Bölüme başlamadan yıldız butonuna basar mısınız? ☺️Sonradan unutuyorsunuz😅
Bazen bir yol ayrımında sanırsın kendini, oysa daha vakti gelmemiştir ayrılığın...
Dudaklarına yerleşen buruk bir tebessümle cep telefonunu kapatıp cebine koydu Serkan ve gitmek üzere olan Nevşehir otobüsüne değil taksi durağına doğru ilerledi. Az önce Meryem'i uğurlarken onu bir daha göremeyeceğini düşünmüştü, fakat kader onların yollarını ayırmamıştı daha. İçini anlam veremediği bir duygu karmaşası kaplarken sırada bekleyen bir taksiye binip "Kayseri Tekten hastanesi."dedi. Az önce arayan Tamer Komutan'ın söyledikleri hâlâ yankılanıyordu kulaklarında. "Murat Ayaz yaralı olarak bulunduğu için, sen şikayetini geri çeksen de, dosyayı onun ifadesini almadan kapatamam." demişti. Serkan'a uzaklaşmaması gerektiğini söylerken onu nasıl bir ateşin içine attığının acaba farkında mıydı Tamer Komutan? "Ben zaten Kayseri'deyim komutanım, Murat Ayaz'ın yattığı hastanenin yakınlarındayım. Buradayım yani, hiçbir yere gitmiyorum sizden haber alana kadar." demişti. Demek ki gidip gidememesi Murat'ın ağzından çıkacak olan iki söze bağlıydı. Ne tuhaf... şikayet eden kendisiyken, galiba şüpheli durumuna düşen yine o'ydu.
"Hayırdır yeğen, tedavi için mi yoksa hasta ziyareti için mi gidiyorsun hastaneye?" diye soran taksicinin meraklı sesiyle daldığı düşüncelerden çıkıp bakışlarını kaldırdı. Taksici ellili yaşlarında fos bıyıklı sevecen bir adamdı.
"Hasta ziyareti için dayı." dedi. Sonra kalacak bir yerinin olmadığını hatırlayarak, "Aslında ben hastane yakınlarında bir otele yerleşmek istiyorum, bildiğiniz bir yer var mı?" diye sordu.
"Var var, hemen hastanesinin yakınında bir otel biliyorum seni oraya götüreyim?" diye cevap verdi taksici. Kısa bir süre sonra küçük bir otelin kapısında durdurdu taksiyi. "İşte burası yeğen, gördüğün gibi hemen karşısı sayılır."
"Teşekkür ederim. Borcum ne kadar?"
"17 Milyon da 15 versen yeter."
Serkan cüzdanından 20 milyonluk banknotu çıkarıp fos bıyıklı taksiciye uzatırken gözü otelin üzerindeki 'Murat Otel' yazan isim tabelasına takıldı. Paranın üstünü veren taksiciye "Üstü kalsın dayı." derken şaşkınlığının sesine yansımasına mani olamadı. Taksiden indikten sonra bir süre otelin ismine öylece bakakaldı. Otelin isminin Murat olması tevafuk muydu? Tamer Komutan'ın çağrısı, otelin ismi, hepsi ona bir şey anlatmaya çalışıyordu galiba.
"Hayırdır inşallah." diyerek başını sağa sola sallayıp otelin girişine doğru ilerledi.
Bir süre sonra otel odasının penceresinden hastanenin girişine bakıyordu. Neden buradaydı? Neden gitmemişti? Sevdiği kızı mutlu etmek için Kayseri'ye getirmişti getirmesine fakat Meryem yine mutsuz olarak dönmüştü Durmuşbey köyüne. "Oğlum Serkan galiba yapman gereken bir şeyler var daha." diye mırıldandı belli belirsiz hastaneden çıkanları görünce. Ayaz ailesi akşam yemeği yemek için yine çıkmıştı hastaneden.
. . .
Meryem köye döner dönmez kendisini odasına kapatıp bugün yaşadıklarını tekrar tekrar düşündü. "Sevdiği adamın hastanedeki halime mi yansın, yoksa Güler annenin söylediklerine mi, ne yapacağını şaşırmış bir durumdaydı. İşler düzeleceği yerde git gide sarpa sarıyordu. "Neden her şey ters gidiyor Allah'ım?" diye sızlandı başını yastığına düşürerek. Bakışlarını tavana sabitleyip Murat'ı düşündü. İçinde çocuksu bir kırgınlık vardı ona karşı, uyanmadığı için. "Saçmalama Meryem Pamuk Prenses mi ki o da bir öpücükle uyansın. Gördün işte... onun uyanacak hali mi vardı?" diye söylendi kendi kendine. Derin bir iç çekip yan döndü. Düşünceleri de duyguları da altüst olmuştu. Ne düşüneceğini nasıl hissedeceğini bilemiyordu. Tek bildiği onun yanında olmak istediğiydi. O bu haldeyken ondan uzak kalmak ağır geliyordu Meryem'e. Bir yandan da annesinin sözleri yankılanıp duruyordu beyninde. "Onu ben topladım kapı eşiklerinden." demişti. Hiç sormamıştı Murat'a neler hissettiğini. Sadece kendi hissettikleriyle meşgul olmuştu bunca zamandır. Onun ne kadar üzüldüğünü görmemişti. Bencillik etmişti. Yaptığı hataların farkındaydı artık Meryem fakat bu yaşananları silemezdi. Murat'ı o yataktan kaldıramazdı. Oflayarak yatakta yönünü değiştirdiğinde odasının kapısı gıcırdayarak açıldı. Hemen gözlerini kapatarak uyuyormuş gibi yaptı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOZUK PARA (final oldu)
General FictionSevmek biraz da vazgeçmektir aslında. Biraz kendinden vazgeçersin... Biraz da hayallerinden...Bazen ise sevdiğin için hayatını altüst edersin hiç düşünmeden. Kaybettiğinin hesabını yapmazsın severken. Bir gün dönüp bakınca anlarsın ne kadar kaybetti...