•BP• 46

2.2K 80 17
                                    

Y/N: Bu olayın sonucu herkesin unuttuğu bir yere bağlanacak. Sadece tek bir kişi çok yaklaştı. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar!

Sende haklısın Ömer.

Kim, güzel kokulu, canlı, renkli bir çiçek varken, böceklerle dolu, rengi solmuş bir çiçeği seçsin ki?

Ben en çok kandırılmama üzülüyorum. Sevginin en saf halini ona yansıtıyordum. Kartları açık oynamadı. Şenay'la konuştu, bunu belki affedebilirdim, Şenay'a sarıldı, bunu görmezden gelebilirdim ama Şenay'la plan kurdu. O kadının bana neler yaptığını bizzat kendisi şahit olmuşken bana bunu yaptı.

Affedemem Ömer.

Beni bir değil, bin parçaya ayırdın. Beni hayal kırıklığına uğrattın. Beni sırtımdan vurdun. Ben bugüne kadar, seni sevdim, en önemlisi de ben sana güvendim. Bu hayal kırıklığını her defasında yaşamaktan gerçekten çok yorulmuştum.

Alper, "Nereye gidelim şimdi?" diye sorduğunda düşüncelerimden sıyrılıp yola baktım ve omuzlarımı silktim.

"Benim bir evim yok Alper," dediğimde bana bakışını yakaladım. O bir saniyelik bakışta bir sürü anlam vardı. Acıma, üzülme, şefkat...

"Ömer'in evine uğrayıp eşyalarımı almak istiyorum," dediğimde sadece başını salladı. İçim parçalandığında bunu çoktan yapmam gerektiğini fark ettim. Bir sığıntı gibi onun gibi evinde kalmam kötüydü.

Ömer'in evine geldiğimizde arabada bir süre kaldık. Gerçekten ona veda mı ediyordum? Alper sürekli bana bakıyordu. Ayaklarım geri geri giderek arabadan indim, eve ilerledim, cebimde taşıdığım anahtarı çıkardım. Bunları sanki ben yapmıyormuşum gibi bir sis bulutunun içinde izliyordum. Anahtarı daha sonra saksının altına koydum. Alper arabada kalmayı tercih etmişti. Eve girdiğimde bir süre kapıda dikeldim. Yavaşça yukarı çıktım. Bunu yapmak çok zor geliyordu. Buraya, Ömer'e, anılarıma veda etmek çok zor geliyordu ama yapmalıydım. Bunca zaman yaptığım bir hataydı. Çalışıp kendime bakabileceğim bir düzeye gelmeliydim.

Babamın hatasıydı. Beni hiçbir güvencem olmadan öylece ortada bırakmıştı.

Yatak odasına çıkarak eşyalarımı bir çantaya doldurdum. Fazla kıyafetim yoktu zaten. Üzerimdeki elbiseden hızlıca kurtuldum. Yatağa oturarak yatağı elimle okşadım. Gözlerim dolmaya başladığında Ömer'in yastığını aldım ve kokladım. Cenin pozisyonunu alarak yattım ve yastığa sarıldım. Sanki bir uzumu kesiyor gibiydiler. Bir süre sadece yastığa sarılarak ağladım.

Ömer'in birkaç tişörtünü aldım. Bir tane çok sık kullandığı parfümünü aldım ve odadan çıktım.

Şimdi ne yapacaktım?

Gözüm çalışma odasına takıldığında son anda o dosyayı da almaya karar vererek odaya girdim ve dolabı yere boşaltarak dosyayı çektim. Bir anda yine sinirlenmiştim.

Masasına oturarak bir beyaz kağıt çektim ve kalemliğinden siyah kalem aldım.

"Ömer,

Şenay'la olan dostluğun daim olsun, ben bütün hayatımı gözlerinin önüne sermiştim. Asla senden böyle bir şey beklemiyordum ama yaptın. Hayatından çıkıyorum, umarım bundan sonra kimsenin zaaflarıyla oynayıp o kişiyi derin bir ızdırap çektirmezsin.

İrem Taşkın."

Gelişi güzel yazdığım yazıya baktım ve masaya bırakıp odadan çıkıp gittim. Salona indiğimde iki kedinin de birbirine sarılarak koltukta oturduklarını fark ettim. Yanlarına giderek başlarını okşadım. Sokakta bulduğum kedi hemen kucağıma çıkarak başını ellerime sürttü. Burnumu çekerek okşamaya devam ettim.

Ayağa kalktım da bir mırıltı çıkardı ve koltuktan atladı. Çantamı elimde sürüye sürüye ilerledim. Kedi sanki olan biten her şeyi anlamış gibi acı acı miyavlamaya başladı. Eve son kez göz atarak çıktım ve kapıyı sertçe çektim.

Buraya bir daha gelmeme fikri kafamda dönmeye başladı. Adımlarımı hızlandırarak arabaya doğru ilerledim. Çantamı arka koltuğa attım.

"İrem hayırdır yolculuğa mı çıkıyorsun?" diye bir ses duydum ve arkamı döndüm.

Oğuz gözlerini dikmiş bana bakıyordu. Eklerimi kotun arka cebine soktum. "Hayır, artık burada yaşamayacağım," dediğimde Oğuz irkilerek bana baktı.

"Nasıl?"

"Öyle gerekti," dediğim de neredeyse ağlayacaktım. Buraya veda ettiğimi yeni yeni fark ediyordum.

"O pislik ilk fırsatta seni evden attı değil mi?" dediğinde başımı iki yana salladım. "Bende kalabilirsin İrem, istediğin kadar," diyerek kolumu tuttu.

"Oğuz gerek yok."

"Gel ben o pezevenk gibi davranmam," dediğinde kolumu geri çektim.

"Düzgün konuş! Bana asla evimden git demedi ben kendi isteğimle gidiyorum," dedim.

"Bunu benden saklamana gerek yok İrem, utanılacak bir şey değil," dediğinde gözlerimi devirdim.

O anda arabadan Alper indi ve bize doğru yaklaştı. Bir eli cebinde, yüzü hesap sorar gibi Oğuz'a baktı.

"Bak kardeşim İrem'i sahipsiz falan mı sandın bilmiyorum ama Ömer, hadi diyelim Ömer'i geçtim biz varız yanında. Sana düşmez." diyerek göğsünden ittirdi ve kolumdan çekerek beni arabaya bindirdi. Kendisi de bindiğinde arabayı çalıştırdı.

"Hazır mısın İrem?" diye sorduğunda son kez eve baktım. Burada geçen anılarım, Ömer ve daha birçok şey geçti gözlerimin önünden.

Başımı sallayarak, "Evet, hazırım," dedim.

Buz Parçaları 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin