|40|

404 43 41
                                    

Keyifli geceler💜💙
Iyi okumalar⚘🙉
.
.
💢

Aradan geçen kısacık zamanın ona saatler kadar geldiğini biliyordum. Jimin... kollarım arasında ilk defa zayıf ve bitkindi. Bazen nefes alırken acı dolu iniltiler çıkarıyor bazen sık nefesleri sonucunda ağrısı oluyordu. Evet sırtında gölgenin bıraktığı bir iz kalmıştı yani öyle sanıyordum. Öyle büyüktü ki, sırtının acısına sebep olacak kadar etkiliydi. Bu yüzden sırt kaslarının hareket ettiğini tahmin etmiştim. Ama sadece tahmin etmiştim.

Beni kulübeye bırakıp gittikten sonra nefeslerim daha da katlanılmaz bir acı bırakmıştı sırtıma. Zaten ufak tefek hissettiğim ağrıdan bir gariplik sezmiştim fakat sonuçlarının bu kadar ağır olacağını bilmiyordum. Her şey bir anda olmuştu, ölü bedenimde ilk defa acıyı her bir zerremde hissetmiştim. Böyle bir duyguya sahip olduğumu hatırlamak iyi gelse de nefesimi tamamen keserek beni acıdan baygın düşürmesi berbattı.

Yarı ayık aklımla kendime gelmeye çalıştığımda ise ilk defa böylesine varlığını iliklerime kadar hissettiğim net bir şey vardı sırtımda. Anlayamadığım adını bilmediğim tahmin edemediğim acıyı ise çok net hissetmiştim. Sonrasında boğazım yırtılırcasına bağırdım, sesim kulübenin tahta duvarlarında yankılanarak kulağıma geri dönerken beklenmedik acının kat kat fazlası aynı şekilde bağırmama neden olmuştu. Tenimin uyuştuğunu hissettim. Terden ıslanmış saçlarım yüzüme gözüme yapışmış bir halde olmasına rağmen onların tenime olan yapışıklığı hiç hissedememiştim. Bir şeyler olduğunu biliyordum fakat sırtımda daha önce şahit olmadığım o şeyin ne olduğunu çözememiştim.

Öyle tuhaftı ki varlığını kabul edemediğim hala neler olduğunu hiç bir şekilde bilmediğim ve beyaz renkli kanatlar sırtımda ağırlık oluşturuyor ve onları bilinçli bir şekilde hareket ettirebiliyordum. Yani Jimin'i rüzgardan koruduğum gibi.

Paha biçilmez bir histi. Asıl benliğim arkadaşlarım gibi olmakken ölülerin ruhlarıyla görevlendirilmiştim. Şimdi ise beklemediğim bu şey hiç olmadığı kadar tuhaf hissetmeme neden oluyordu. Duygularımı anlayamıyordum tek ve net hissettiğim tuhaf bir şeydi ama gerisi yoktu. Aklımda takılan sorusu ise ölü bedenlerin ruhları ile görevlendirilmiş bir ölüyken, kanatlarım... neden beyazdı? Tanrı beni bağışlamış mıydı yoksa?

"O iyi mi?"

Geldiğimden beri esrarengiz sesini duymadığım ağacın konuşmasıyla düşüncelerimden sıyrılarak ona döndüm.

"O mu? Evet iyi. Evine giderken şaşkınlığını hala atlatamamıştı ama öncekinden daha iyi."

Artık nefesimin peşinde olan bir yaratık topluluğu yoktu, artık bir düşman yoktu. Jimin iyiydi ve şaşkınlığını atlattıktan sonra daha iyi olacaktı.

"Hala anlamıyorum..." dediğini işittim onun. Sorgular bir tonla gelmişti kulağıma sesi. Başımı tamamen bedenine çevirirken,  "Tanrı ona bir kanat verdi Jennie. Bu yeryüzüne aykırı bir şey değil mi?" demişti derin bir nefes bırakarak.  Üzerime yapraklarından düşürmesi konuyu ne kadar ciddiye aldığını gösterebiliyordu.

Ama bilmiyordum.

Sorusuna verecek bir cevabım yoktu.

Önüme dönerek sırtımı sıcak gövdesine yaslarken sanki daha önce sıcağı hissetmemiş yerlerimde ısınıyormuş gibi hissediyordum. Bu, çok tuhaf bir duyguydu.

"Bunu daha sonra görebiliriz belki."

Kanatlar... o siyah kanatları belki de yeni gücünün kendisine bahşedilmesinden oluşmuştu. Bunu oda bilmiyordu, beklemiyordu. Nasıl kanatları olabilir diye şu an hala sorguluyor olması dinlenmeme izin bile vermiyordu.

deadline: decipher |jenmin| [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin