktırmadan üzerime baktım, bir şey mi dökmüştüm? Anlam veremedim ve umursamayarak nikah masasına oturdum. Yanımda Ömer vardı. Bana baktı ve heyecanlı bir şekilde ellerini ovuşturdu.

"Heyecanlısın bakıyorum," dediğimde başını arkaya yatırarak kahkaha attı.

"Prova yapıyorum aslında şu an," dediğinde dişlerimi sıkarak konuştum.

"Evleneceğin kızın çekeceği var senden," dedim. Bir kez daha o güzel gülümsesini bana bahşetti. Burukça gülümseyerek onu izledim.

Buğra ve Pınar'da koltuklarına yerleştiler. Oldukça heyecanlı görünüyorlardı. Mutluluklarının daim olmasını diledim. Son nefeslerine kadar birbirlerine ilk günkü gibi gülümserlerdi.

Nikah memuru klasik şeyleri sıraladığında büyük bir kalabalığın bize baktığını gördüm. Herkes mutluluk içinde bu tarafa bakıyordu.

Sırayla evet diye bağırdılar, her evetten sonra büyük bir alkış kopuyordu. Şahit olarak bize de sordu ve imzalar atıldı. Ayağa kalkarken nikah memuru evlilik cüzdanını Pınar'a uzattı. Ömer kulağıma doğru eğildi. "Hazır mısın?" diye sorduğunda kaşlarım çatıldı.

"Neye?" diye sordum.

Pınar ve Buğra bize döndü. Ömer kalabalığı susturdu. "Bu mutlu günde herkesin mutluluğunu ikiye katlamak istiyorum," dediğinde büyük bir şaşkınlıkla olanları izliyordum. Pınar yüzüme o kadar çok gülüyordu ki sinirlenmeye başlamıştım. "Hayatım boyunca gerçek sevginin masallarda saklı olduğuna inandım. Ta ki şu an hayatımda olan kadına rastlayasıya kadar," dedi ve bana döndü. Nefesimi tutmuş bir şekilde Ömer'e bakıyordum ve birçok çift gözde bize bakıyordu. Cebindem bir kutu çıkardığında bir adım geriye attım. Hayır! Hayır olamazdı. Yoksa... "Benimle evlenir misin İrem?" diyerek önümde kutuya açarak eğildi. Bir alkış koptuğunda şaşkınlıktan gözlerimi bile kırpıyordum.

"Ömer?" diyebildim sadece. Bana cevap beklermişcesine bakıyordu. Gözlerim dolmaya başladı.

Yapamazdım.

Gözlerim daha fazla dolmaya başladığında görüş alanım bulanıklaştı. Ömer artık gülümsemiyordu. Korkuyla bir adım daha geriye gittim.

"Özür dilerim," diyebildim ve arkamı döndüğüm gibi koşmaya başladım.

Buz Parçaları 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin