46. bölüm: Bir Damla Gözyaşı

518 55 0
                                    

Satır aralarına yorumlarınızı bekliyorum.

Bölüm 46: Bir Damla Gözyaşı

Genç adam şaşkınlıkla "Nasıl yani?" diye sorduğunda hırkasının kollarını avuçlarının içine çeken genç kız kısık bir sesle yanıtlayabildi,

"Eğer mantıklı olan buysa ve ben... Sana iş çıkartmayacaksa."

Genç adam sağ tarafa dönüp hala atlatamadığı şaşkınlıkla "Gitmek istiyorsun yani?" diye sorabildi. İpar'ın gitmek isteyeceğine hiç ihtimal vermemişti genç adam.

Omuz silken genç kız "Hangisini yapmak doğru olacaksa." dedikten sonra dudaklarını ıslatıp daha fazla uzatmadan dile getirdi söylemek istediklerini "Keyfim için değil, dizim için ne sağlıklı olacaksa."

Ensesini kaşıyan doktor "Doğrusu senin tedavinde ihtiyacımız olan tek şey zaman. Zaman içinde tedaviye olumlu yanıt verip vermediğini görmemiz lazım. Başka bir şey değil." diyerek genç kızın bal rengi gözlerine bakıp "Ama nereye gitmek istersen oraya gideriz. Nasıl istersen." diye eklemeyi de ihmal etmedi.

Genç onun dizinin üstündeki elini tutup "Sen bana uzak olmadıktan sonra nerede olduğumuz hiç önemli değil." dediğinde Alp gülümseyip kafasını eğdi. Derin bir nefes alan genç kızsa onun baktığı yere baktı. Alp'in ne düşündüğü hakkında bir fikri yoktu.

Ayağını itip biraz sallanmaya başladığında genç adam da ayağından destek alıp sallanmaya başladılar.

Bir yandan sallanırken bir yandan da yeri izleyen genç kız "Burada iyiyiz aslında. Fidan, Kerem, Hazal ve diğerleri. Hem burada kafan daha rahat. Zerrin neyse de Senem hoca bize karışmıyor. Çoğunlukla onkolojidesin ve bu, sen işini aksatmadan da görüşmemizi sağlıyor." dediğinde genç adam ona baktı.

"Haklısın." Doğru söylüyordu İpar. Şu an için tedaviye başka bir müdahale eklenmediği için alıştıkları bu hastaneyi terk etmek her ikisi içinde anlamsızdı. "Yine de fikrin değişirse bile bana söyle. Sana destek olacağım. Hem ben hem o."

O diye bahsedilen kişinin kim olduğu anlayan İpar kafasını kaldırıp "Baban ile aran o kadar da kötü değil. Galiba?" diye onu rahatsız etmemeye özen göstererek sadece belki kendisine bir şey anlatmak ister diye düşünüp sorduğunda genç adam pek oralı olmadı.

"İdare eder."

Genç kız ümitle "Ona kızmadın." dediğinde onun bakışlarında ne düşündüğünü çıkartmaya çalıştı. Ona karşı o kadar da mesafeli olmadığını düşünüyordu.

Ayağı yardımıyla genç kız yorulduğu için salıncağı sadece kendisi sallayan Alp gösterdiği toleransın nedenini emin olmamasına rağmen açıklamaya çalıştı. "Bilmeden söyledi. Yani en azından ben öyle tahmin ediyorum."

Eski Alp olsa muhtemelen babası ile arası İpar'ın bir şeyleri yanlış anlamamasına rağmen daha da açılacaktı.

Kafasını hızla iki yana sallayan İpar "Bilmeden söylediğine emin olabilirsin. Seni görmediği halde yüzünde pişman bir ifade vardı. Keşke söylemeseydim der gibisinden." dedikten bir müddet sonra gülümseyerek "Çok sıcakkanlı birisiydi." diye konuyu gördüğü bir gerçekle değiştirdi.

"Tanımıyorum."

Olaya uzak bir kimse babasının samimi olduğu söylenilen birisinin tanımıyorum cevabına muhakkak tuhaf bir bakış atarak karşılık verirdi. Fakat o kişinin çok uzaktan bir kişi olmasına bile gerek yoktu. Durumun tüm ince kısımlarına bile hakim olan İpar yine de şaşkınlığını gizleyemedi.

MİSK-İ AMBERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin