Aşk duygusunun benim gibi bir kadın için yeri yoktu. Eğer hayatta zamanı kısıtlı bir kadınsanız her şeyden uzak durmalıydınız. Ama sanırım ben bu kuralı çiğnemiştim. Yaralı ruhum yeterince can çekişmiyormuş gibi ona yeni yaralar armağan etmiştim. Kı...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İlk önce bölümün neden geç geldiğini açıklamak istiyorum. (Okuyan var mı bilmiyorum ama,neyse!) Wattpad şu sıralar hikayelerimi açma konusunda sorun çıkarıyor ve ben sabırsız bir insan olduğum için beklemeyip sinirle uygulamadan çıkıyorum. Bu nedenle yazdığım bölümü düzenleyip yayımlayamıyorum. Kusura bakmayın. Zaten şimdide kardeşimden bilgisayarı kapıp bölümü düzenledim. Fakat bunun telafisi niyetine iki bölüm ard arda paylaşacağım. Şimdiden keyifli okumalar.
🍒
Karşısına geçmiş bağıran Mira'nın söylediklerinde takılı kaldığı tek kısım son sözleriydi. Yere savrulan kağıt parçalarında yazan yazılar başından aşağıya kaynar su etkisi bırakarak gerçekleri dökmüştü. Nasıl olduğunu bilmiyordu ama bir şeyleri saklamayı bu sefer becerememişti. Yanağında hala acısını hissettiği tokadın anlık verdiği şokla öylece dururken dünya etrafında dönüyor gibiydi.
"Mira sakinleş lütfen. Hepimiz seninle aynı durumdayız."diyerek yatıştırmaya çalışan Melisa karşılaştığı ateş saçan gözlerle pes edip geriye çekildİ. Şu an ne yaparsa yapsın Mira'yı sakinleştiremeyecekti. Oldukları durumun tuhaflığı yeterince can yakıcıyken her şey giderek berbat bir hal alıyordu.
"Senden bir cevap bekliyorum," Bağırmaya devam eden Mira bir adım geriye çekildi. "Ne zaman bize söyleyecektin? Ölünü buluğumuz zaman mı?!"
"Mira..."
"Bize senin öleceğini söyledi! Gittiğimiz doktor kardeşimin öleceğini söyledi," Hıçkırıklarının önüne geçemeyerek ağlayan Mira'nın karşısındaki durumuyla dolan gözlerinin önüne geçemeyen Nefes söyleyecek hiçbir şey bulamıyordu. "Nefes...Ben seni kaybetmek istemiyorum. Kardeşimi kaybetmek istemiyorum."
Sözlerinin verdiği ağırlıkla omuzları çöken Mira az önce yaptığı hareketlerinin aksine şimdi daha faklı hissediyordu. Sabah ilk işi Melisa'nın söyledikleriyle doktora gitmek olmuştu ve duydukları yıkılması için eş değerdi. Karşısında şimdi canlı bir şekilde duran arkadaşının yakında öleceğini bilmek kadar kötü bir şey yoktu.
"Ne olursa olsun yine söylemezdim."diyerek kesin bir dille konuşan Nefes gözlerinden süzülen iki damla gözyaşını burnunu çekerken sildi. Şaşkınlığa uğrayan üçlüyü görmezden gelip yerdeki kağıtları aldı. İçi ne kadar ezilsede belli etmekten kaçınıyordu. Eve gittiği zaman istediği kadar ağlayabilirdi ama şu an ağlamaması gerekiyordu.
"Konuşmamız gerekiyor. Ne saklıyorsan anlatacaksın." Emir içeren cümleleriyle konuşan Melisa son duyduklarıyla sabrını kaybetmişti.
"Rüzgar'ın haberi var mı,"deyip yeni bir soruya parmak basan Sevda ona dönen bakışlardaki ifadelerle cevabını çoktan almıştı. "Ona anlatacaksın. Kendi hayatın gibi onun hayatını mahvetmeye hakkın yok."