|12|

432 43 39
                                    

Keyifli akşamlar💜💙
Iyi okumalar⚘🙉
.
.

Saat: 01:50

Bütün sorularıma alacağım yanıt için şimdi bilmediğim bir işe kalkışacaktım. Ne kadar doğruydu bu? Daha kim olduğunu ve nasıl bir yaratık ile karşı karşıya olduğumu dahi bilmiyordum. Kafam o kadar karışıktı ki artık sağlıklı bile düşünemiyordum.

Sıkıntıyla nefesimi bırakarak sessiz adımlarla evden çıktım. Korkmam gerektiği yerde şimdi korkunun en ufak bir hissiyatını içimde taşımıyordum. Evet korkmuyordum fakat hissettiğim çok tuhaf, farklı birçok şey vardı. Artık bir insan olmadığımın farkındaydım. Ah, kulağa hala saçma geliyordu çünkü buna inanmak üç günümü almasına rağmen hala kabullenebilmiş değildim. Fakat değişik şeyler olduğunu biliyordum.

Aldığım her nefesi artık sıkıntıyla bırakır olmuştum. O kadın... o ölü kadın... Tanrı aşkına hala ölü biri ile konuştuğuma inanamıyordum. Gerçi bir ağaç ile konuştuğuma da hala inanabilmiş değildim ya.

Tam olarak kabul ettiğim şey neydi onu bile anlamamıştım. Ya da bir ölüyü nasıl kurtarmam gerektiğini anlamamıştım. Ciddi ciddi şimdi o ağacın yanına ölü bir kadını nasıl kurtarmam gerektiğini öğrenmek için gidiyordum. Akşamüzeri konuştuğumuzda bana gece bu saatte yanına gelmemi istemişti. Bahse varım aklımı kaçırmamam için bana zaman tanıdığına emindim. Bir anda yüklenmek istemiyor bile olabilirdi.

Ah, söylediklerim hala bana saçma gelirken bütün bunlara nasıl inanacağımı hiç bilmiyordum. Sadece şu an tek isteğim sorularıma net bir yanıt almak ve nasıl bir şey olduğumu bilmekti. Aksi taktirde kafamda biriken sorularla deli olacaktım.

Bahçeye doğru ilerlerken ağacın gövdesi etrafında gördüğüm kızılımsı parıltılı çizgilerle adımlarımı durdurdum. Inanması fazlasıyla güçtü ama esrarengiz bir görüntüye sahipti. Sanki etrafta bulunan tüm ağaçların babası gibiydi. Gerçi konuşurken bile ses tonundan kadın veya erkek olduğunu anlamak zordu. Çünkü belirli bir ses tonuna sahip değildi fakat adım gibi emindim birçok bilgiye sahipti.

Sakinliğimi korumaya çalışarak daha fazla olduğum yerde durmadan yanına doğru ilerledim. Selam verip vermeme konusunda kararsızca düşünürken o en az görüntüsü kadar esrarengiz olan ses tonuyla beni selamlamıştı.

"Dakik biri olmalısın gerçekten tam saatinde geldin."

"Saatin kaç olduğunu nerden biliyorsun?" dedim kafama anında takılan soruyu sorarak. Görmediğim kolu falan mı vardı diye düşünmeden edemedim.

"Ah, bu çok karışık daha sonra anlatacağım. Şimdi asıl konuya dönmemiz gerek."

Elbette bütün bunların cevabını bu geceden sonra alacaktım. Bu yüzden üzerinde çok durmadan artık ne yapmam gerektiğini öğrenmek için onu dinlemeye devam ettim.

"Oncelikle Jennie ile o gece ne olduğunu anlatmanı istiyorum." dedi sakince. Dur biraz her şeyi biliyor derken yanılmış mıydım?

"Her şeyi bildiğini sanıyordum." dedim ellerimi cebime sokarak. "Gerçekten... kafayı yiyeceğim." Derin bir nefes bırakarak kısaca o gece yaşananları anlattıktan sonra sustum. O gece aklıma geldikçe tüm uzuvlarımın uyuştuğunu hissediyordum.

"Nasıl yani sen aklına gelen bir şeyi anlatıp ona döndüğünde etrafta yok muydu? Ah... kahretsin."

Son söylediği istemsizce huzursuz olmama neden oldu. Bu kötü bir şey miydi? Neden öyle söylemişti?

deadline: decipher |jenmin| [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin