|29|

491 46 108
                                    

Keyifli akşamlar💜💙
Iyi okumalar⚘🙉
.
.

💢

"Pekâlâ artık gerçekten bu saçma sapan bahanelerden yoruldum Bay Hyun Dae."

Yaklaşık beş dakikadır karşılıklı bir şekilde konuşmaya çalışıyorduk ve ben sırf düzgün bir konuşma için yapmam gereken işlerimi iptal etmek zorunda kalmıştım. Beni resmen oyalıyordu üstelik saat geç olmaya başlamıştı ve hala doğru düzgün bir hazırlık yapamamıştım.

"Bakın Bay Jimin, inanın video nasıl sızdı bilmiyorum bunun için polis arkadaşım ile görüşeceğim."

Derin bir nefes bırakarak kapattım gözlerimi. Gerçekten uyduruyordu şu an ve ben buna sessizce inanmış gibi yapıyordum. Doğruyu söylemek varken neden yalan söylüyordu?

"Bay Hyun Dae." dedim kapattığım gözlerimi açarak. Gerçekten beni yoruyordu. Bir hevesim vardı değil mi? Ah, artık yok.

"Bana gelişinize hala minnettarım. Fakat yıllar önceki videom sizin dışınızda kimsede yoksa nasıl yayıldı söyler misiniz?"

Mantıklı bir cevap istiyordum sadece. Çünkü gittikçe bulunmaya ve tuhaf bir şekilde fenomen olmaya başlamıştım ve bu en son isteyeceğim şey bile değildi.

"Biliyorsunuz Bay Jimin, ben de videonuzu mezun olduğunuz okulda keşfettim. Belkide oradaki biri bunu duydu ve yaydi ama inanin ben değilim."

Pekâlâ, kulağa mantıklı gelmiyor değildi. Fakat bu yinede video site üzerinden kaldırılsada birçok insanın eline çoktan geçmiştir zaten işe bile yaramazdı.

Oturduğum yerden kalktığım sırada benimle birlikte kalkan Hyun Dae'ye kapımın dışına kadar eşlik ettim.

"Daha sonra görüşme sağlamayı çok isterim Bay Jimin, bunu kim yaptıysa bizzat ben ilgileneceğim emin olabilirsiniz."

Evet, buna inanmak istiyordum işte. En azından yapan kimse bir daha yapmazdı.

"Teşekkür ederim..." kapıdan dışarı çıkarak yol kenarına kadar yürürken, "Sizi böyle bir durum içine bıraktığım için üzgünüm Bay Jimin." demişti mahçupça. Benden büyük birinin bana söyleyeceği söz bile olamazdı bu, çünkü ondan oldukça küçüktüm ve bu fazlasıyla ayıptı. Önünde doksan derece eğilerek elinden tuttum.

"Ben özür dilerim Bay Hyun Dae, sizi suçladığım için..."

Gerçekten yaptığına inanmıştım. Evet bu sinir bozucuydu ama aklıma başka türlüsü hiç gelmemişti.

"Sorun değil lütfen içiniz rahat olsun bu işi en kısa zamanda halledeceğimden emin olabilirsiniz."

"Teşekkür ederim." diyerek yeniden önünde eğilip doğrulduktan sonra gözden kaybolana kadar beklemiştim yol kenarında. Ah gerçekten, o velet kimse iyi bir dersi hak ediyordu. Şimdi onun yüzünden hiç istemediğim bir konumdaydım ve bu fazlasıyla rahatsız ediciydi.

Sıkıntılı bir nefes bırakarak eve geri dönerken karşıdan Namjoon ve elindeki büyük... yani epey büyük evet, elinde gerçekten kocaman bir çam ağacı ile gelen Jungkook'a şaşkınlıkla bakakalsamda kısa sürede kapının önünde buluşarak, "Vay canına bu oldukça büyük." demeden kendimi alamamıştım. Kafamda ki tek soru; bu çocuk boyu kadar olan çam ağacını elinde yardım almadan nasıl taşımıştı?

"Ne sandın oğlum kuş kadar çam ağacı alacak değildik değil mi?" diyerek içeri geçerken sadece gülmüştüm söylediğine. Eminim küçük kook'tan küçük almazdı. Hah, kimi yiyor acaba? Geçen yıl 'kuş' kadar çam ağacı alıp ağaç yok olana kadar süsleyen de bendim.

deadline: decipher |jenmin| [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin