(Yorum bırakmayı unutmayınız 💉❤️)
Bölüm 9: Yankı
"Beni bırakma olur mu?*"Benim sorumluluğumdu.
Senem hoca onunla özel olarak ilgilenmem gerektiğini söylemişti.
Hem ona güvenmemem gerekirdi, hazırlığını yapmıştı. Tabi ki de hastanede kalmayacaktı. Onu öylece bırakmamalıydım. Güvenmemeliydim. Ama güvendim işte.
Sebepsizce, niye bilmiyorum ama güveniyordum.
Telefonun feneri sayesinde ormanlık alana doğru hızlıca ilerlemiş onu arıyorduk.
"Ana yola çıkan yola gitti" dedim korku içindeki Senem hocaya. Elindeki telefonu yüzüme tutup yanıtladı "Nereden biliyorsun tüm bunları Alp?"
"Çünkü o bu günde kaçmaya yeltendi" Senem hoca, yanındaki Zerrin hoca ve güvenlikten bir kaç polis de şaşkınlıkla bana bakarken ben içimden derhal onu bulmak istiyordum.
"Ne? Nasıl? Ne zaman?" Art arda sorduğu sorulara kısa bir yanıt verdim.
"Öğlen" Bunun üzerine Zerrin hoca sanki aklındaki yapboz parçaları birleşmişçesine hızlıca sordu:
"Öğlen birlikte hastaneye gelmiştiniz. Ama bana öyle söylemedin?" Ne deseydim Zerrin hocam? İpar kaçıyor odasına kapatın onu mu deseydim? Bir de bu haliyle hastaneyi ona zehir etmelerini istemiyordum. Evet, bu iyi niyetim bana pahalıya patlayacaktı ama olsun, ben hislerimin bana yapamamı emrettiği şeyleri yapardım.
"Alp bunu neden söylemedin? Yarabbim aklıma mukayyet ol. Neyse hadi hemen bulalım onu. " Dedi ve hemen var gücüyle seslendi "İpar!"
Ana yola doğru giderken gördüğüm bir terlikle yerime sabitlendim.
Bu hastanenin hastalara verdiği terlikti.
Bir dakika...
Bu yolun ana yolla bir alakası yoktu.
Yoksa karanlıkta yolunu kaybedip uçuruma doğru...
"İpar"diye seslendim düşüncelerimin beni korkutmaması için. Aralıksız sesleniyordum ondan bir kelime de olsa işitmek istiyordum.
"Terliği burada" dedim hızlıca. Senem hoca ve iki güvenlik görevlisi yanıma gelirken ben onları geride bırakıp hızlıca ilerlemeye başladım.
Allah'ım git gide uçuruma yaklaşıyordum.
Neredesin İpar, neredesin inatçı kız?
En son uçurumun tam yamacına vardığımda her şeyin bittiğini düşündüm.
Böyle olmamalıydı.
"İpar!" Diye bağırdığımda yankılanan sesimin ardından gelen cılız bir sesle arkamı döndüm.
O...
Yerde öylece yatıyordu!
💉💉💉
Tüm gece boyu hem hastalarla hem onunla ilgilenmiştim. Mesaim bittiğindeyse durumunu son kez kontrol etmek için odasına gelmiştim.
Gözümden adeta uyku damlarken ona olan merhamet ve öfke duygularımın karşımasından mütevellit belki uyanır diye sadece on dakikalığına yatağın yanındaki koltuğa geçmiştim.
Uyanmasını bekliyordum. Onunla konuşacak mıydım? Hayır. Ama uyanmasını bekliyordum, illaki konuşmak için sözlere gerek yoktu. Bal rengi gözlerininin ne söyleyeceğini merak ediyordum.
Sadece on dakika diye oturduğum koltukta uyayakalmıştım.
Beni uyandıran şeyse kucağımda kıpardayan bedendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİSK-İ AMBER
Teen Fiction"Üç ay ömrü olan birine aşık olunmaz doktor!" Bu mum ve kibrit'in aşkı Alp hastalarının iyileşmesi için çabalayan bir doktor, İpar osteosarkom kanserine yakalanmış ölümü kabullenen genç bir kız. Çok zıt karakterlerine tezat birlikte ayakta durmayı...