Bölüm 40: Çıkmaz
"O İpar hanım yine defterler karalıyoruz?" dedi genç adam sakince kapıyı kapattığında. İpar defteri kapatıp gülümsediğinde genç adam yatağa oturdu.
Kendini yatağın başlığına yaslayan genç kızın gözlerine bakarak uzun zamandan beri cevabını almak istediği bir soruyu "Bu defter de ne var böyle gizli?" diyerek sordu. İpar bu soruya daha önce bir cevap vermiş ama bu cevap oldukça yüzeysel ve sahici olmadığından genç adam soruya doğru cevabı almak için uzun zaman boyunca beklemişti.
Öyle de oldu. Genç kız bir kaç ay önce sorulan bu soruya düzgün bir cevap veremezken bugün aslında o kadar da önemli olmayan defteri Alp'e gösterecekti.
"Gizli değil, sadece bugüne kadar insanlar yaptıklarımla dalga geçmesin diye saklaya saklaya edindiğim bir alışkanlık."
Kuruyan dudaklarını ıslatıp genç adama kendisine baktığı gibi baktı ve buruk bir tebessümle "Ama sen o insanlardan değilsin." diye ekledi.
Alp onun şu masum halleri karşısında eliyle gel işareti yapıp kendisine yaslanan kıza sarılıp saçlarını kokladıktan sonra öptü. İpar ise bir müddet sonra geri çekilip alınlarını birbirine yasladı ve fısıltı şeklinde konuşarak bir teklifte bulundu "Bakalım öyleyse?"
Genç adam kafasını salladığında genç kız yatağın köşesine bıraktığı defteri alırken merak edilen soruya açıklık getirdi "Yapılıp güzel anı olarak kalanlar ve yapamayıp beceriksizliğime yandığım şeyler ve hep içimde ukde kalanlar... Diğer kısımlarıda günlükten ziyade anlık olarak yazdığım metinlerle dolu. Hissettiğim şeyleri yaşadığım olaylar vasıtasıyla geçiriyorum."
Genç adam sevgilisinin tuttuğu defterin bir kısmını tutup çevirdi sayfaları.
İlk başta ufak bir kız karşıladı onu. Anladı canının içinin küçüklüğü olduğunu. İpar gülerek yüzünü sakladığında o bir boşluk bulup genç kızı öptü ve defteri incelemeye devam etti.
Her sayfada biraz daha büyüyen bu kızın ailesine denk geldi. "Annem, babam ve ben." diye tanıttı İpar ailesi ile.
Hepsinin yüzünde bir gülüş, bir keyif... Resme detaylıca bakınca aklına bir şey takıldı. İpar'ın kardeşi mi vardı?
Genç kız genç adamın sormamasına rağmen kafasının neye takıldığını anlayıp karnında bir bebek taşıyan annesini gösterdi. "Evet, annem hamileydi. Ama düşük yaptı."
Genç adam dudaklarını birbirine bastırdı. "Bunun için üzüldüm."
Genç kız tebessüm etmeye çalıştı. "Ben de çok üzülmüştüm. Ama şimdi o resimdeki iki kişi de gidince hissettiğin şey çok daha başka oluyor. Neyseki sen varsın."
Genç adam gülüp karşılık verdi "İyi ki sen varsın."
"Şükür ki sen varsın."
"İlla ki sen olacaksın." dedi genç adam onun pamuk şekeri saçıyla oynayıp "Hayatımı güzelleştiren, sen olacaksın."
Alp kafasını onun kafasına yasladığında genç kız bir sonraki sayfayı açıp gülerek konuyu değiştirdi. "Teyzem ısrarıma rağmen saçımı boyamayınca bir gün boyarım diye boya kutunun arkasından aldığım renk kartelasını yapıştırmıştım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİSK-İ AMBER
Teen Fiction"Üç ay ömrü olan birine aşık olunmaz doktor!" Bu mum ve kibrit'in aşkı Alp hastalarının iyileşmesi için çabalayan bir doktor, İpar osteosarkom kanserine yakalanmış ölümü kabullenen genç bir kız. Çok zıt karakterlerine tezat birlikte ayakta durmayı...