Satır aralarına yorum bırakmayı unutmayın lütfen ^^
Bölüm 45: Daha Çok Sen
Elinde fazla derin olmayan içi boş küçük akvaryumu uzatan küçük kız "Bu Portakal'ın eski akvaryumu." dedikten sonra "Sen de kendine balık alınca buna koyarsın. İçindeki yalancı tahtalar çok güzel." diyerek sürdürdü sözlerini.
Annesinin aldığı akvaryuma uzaktan gülümseyerek bakan akranı bu nazik hareketin altında kalmak istemedi. "İstersen balığımın adını sen koyabilirsin."
Bu teklif karşında mutluğunu saklayamayan Fidan'ın gülüşüyle gülümseyen Alp onları arabanın önünde toplanmış diğerleri gibi izlemeye devam etti.
Hızla bir isim düşündüğünde "Ama balığını göremedim ki." diyerek kendisine engel çıkartan sebebi söyledi. "Neye benzediğini bilmiyorum."
Emre "Ben de turuncu bir balık alacağım." dediğinde eteğinin fırfırlı kısmıyla oynayan Fidan'ın düşünmek için fazla zamana ihtiyacı yoktu.
"O zaman onun adı Mandalina olsun." Herkes bu ismi beğendiğinde küçük kız "Ama keşke ben de onu görebilseydim." deyiverdi.
Ön dişi düşmüş sarışın çocuk "Sizi ziyarete geldiğimde onu getiririm." dediğinde küçük kız bunu pek sahici bulmadı.
"Kuzenim de getireceğim diyor bazı şeylere ama unutuyor. Sen unutma sakın."
"Unutmam, söz."
İkilinin bitmek bilmeyen bu vedalaşmasını noktalayan "Artık gitme vakti geldi." diyerek arabanın arka kapısını açan Emre'nin babası oldu.
Herkes Emre ile vedalaşmaya başlamak için arabanın etrafındaki çemberi daralttıklarında Fidan sırasını kimseye vermedi.
"Görüşürüz. Mandalina ile."
💉💉💉
Yorgunlukla odasına gelen genç kız açık olan kapısını açmakla uğraşmayacağı için sevinmişti. Alp'e belli etmemeye çalışıyordu ama dizi son zamanlarda daha fazla ağrımaya başlamıştı.
İçeri giren genç kız koltukta oturmuş bir adamı görünce olduğu yerde durup ona baktı. Kendisine gülümseyerek bakan adam "Merhaba." diyerek onu selamladıktan sonra "Uzun zamandır seninle tanışmak istiyordum İpar." diyerek oturduğu koltukta biraz daha öne geldi. "Ben Haluk Doğan. Alp'in babası." diye kendini tanıttı. "Umarım rahatsız etmiyorumdur?"
Adını bilen bu adamın kim olduğunu öğrenince ağzından kaçan "Ya..." nidasının ardından "Hayır. Hoş geldiniz." diyen genç kız, yatağına geçmek için koltuk değneklerine yaslandığında kendisine yardım etmek için ayağa kalkan adama "Zahmet etmeyin, lütfen." diyerek hemen yatağa geçmiş ve değnekleri de yatağa yaslamıştı.
Onun durumunun eşinin kendisine anlattığında daha da vahim bir hale geldiğini fark eden orta yaşlarındaki adam derin bir nefes alıp yumuşak bir ses tonuyla "Nasılsın?" diyerek hal hatır sorma faslına geçmişti.
Saçlarının döküldüğünü, artık yürümekte zorluk çeken bu kızın ne halde olduğunu görmek ah vah etmek için değil oğlunun kız arkadaş olan bu genç kızla tanışıp olası bir ihtiyacını gidermek için buraya gelmişti. Ve her ne kadar oğluna hissettiremese de ailesinin olmadığını bildiği bu kıza baba desteğini hissettirmek için...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİSK-İ AMBER
Genç Kurgu"Üç ay ömrü olan birine aşık olunmaz doktor!" Bu mum ve kibrit'in aşkı Alp hastalarının iyileşmesi için çabalayan bir doktor, İpar osteosarkom kanserine yakalanmış ölümü kabullenen genç bir kız. Çok zıt karakterlerine tezat birlikte ayakta durmayı...