|18|

333 42 67
                                    

Keyifli akşamlar💙💜
Iyi okumalar⚘🙉
.
.
Bir ölüyü öpmek hayatım boyunca yapacağım en son şey bile olamazdı. Fakat şimdi, bir insandan farksız olan bu ölü bedenin kurumuş dudaklarına iki dudağımla dokunuyordum. Kollarını hareket ettirerek benden kurtulmaya çalışırken aynı şekilde bende geri çekilmesini önlemeye ve kollarını tutmaya çalışıyordum. Bu ikimizin gücünü de tüketmeye ve ışığın azalmasını sağlayabilirdi.

Araladığım gözlerimle etrafa kolaçan ederken aynı zamanda dövmelerimin sızlayışını hissettim. Bu neden oluyordu bilmiyorum, ya ona temas ettiğimden ya da bir şeylerin olduğunu hissettiklerinden dolayı sızlıyordu.

Kollarımı incecik belinden çekmemle bedenim sert bir şekilde bar dolap kapaklarına vurmuş bu sefer gerçekten acı hissettiğimden inlemiştim. Pekâlâ bu kuvveti fazlaydı ve az önce dolap kapağını kırmıştım.

Kendime hakim olamayarak gülerken onun sinir dolu bakışları gözüme komik geliyordu. Alt tarafı öpüştük diye miydi bu sinir?

"Sen canına mı susadın!"

Sinirden sıklaşan nefes alışverişleri oluşan kısa ve gergin sessizlikte adeta kulak tırmalıyordu. Fakat bu hali korkutucu yerine komik geliyordu gözüme.

"Hiç öpüşmedin heralde." dedim yerimde doğrularak. Kırılan dolap kapağını elime alıp yere bıraktığım sırada hızla dibime gelerek boğazımı saran eliyle bedenimi duvara itmiş fakat boğazımı bırakmamıştı.

Bakışlarında beliren kırmızılık gözünün beyaz çevrelerine dolarken boğazımı saran parmaklarını daha da sıkmaya başladığında artık şakası olmayışının farkına vararak bileğinden tuttum. Fakat anında elini geri çekmesiyle boğazımda oluşan baskının son bulması öksürmeme neden olmuştu.

"Bunu yanına bırakmayacağım, Park jimin."

Kulak tırmalayıcı bir ses tonuyla yüzüme bakarken sonunda kesilen öksürüğümle yerimde doğruldum.

"Senden korktuğumu düşünmeni istemezdim doğrusu." Söylediğimle kaşlarını çatarak yüzüme baktığında, "Çünkü senden korkmuyorum." dedim gözlerimi gözlerine dikerek. Ardından elimin tersiyle dudaklarımı silerken gözlerine bakmaya devam ettim.

"Seni değil kendimi düşünüyorum. Bu lanet olası ışığın yok olması gerekiyordu ve bende gerekeni yaptım."

Hiç bir şey söylemeden öylece yüzüme bakmayı sürdürürken gözlerimi yüzünden devirerek etrafı kolaçan ettim. Fakat anında sızlayan dövmelerle birlikte bakışlarım kollarıma dönmüştü. Neden böyle sızlıyordu anlayamıyordum ama hala tehlikede olduğumuzu hissediyordum hatta fazla tehlikede.

Yeniden etrafa bakmak için kaldırdığım başımla onun önümde durarak yüzünü yüzüme yaklaştırıp kıyafetimin yakasından tutmasıyla irkilmem bir oldu.

"Inan bana acıyı iliklerine kadar hissetmen için her şeyi yapacağım."

Öyle öfkeli bakıyordu ki, gözlerinin beyazlarına yayılan kırmızılık geri çekiliyor sonra yeniden gözlerine doğru yayılıyordu.

Elini yakamdan sert bir hareketle iterek benden uzaklaşmasını sağlarken gördüğüm bir karartıyla onunda başını tutarak aşağı eğildim. Fakat beni bu sefer çok sert olmasa da yinede iterek kendinden uzaklaştırmıştı.

Kollarım hala sızlıyordu bu durum aynı zamanda iyi şeylerin olmayışını fazlasıyla hissetmeme neden oluyordu. Aklıma gelen fikirle yerimden kalkarak bileğinden tuttuğum gibi kafeden dışarı çıkıp koşmaya başladık.

Bileğini benden çekmek için uğraşırken dövmelerimde ki sızlayışın ve iyi şeylerin olmayışını hissedişim hala tehlikede olduğumuzu gösteriyordu. Bu yüzden sadece koşmanın daha mantıklı geldiğini düşündüm fakat onun tenine dokunmamı istemeyişi yüzünden koşmakta zorlanıyordum.

deadline: decipher |jenmin| [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin