|23|

325 43 23
                                    

Herkese selam💜💙
Iyi okumalar⚘🙉
.
.
Söylediklerini anlamaya çalışıyordum ama gram anladığım yoktu. Eğer ağaç beni uyardıysa görünür olan şu bedeni tehlike saçıyor demekti. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum şimdi. Şaşkınlığımı atlatamayışım onun omzuma yatışından dolayı yapacak olduğum ani bir hareket onu uyandırabilirdi. Nedensizce onu uyandırmak istemiyordum. Eğer uyandırırsam daha da hırçın bir hal alabilirdi ya da şu an ben saçmalamaya başlamıştım.

"Bana uyacaksın, Jimin."

"Saçma sapan konuşma." dedim naif sesine karşı sert çıkışarak. Kollarım öylesine sızlıyordu ki bunun iki sebebi olabilirdi şu an da. Ya onlar yerimizi öğrenmiş geliyordu ya da... ya da karşımda oldukça sinir bozucu bir şekilde sırıtan Byun Gi Ran, kollarımdaki sızlamalara neden olan bir tehlike saçıyordu.

Adım attığı her an sızlamalar boy gösteriyordu. En acı sızlamam olanlardan sonraydı fakat şu an ki, sanki acısı olacak ama olamıyor gibiydi.

"Yanlış bir yaratığa siper ediyorsun kendini, Jimin."

"Ne o? Zoruna gitmiş gibi görünüyor."
Söylediğim üzerine robot gibi yürüyen adımları durduğunda sinir dolu bir sırıtış kondurdum dudaklarıma.

"O adi bir yaratık."

Bakışlarımı saniyeyle omzumda uyuyan bedenine çevirerek yeniden ona döndüm. Onu tanıyor muydu?

"Adi? Hangi adilik?" diye sordum bu sefer öfke doku bakışlarla. "Senin ucuz ihanetin gibi mi?" Yüzünde saniyeler önce kondurduğu sırıtma yok olduğunda histerik bir gülüş döküldü dudaklarımdan.

"Yoksa isminle bir olan uğursuz karakterin gibi mi?"

Aklıma gelen anılar öfkemi tetiklerken var gücümle yumruğumu sıktım. Yıllar sonra onu karşımda görmek gömülmüş olan tüm öfkemi gün yüzüne çıkarmıştı.

"Peki ucuz gördüğün karakteri delicesine sevmek nasıldı, Jimin?"

Tahmin ettiğim şekilde üzerime oynaması öfkeme yenik düşmeme neden oluyordu ama omzumda yatan onu, uyandırmamak adına insan üstü çaba sarf ediyordum.

"Ah, kadınındım değil mi?"

Bir ruhtan farksız olan bedeni tıpkı robot gibi konuşuyordu. Donuktu mimiklerini sanki gerektiği yerde kullanıyordu. Fakat sinirlenmeyecektim, ona istediğini vermeyecektim.

"Asıl ucuz olan o. Onun hakkında bilmediğin tonlarca şey var."

"Ne o, kırk yıllık arkadaşın heralde?"

Biraz önce yaptığım gibi karşılık vererek histerik bir gülüş atmıştı söylediğime.

"Nasıl bir yaratık olduğunu bilmem için kırk yıllık arkadaşım olmasına gerek yok, Jimin."

"Ne bu? Ucuzluğunu saklamak için uydurduğun bir hikaye mi?" dedim sinirimi bastırmak adına var gücümle yumruğumu sıkarken. Saçmalıklarını dinlemek istemiyordum, ayrıca bu kollarımdaki sızlamanın artık onun yüzünden olduğunu anlamıştım.

O belkide onlardan biriydi.

"Elbette bana inanmayacaksın, bunu bekliyordum."

"Git burdan. Derhal."

"Ah, gitmeme bu kadar hevesli olduğunu bilmiyordum."

Yeniden adım atmaya başladığı an, "Dur." dedim sert bir tonda. "Tek bir adım daha atmanı istemiyorum. Şimdi derhal gidiyorsun burdan." Yıllarca içime gömülü olan şu öfkemi bastırmaya çalışmak öyle zordu ki, elimde olsa bedenini hiç düşünceden parçalardım.

deadline: decipher |jenmin| [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin