•BP• 48

2.1K 94 12
                                    

Playist: Sezen Aksu- Vazgeçtim

"Ömer dur! Konuşacak durumda değilsin. Kızın karşısına böyle çıkma!"

"Sen sus orospu çocuğu, benim işime kimse karışamaz!"

Kapının tam önünde bağrışmalar duyduğumda koşarak kapıya doğru ilerledim. Kapının deliğine parmak uçlarımda yükseldim.

"Ömer yapma, bir bildiğim var da konuşuyorum değil mi?" Buğra Ömer'e hakim olmaya çalışıyordu ama Ömer Buğra'yı iterek kendini kapıya doğru attı. Sarhoş olduğu belliydi. Ömer ve sarhoş olmak? Nefesimi tutmuş sadece olup biten şeyleri izliyordum. Ömer o kadar dağınık görünüyordu ki, kalbim sıkıştı.

"Çekil önümden!" diyerek kükredi ve Buğra'yı bir kenara çekti. Buğra pes etmiş bir şekilde öylece durdu. Kapıyı sertçe çalmaya başladığında nefesimi tuttum. Açıp açmama konusunda kararsız kaldım.

"İrem! Aç kapıyı!" Kapıyı yumruklamaya ve tekme atmaya başladığında dudağımı dişledim. Karşıma geçip ne diyebilirdi ki? Sıkılmamış mıydın İrem? Yorulmamış mıydın? Her seferinde kandırılmak yetmemiş miydi?

"İrem aç! Ben geldim! Ömer'in geldi! Aç dedim!" diyerek yumruklamaya devam etti. Gözlerim dolmaya başladığında delikten bakmaya devam ediyordum.

Yıkılmış bir Ömer görmek istemiyordum.

Canının yanmamasını istedim. Onun şu an ki halini hiç görmemiş olmamayı diledim.

"İrem lütfen!" Alnımı kapıyı dayayarak ağlamaya başladım.

"Yapma Ömer, işimi daha da zorlaştırma," diye fısıldadım. Ömer'de başını kapıya yaslamış, vurmaktan vazgeçmiş yavaş hareketlerle tıklatıyordu.

"İrem!" dedi.

Gözlerimi kapatarak adımı onun sesinden duymanın mutluluğunu yaşadım.

Kalbim tekledi ve bir şey kulağıma ona bir şans daha vermemi fısıldadı.

Sevmiştim ben. Güvenmiştim ona.

Kalbimin köşesinde bir cennet var, kapısının anahtarını kaybettim, cehennemden kaçamıyorum.

Elimi kapının koluna koydum ama açmaya cesaretim olmadı, bir süre gözlerimi sımsıkı kapatarak bekledim. Cesaretimi toplamaya çalışıyordum. Nefesimi tuttum. Kapı kolunu yavaşça aşağıya indirdiğimde sessizleşen ortam bir anda ayak sesleri geldi v kapı sertçe itildi. Birkaç adım geriye atıp Ömer'in içeri girmesini izledim.

Göz göze geldiğimizde dudağımı dişledim, dik durmalıydım. Üzgün olduğumu anlamamalıydı. Karşımda öylece durduğunda ne diyeceğimi bilemedim. Ömer'de öylece bana bakıyordu.

Eliyle sakalını sıvazladı. "İrem," dediğinde bir an gözlerimi sımsıkı kapatmak istedim. Adımı onun sesinden duymak beni büyülüyordu.

"Efendim?" diyebildiğimde bulutların üzerinde falan gezindiğimi düşünmeye başlamıştım.

"Neden yaptın?" diye fısıldadığında tek kaşım havaya kalktı ve bir anda bulutların üzerinden aşağıya düştüm.

"Ne yaptım?" diye sordum.

Ayakta durmakta zorlanıyor gibiydi. Ömer'i çok nadir bu şekilde görebilirdim. Asla sarhoş olmazdı. Asla kendini kaybedecek kadar içmezdi. Her zaman kendine hakim olabilirdi.

"Beni nasıl bir hale soktuğunun farkında değil misin? İrem! Sırtımdan vurdun beni!" dediğinde şaşkınlıkla Ömer'e baktım.

