|30|

400 46 125
                                    

Iyi okumalar💜
.
.

"Dostum?"

Kulaklarıma ilişen tanıdık sesle ne zaman açık bıraktığımı sandığım kapalı gözlerimi açtığımda dudaklarım üzerindeki baskı onun parçalara ayrılıp yok olmasıyla son bulmuştu.

Bir anlık afallayışıma engel olamazken ne kadar süredir yerde yattığımı hatırlamıyordum. Jungkook, sarhoş haliyle yerde yatışıma sırıtarak bakıp açık kaldığını fark ettiğim musluğu kapatarak yanıma doğru uzanmıştı.

"Burada yatamazsın..."

Kendince mırıldanarak konuştuğunda gülümseyişime engel olamazken dudaklarımdaki nemliği de beraberinde hissetmiştim.

Zihnime saniyeler öncesi film şeridi gibi işlenirken bir anlık gelen deli cesaretle onu öpüşüme nasıl izin verdiğini sorgulamadan edemedim.

Tenlerimiz bir alev misali cayır cayır yanıyordu yani tıpkı şu an tenimin ona olan temasımdan yandığı gibi. Etrafımda kocaman olmuş kızılımsı parlaklığı da hissedebiliyordum. Yani bütün bunları şu an oda hissediyor olmalıydı değil mi?

Şaşkındım.

Tenine dokunmama izin vermişti çünkü. Oysa o an canımı alması gerekirdi fakat bunu yapmak yerine tepkisiz kalmıştı. Böylesine bana kin dolu birinin yapmış olduğum harekete karşı en ufak bir tepki göstermemesi bir sonraki karşılaşmamızda göstermeyeceği anlamına gelmezdi, değil mi?

"Çocuklar kalkın burdan."

Namjoon'un sesini işitmemle transa girmiş olduğum halimden ışık hızıyla çıkarak yavaşça yerimde doğrulurken çoktan uyumuş olan Jungkook'u kolundan çekiştirip kaldırmaya çalışan Namjoon'a dengesiz hareketlerimle yardım edebildikten sonra salona doğru geçmiştik.

Aradan yarım saat falan geçmiş olmalıydı heralde, hepsi çoktan bir köşeye sızmış uyuyorlardı.

Dur biraz.

Ben onu ne kadar süredir öpüyordum? Peki su ne kadar süredir açıktı? Sikeyim ya. Bu ay fatura fazla gelirse bana ödeteceklerdi. Ah, gerçekten kendimi tebrik ederim.(!)

Namjoon ve Jungkook dengesiz hallerine gülerek şominenin önüne geçtiklerinde odaya geçip üzerlerine battaniye örtmek için birkaç tane alarak yeniden yanlarına döndüm. Birbirlerine yakın halde uyuyor olmaları çok güzeldi. Namjoon'un bize böyle bir sürpriz yapması kadar daha güzel bir yılbaşı hediyesi olamazdı.

Gülümseyerek üzerlerine battaniyeleri örttükten sonra odaya geçip kendimi olduğu gibi yatağa bırakmıştım. Beynim bulanıktı aradan geçen süre tuhaf bir şekilde uzun gelmişti bana. Peki o süre boyunca benden uzaklaşmamış mıydı? Daha once dudaklarımı bir et gibi çiğneyip öldürmek için zehir bıraktığını söylerken şimdi hiç bir şey yapmamış aksine ona dokunmama izin vermişti.

Yüzümde oluşan aptal sırıtmaya engel olamadım. Tuhaf hissediyordum, oysa onu daha öncede öpmüştüm fakat bu sefer ki çok farklıydı.

Aniden uğuldayan beynimle gözlerimi sıkmak zorunda kalarak başımı yastığa gömdüm. Neden sürekli içki içince böyle uğultu işitiyordum anlayamıyorum. Bu değişiklik gösteren bedenim yüzünden miydi? Yoksa tamamen ondan bağımsız mıydı?

"Ağız tadıyla sarhoş olamamak böyle bir şey heralde..."

Öyle ortantısız bir haldeydim ki. Bedenim içkinin etkisinden dengesizlik yaşıyor fakat zihnim her şeyi kavrayabilecek kadar açıktı. Birde tüm bunların yanında sızlamalar hissediyordum ve oldukça yorucuydu.

deadline: decipher |jenmin| [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin