10. Bölüm: Tutuklu

1.6K 177 1
                                    

Bölüm 10: Tutuklu
"Suçu sadece cesaretliler üstlenir ama masum olanları*"

"Yoksa ben kendime sahip çıkamayacağım" diye ekleyince bir anda bende oluşan şok yerini ciddiyete bıraktı.

"Söz, seni bırakmayacağım" dedim dudaklarımı birbirine sürtüp nemlendirirken.

Gözlerindeki ışık beni inandırıyordu onun masumiyetine. Onu bütün bunlara zorlayan bir şey vardı. Onu bu hale getiren her neyse geçmişinin bu işte payı olduğundan emindim.

Ellerimi cebime yerleştirip kafamı 'hoşçakal' anlamında aşağı yukarı salladım. Aynı şekilde karşılık verince odasından çıkıp Kerem'in yanına gittim.

Daha iyiydi dün geceye göre. Yüzü canlanmış kendine gelmişti.

"Nasıl oldun?" Dedim içeri girdiğimde

"Daha iyi" diye yanıtladı kısaca. "Gel otur diyeceğim de, oğlum gözünden uyku fışkırıyor, uyusana"

"Bende öyle yapacaktım, bir sana bakayım dedim" diye yanıtladım onu.

"Hımmm" dedi ve ekledi "Şu kız, sarışın olan. Başına er ya da geç bela açar diyeyim sana"  Helal, yaralıyım falan demeden dedikoduları duymuşsun, helal.

Bunu umursamayıp omuz silkince daha ciddileşti. "Hem Senem hocanın tavrı bu konu da hiç yumuşak olmayacak. "

"Olmasın" dedim takmayarak.

"Aferin sana, Zerrin'e de gün doğar. Kıçımıza tekmeyi basmaya çalışıyor zaten"

"O kadın zerre umrumda değil, sadece... Kızın durumu iyi değil onun sadece tıbbi tedaviye ihtiyacı yok. Bir psikolog da lazım. Baya hassas bir durumda belli ki. Benimle konuşamıyor ama psikologla konuşur. Onun iyileşmesi lazım"

Kerem gözlerini kısıp sinsice bana baktı. "Oğlum amacımız zaten bu, iyileştirmek de... Sen niye bu kıza bu kadar taktın anlamadım? Benimle konuşamıyor, iyleşmesi lazım falan? Hayırdır?"

Sırıttım hemen kendimi tutamayarak "Aşık oldum" dedim bu sefer seslice gülerek. "Sende yani... Kızın yüzünü mü görüyorum ki?"

"Bir görüş yeter" dedi ciddi bir şekilde.

"Yeter de... Öyle pat diye de aşık olduğunu söyleyemez insan. Zaman geçtikçe anlar. Bende öyle bir durum yok hem... Bu kız farklı ya. Şu ana kadar bana denk gelen hayat hikayesini en merak ettiğim insan. Çok yıpranmış be oğlum, sana ne oldu yardım edebileceğim bir şey var mı diye sormak istiyorum. Kabul etmez hiç bir şeyi, üstüne üstlük tersler. Ne bileyim ya"

"Neyse, ama bir şey yakalarsam hayatta dilimden kurtulamazsın ona göre"

Öylece sırıtıp "neyse ben kaçtım" dediğim an bana anahtarlarını attı.

"Benim eve git, şimdi size gitmezsin sen. Biliyorum seni. Git kafana göre takıl ve olumsuz bir karşılık verme, yatacağım ben."

"Eyvallah" derken ona nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyordum.

💉💉💉

Ertesi sabah yine erkenden uyanmış yanımda ek kıyafetim olmadığından gece Kerem'in dolabından giydiğim eşofmanı çıkarıp kıyafetlerimi tekrar giydim.

Sağ olsun arayıp yemek ye, dolap dolu, kıyafet ve havlular şurada diye rahat hissetmemi sağlıyordu.

Ciddi anlamda iyi bir arkadaştı. Uzun yıllardır dosttuk ve onu kardeş gibi görürdüm.

Evden çıkıp yakınlardaki bir pastaneye gidip bir simit ve çay sipariş ettim. Bir yandan telefonla ilgilenip bir yandan hızlıca kahvaltı ediyordum.

MİSK-İ AMBERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin