|16|

391 45 58
                                    

Keyifli günler💙💜
Iyi okumalar⚘🙉
.
.

Uzun uzun baktı gözlerime. Bu denli öfkeyle bakmasının nedenini anlayamıyordum. Benden ne istediğini bilmiyordum.

Kıvrak bir hareketle oturduğu yerden kalkarak benden uzaklaştığında sırıtarak başımı aşağı eğdim. Yaratık olduğunu kabul ediyor anlamına geliyordu bu heralde.

"Kes sesini!" diye bağırmasıyla başımı ona çevirdiğimde yumruk yaptığı elleriyle üzerime atlayacak gibi bakıyordu yüzüme. Ardında büyüyen kızılımsı parlaklığa gezdirdiğim gözlerim öfkesini az buçuk bana gösteriyordu. Ne kadar öfkelenirse kızıl parlaklık o kadar büyüyordu.

Aniden elektriğin kesilmesiyle bu sefer yerimde irkilmiştim. Terasın ışıklarının bir anda kesilmesini anlamaya çalışırken ağacın söylediklerinin aklıma gelmesiyle bakışlarım öfkeli yüzünü buldu. Etrafında parlayan kızılımsı parlaklıktan yüzünü çok net görebiliyordum ve oldukça sinirliydi.

"Canına mı susadın sen?!"

"Yanlış bir şey söylediğimi sanmıyorum." dedim sırıtarak. Önüme dönüp kollarımı demire yaslayarak, rüzgarın esintisine gözlerimi kapattım. Fakat omzumdan sert bir şekilde sarsılışım gözlerimi huzursuzca geri açmama neden oldu.

"Seni burada yok etmek bir dakikamı almaz biliyorsun değil mi, canını yakarım, Park Jimin!"

Sabır dilercesine bıraktığım nefesimle oturduğum yerden kalkarak önüne dikildim. Beni her an yok edebilecek derecede baktığı düşüncesi terasta bulunan masanın bacağını anında kırmasıyla onaylanmıştı. Korkmalıydım fakat öyle yorgun hissediyordu ki duygularım, değil korkmak bana saldıracak hatta canımı alacak bile olsa parmağımı kıpırdatmazdım. Çünkü ben kendimi artık tanıyamıyordum.

"Hadi yap." dedim gergin sessizliğe son vererek. Bir anlık havalanan kaşları hemen ardından çatılarak üzerime birkaç adım attı. Geri çekilmedim, düşüncelerimi okuduğuna göre ne hissettiğimi çok iyi biliyorsun.

Öylece yüzüne bakarken derin bir nefes almasıyla ardında daha çok büyüyen kızılımsı parlaklığa çevirdim bakışlarımı. Kendisi ne kadar tehlikeliyse bende o kadar mı tehlikeliydim?

"Sen mi?" demişti birden. Bakışlarım yüzüne indiğinde kurumuş dudaklarında bir sırıtış belirdi.

"Sen ucubesin."

Yeniden öfkeli bakışlarına geri döndüğünde söylediği üzerine gülmeden edemedim. Gözlerimi kısarak gülmeye devam ederken birkaç adım geri çekilerek ellerimi demirlere yasladım. Ah, ucubeydim demek.

"Yani senden farksız değilim ha..."

Rüzgarın tatlı esintisi saçlarıma doğru üflerken kendimden beklemediğim hareketlerde bulunduğumu yeni fark ediyordum. Şu an onunla oldukça fazla inatlaşma içine girmiştim ve bu yapmamam gereken bir şeyken hoşuma gidiyordu.

Beklediğim bir cevap gelmediğinde kapattığım gözlerimi açarak arkama döndüm. Fakat aklımın ucundan dahi geçmeyen şeyi yapacağını beklemiyordum. Anlamadığım bir şekilde kolumdan tutulmamla kendimi boşlukta buldum. Rüzgarın hafif esintisi anında yüzüme tokat gibi çarparken binanın tepesinden aşağı düşmemek için son anda demirleri tutmuştum.

"Sen aklını mı kaçırdın! Ne yapıyorsun!"

Bedenim binanın tepesinden aşağı boşlukta sallanıyordu ve parmaklarımla demirleri var gücümle tutmaya çalışıyordum. Lanet olası kadın aklını mi kaçırmıştı?!

deadline: decipher |jenmin| [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin