Selamlar! Hepinizi çok ama çok özledim. Nihayet sonunda kavuştuk.
Misk-i Amber dahil diğer kitaplarımı da bir müddet askıya almak zorunda kaldım ve sebebi de sizlere daha önceden bölüm sonlarında bahsettiğim YKS idi. Bir de sınava okul eklenince gerçekten işler zorlaşıyordu. Yine de her şeyi bir şekilde hallettik artık beraberiz. Eğer mezuna kalacaksam bile en az üç ay sadece kitaplarıma odaklanmak istiyorum çünkü onları gerçekten çok özledim.O halde hadi yeni bölüme geçelim.
Bu arada YKS'ye girenler bu satıra yorum bırakırsa sevinirim. Sınav hakkındaki görüşlerinizi merak ediyorum.
Bölüm 43: Kar Taneleri
Dışarıda kümelenmiş gri bulutların geçit vermediği güneş ışığı yerine beyaz renkli dev aydınlatmalarla çalışan sağlık çalışanları ve hastalar... Mevsimler geçiyordu ama sahneler hep aynıydı. Bir de ara ara gündüz vakti ışıklar yanıyordu böyle.
Hastanenin genç çalışanlarından Alp de işinin başında hastalarıyla ilgileniyordu. Yapılacak bir sürü görevi vardı ve bu görevlerinden bir tanesi için de danışmaya gidip taburcu olacak hastaların dosyalarını soracak birisini aradı.
İki dakikalık bir bekleyişin ardından danışmadaki sorumlulardan birisinin gelmesiyle ihtiyacı olan dosyaların buraya bırakıldığını söyleyip onları isteyen genç adam sakince danışmadaki genç kıza baktığında genç kız bir anda kafasında tek tel bırakmayan doktora bakıp kendinden istenen dosyalara bakındı.
O sabah Melih'in bıraktığı dosyaları ararken genç adam gözüne çarpan bir dosyayı eline alıp "Ne bu?" diye sordu.
Alp'in istediği dosyaları önüne koyan yetkili kız "Çocuklardan ikisi başka hastaneye sevk edilecek." dediğinde Alp kaşlarını çatıp sevk edilecek isimleri okudu.
"Emre Demir, Zeliha Aydın."
Genç adam "Allah Allah?" diyerek listeye detaylıca baktığında yanında geçen şaşkın gözleri umursamayıp bu nakil işleminin nedenini düşünmeye başladı. Çoğu kişi ilk kez görüyordu Alp'in bu halini.
Genç adamsa bunları umursamadan bir yandan fikir üretiyor bir yandan da uzunca metinlerden her şeyi özetleyebilecek basit bir paragraf arıyordu. Birden bire nereden çıkmıştı bu nakil?
Sayfaları çevirdiği sırada "13 numaralı hastanın tahlileri gelmedi mi Kerem?" diye bir soru işittiğinde genç adam soruyu soran kişiye doğru hızla döndü.
"Hayır hocam."
Her zamanki gibi bir kaşı diğerine göre daha havada, mavi tükenmez kalemi ön cebinde olan Zerrin hoca Kerem'i ararken karşısında farklı bir imaja geçen Alp'i görünce şaşkınlığına mani olamayıp detaylıca ona baktı.
Genç adam elindeki dosyayı kapatıp rulo yaptığında, Kerem'in hastasından haberi olduğuna göre ona başka bir görev verebileceğini düşünen Zerrin "Tahliller çıkar çıkmaz Oya hocaya verilsin." diye emretti.
Alp sakince kafasını sallayınca Zerrin merakla "Saçlarını kesmişsin?" diye aslında bu farklılığın nedenini sormaya çalışmıştı.
Genç adamsa bunu anlamasına rağmen "Öyle." diyerek geçiştirdi.
Zerrin İpar'ın saçlarının kesildiğini bilmediği için bu hadiseyi herhangi bir şeye yoramadı. Tek yaptığı şey "İyi." diyerek uzaklaşmak olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİSK-İ AMBER
Teen Fiction"Üç ay ömrü olan birine aşık olunmaz doktor!" Bu mum ve kibrit'in aşkı Alp hastalarının iyileşmesi için çabalayan bir doktor, İpar osteosarkom kanserine yakalanmış ölümü kabullenen genç bir kız. Çok zıt karakterlerine tezat birlikte ayakta durmayı...