Selam!! Yeni bölümle karşınızdayım. Dün fark ettim de İpar'a ait bir görsel paylaşmışım ama Alp'e dair hiçbir şey ortada yok. Ama şimdi 17. Bölümün multimediasında Alp var. Bakıp yorumlarınızı belirtin lütfen ^^
Bölüm 27: Kördüğüm
"Alp?" Danışmada halsizlikle etrafa bakınan Alp kendine seslenildiğini duyunca arkasına döndü.
"Senem hocam?"
Öğrencisinin üzgünlüğünü paylaşan Senem hoca yanına gelip nazikçe "Biraz konuşalım mı?" dediğinde Alp somurtup karşılık verdi.
"Ne hakkında olduğunu sormayacağım."
Genç adamın keyfi yerinde değildi. Bunun nerdeyse tüm hastane farkındaydı ve diğer cerrahlar onu iş konusunda sıkmıyorlardı.
Senem hoca onun agresifliğinin hüznünden kaynaklandığını bildiği için fazla umursamayıp sordu "Güvenlik görevlileri, güvenlik kameralarında ki görüntüleri sabah erkenden polise teslim etti." Alp'in yüzündeki ifadesizliğe bakıp devam etti nazik kadın.
"Zaten vücudundaki zehri atmayı başardık. Kısa zamanda uyanacaktır. Sadece bağışıklık sistemi biraz zayıf." Senem hoca genç adama ümit verip keyfini yerine getirmeye çalışıyordu ama bu beyhude çabadan başka bir şey değildi.
"Alp..." diyerek genç adamın dikkatini çektikten sonra göz temasını bozmayıp geçen gece yaşananları düşündü.
"İpar'ı hiç bir zaman yalnız bırakmadım. Bundan sonra da bırakmayacağım. Sen de bırakmayacaksın."
Alp şaşkınlıkla bakarken Senem hoca gülümsedi ve devam etti. "Hastane düzeni bozulmadığı müddetçe İpar ile aranızda olanlar hakkında yorum yapmak kimsenin haddine değil. Umarım beni yanlış anlamamışsındır."
Alp kafasını iki yana salladıktan sonra Senem hoca gülümseyip Zerrin'in yanına gitti.
Alp ise hala üzerinden atamadığı dalgınlıkla boşta bulduğu bir sandalyeye geçip oturdu.
Onun bu halini fark eden çalışanlar genç adam duymadan "Sevgililer miymiş? Çok yakışıyorlar... Üzüldüm ikisine de... Yazık kıza, kim neden böyle bir şey yapar ki?" diye yorum yaparken Kerem arkadaşına destek olmak için yanına gitti.
Derin bir nefeste alıp çekinerek "Uyandı mı?" diye sorunca Kerem, Alp kendini oturduğu sandalyeye yasladı.
Genç doktorun sessizliğinden cevabını alan Kerem yanındaki sandalyeye oturup "Oğlum bozma morelini. Bak görürsün, toparlanacak." dediğinde Alp parmak uçlarıyla ensesine bastırdı.
"Uyansa ne yazar Kerem? O kızın duygularını paramparça etmişler!" Sevdiği kızın katlanmak zorunda olduğu şeyler onun içini yakıyordu. "Neler çekti kim bilir?" dediğinde sesini yükseltip devam etti,
"Aptal ben ise onu hastane de öylece yalnız bırakıyorum!" Kerem kafasını iki yana salladığında Alp kendini "Tutsana kızın elinden geri zekalı! Biliyorsun başında tehlikeli bir adamın olduğunu!" diyerek suçlamaya devam etti.
"Sakin ol." Genç adam kafasını ellerinin arasına alıp yeri izlerken Kerem'in omzuma dokunup sakinleştirmesini minik bir kız izledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİSK-İ AMBER
Teen Fiction"Üç ay ömrü olan birine aşık olunmaz doktor!" Bu mum ve kibrit'in aşkı Alp hastalarının iyileşmesi için çabalayan bir doktor, İpar osteosarkom kanserine yakalanmış ölümü kabullenen genç bir kız. Çok zıt karakterlerine tezat birlikte ayakta durmayı...