"Asıl sen beni arkamdan bıçakladın!" diye bağırdım. "Sana güvenen bendim, seni seven bendim, senin için çırpınan hep bendim Ömer! Sana bütün hayatımı anlatmıştım karşılığı bu mudur?" diye bağırmaya devam ettim.

"Ben sana ne yaptım ki?" diye sorduğunda elini kapıya koydu.

"Ne yaptığını daha bilmiyorsun bile!" diye ona acıyarak baktım. "Beni şu kadarcık düşünmüyorsun, senin için hiç değerim yok," dedim ve içeri koştum ve son anda çantama sıkıştırdığım dosyayı alarak geri döndüm.

"Bunu da mı yalanlayacaksın!" diye salladım. Burnuna burnuna doğru sallıyordum. Hızlıca elimdeki dosyayı çekip aldı ve açtı.

Bir anda yüzünde ki ifade dağıldı. Bana bu sefer kızgınlıkla bakmıyordu.

"İşte şimdi ne hissettiğimi biraz olsun anlayabildin mi? Neden sana öyle yaptığımı anlıyor musun?" dedim.

"İrem, açıklayabilirim," dediğinde elimle dur işareti yaptım.

"Dinlemek istemiyorum," diyerek kapıyı kapatmak için yeltendim ama kollarımı sımsıkı kavrayarak sarstı.

"Anlatmak istiyorum İrem, açıklayabilirim gerçekten," dediğinde ellerinden kurtulmak istedim ama fazla güçlüydü.

"Dinlemek istemiyorum!" diye bağırdım.

"Dinleyeceksin!" diye bağırdığında durdum. Kapıyı yumrukladığında duraksadım.

Buğra Ömer'in kolunu tuttuğunda, "Ömer oğlum yapma böyle bak kız istemiyor," dediğinde Ömer sertçe Buğra'yı ittirdi. Alper'de o anda devreye girdiğinde Ömer daha fazla sinirlenmişti.

Zorla dışarı çıkardıklarında sinirle salona doğru yürüdüm, dizlerime dirseklerimi dayayarak, başımı ovdum. Alper sağıma Buğra soluma geçtiğinde ağlamaya başladım.

Buğra omzumu sıktığını, "Ağlama," dedi.

"Ne hissettiğimi bilmiyorsunuz," diyebildim. Burnumu çekmeye devam ediyordum.

Buğra, "Hala anlatmadın bana," dediğinde saçımı kulağımın arkasına attım.

"Bundan iki hafta önce Ömer'in çalışma odasında bir dosya buldum. Şenay'la olan konuşmalarına şahit oldum, benim hakkımda konuşmuşlardı. Bekledim bir süre ama doğum gününde gelen mesajı gördüm. Unutmaya çalışabilirdim ama o gün onları sarılırken görünce dayanamadım Buğra," dediğimde Buğra bana üzgün bir şekilde bakıyordu.

"Emin misin?" diye sorduğunda, dosyayı alıp sertçe karnına doğru savurdum. Son anda dosyayı aldı. Bir süre başımı Alper'in omzuna başımı yasladım.

"İrem inanamıyorum," dediğinde sabit bir şekilde yatmaya devam ettim. O dosyayı kaç kere okumuştum. Alper'de merakla dosyayı eline alıp inceledi.

"Acaba Ömer neden böyle bir şey yaptı?'' diye sorduğunda omzumu silktim. Bunun cevabını kaç gündür arıyordum ama bulamamıştım.

"Artık benden nasıl nefreti ettiyse böyle bir şey yapmış," işte dedim.

Buğra hemen atladı, "saçmalama mutlaka bir sebebi vardı," dedi.

"Artık umurumda bile değil," dedim.

Çünkü artık yolun sonuydu.

Y/N: 125K olduk. Şimdiden mutlu yıllar diliyorum. Ömer'in sakladığı şey ne? Neden böyle bir şey yapmış olabilir? Bir kişi çok yaklaşmıştı onun haricinde bulan yok.

Buz Parçaları 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin